0.2

169 31 66
                                    

   Kızlar piknik yapmak için sofra bezlerini serip, yemekleri çıkartıyordular. Tailslar ise nehirdelerdi. Tabi benim dışımda. Bir ağacın en üstüne çıkmış uzanıyordum. Hava cidden güzeldi. Olduğum noktadan beni bulup nehire atmaları düşük olasılıktı. 

"Hey Sonic neredesin?" Knuckles'in sesi ormanda yankılanıyordu. Kızlar çağırana kadar aşağı inmeyi düşünmüyordum. Yattığım yerden kafamı hafiften kaldırıp Amylerin olduğu noktaya baktım. Gülerek sohbet ediyordular. Bu gülümsemeleri korumak istiyorsam daha yapmam gereken çok iş vardı.

"Kurulanın yemekler hazır!" diyerek Blaze, Silverlara bağırıyordu. Ağaçtan aşağı inip yanlarına gittim. Cream kurabiyeleri tabaklıyordu. Onun yanındaki boşluğa oturdum. "Kurabiye ister misin?" diyerek bana kurabiye tabağını uzattı. "Senin yaptığın kurabiylere nasıl hayır derim Cream?" diyerek göz kırptım ve birkaç kurabiye alıp ağzıma tıktım. Yan tarafıma döndüğümde Amy bize bakan kafasını diğer tarafa çevirmişti. Yüzü asık gibi duruyordu. 

"Bir şey mi oldu A-" dememe kalmadan Shadow Amy'e soracağım soruyu sormuştu. "Bir sorun mu var Rose?" Amy'e bakındım. Gülümseyip sorun olmadığını söyledi sonrasında Blaze'in yanına gitti. Onun gitmesiyle Shadow korkunç aurası ile bana döndü. Korkunç görünüyordu. Ve bu konu hakkında bir suçumun olduğunu düşünmesem de bunu Shadow'a nasıl açıklayabilirdim ki? Yüzümü diğer tarafa döndüm onunla göz göze gelmek irkilmeme neden oluyordu. Belki de geçmişte haklı olduğundandır...

Sofra bezine hepimiz oturmuş yemek yerken sohbet ediliyordu. Konu beni bulamamaları bu yüzden nehire atamamaları ile başlamış kasabada olacak festivalle devam ediyordu. Ben en başta Cream'ın yanına oturduğum için kalkmamıştım fakat şuan ki durum rahatsız ediyordu. Shadow ve Amy gayet samimi sohbet ediyordular. İçimden "Sakin ol Sonic." diyerek kendimi yatıştırmaya çalıştım. Shadow Amy'i aşk anlamında değil de değer verdiği biri olarak seviyor. Üstelik Amy'de beni seviyor. "Sorun yok." diyerek düşünsem de gözlerimi ikisine de dikmekten alamıyordum. "Ya ikisinin de düşüncesi diğer şekilde değişirse." Meyve suyundan yudum aldım. "Hayır hayır öyle birşey olamaz. Mümkünatı yok."

"Sonic ne yapıyorsun?" diyen Tails'a döndüm. "Hiçbir şey?" Tails'ın neyden bahsettiğini anlayamamıştım fakat kaşlarımı çattığımı hissediyordum. "Yine Shadow ile kavga mı ettiniz de kaşlarını çatmış düşmanca bakıyorsun?" diyerek Silver söze girişti. "Düşmanca? Sadece dalmışım. Birbirimizden pek memnun olmasak da biz bir takımız. Takımdan birine düşmanlık beslemem." diyerek konuşmayı sonlandırmaya çalıştım. "İşte bu tam bir kaptanın söyleyebileceği birşey!" diyerek Silver güldü ardından tıkınmaya devam etti. 

Sanırım ucuz atlatmıştım. Bende yemeğime dönmüştüm fakat Shadow'un o korkunç bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Yemeği yiyene kadar bana bu şekilde işkence etmeyi planlıyor gibiydi. 

Yemekten sonra takımlar halinde oyunlara girişmiş olsak ta havanın bir anda sertleşmesiyle toplanmak zorunda kalmıştık. Silver "Bay öngörücü haklı çıktı." diyerek uçan havluları topluyordu. Amy'e bakındım. Diğer köşede geri kalanları topluyordu. "Yardım edeyim mi?" diyerek yanına gittim. 

"Gerek yok Sonic. Her şeyi hallettim." diyerek gülümsedi. "Peki ama yardıma ihtiyacın olursa seslen." diyerek gülümsemesine karşılık verdim. "Anlaştık." 

"Ah ve unutmadan." diyerek yeleğimi sırtına verdim. "Üstün ince gibi duruyor." Sanki bunu yapmamı beklemiyormuş gibi yüzünde bir surat oluştu. Geçmişte gerçekten berbat biri olduğumu düşünmeye başlayacağım. 

"Teşekkürler fakat sen?" ona gözümü kırptım "Ben dayanıklıyımdır. Beni düşünme hızlıca onu üstüne giyin." Gülümsedi "Teşekkürler, giyeceğim." Gülümsemesi karşısında hafiften kızardığımı hissettim. "Sakin ol, sadece bir gülümseme." diyerek yüzümü eski haline getirmeye çalıştım.

5 dakikaya hepimiz toplanmıştık. Dönüşümüz, gelişimiz kadar sesli olmasa da eğer uyuyan biri varsa uyandırmaya yetecek kadar sesliydi. Üstelik bir diğer fark Shadow bizimle değil de kızların yanında yürümesiydi. Önceki döngülerde Shadow ve Amy'nin bu kadar konuşmasını sıkıntı etmesem de şuan kesinlikle bir sıkıntı gibi geliyordu. Shadow kısa süreliğine arkasına dönüp bana baktı ardından tekrardan Amy'e dönüp konuşmaya devam etti. 

Bunu bilerek mi yapıyordu?

Kasaba meydanına gelmemizle sağanak bastırmıştı. Herkes gitmişti. Amy ev benim dışımda herkes. "Sonic yeleğin--"

"Sorun yok Amy. Sende kalabilir. Senin benden daha çok ihtiyacın var gibi duruyor." Biraz düşünür gibi oldu "O zaman öyle yapalım. Teşekkürler. Sonrasında geri getireceğim."

"Rica ederim Ames." Yeleği kafasına koyup uzaklaştı.

"Onu sende götürebilirdin Bay Kaptan." arkama döndüm. Gittiğini sandığım Shadow karşımda duruyordu. "Sen gitmemiş miydin?" diyerek göz devirdim. Cevap vermediğini görünce kendi yoluma düştüm. Fakat... Bu kirpi neden benim arkamdan geliyor? Yaklaşık 200 metreden sonra arkamı ona döndüm. "Ne diye beni takip ediyorsun?" 

"Peki sen neden koşmuyorsun?" Koşmak en azından şuan ki fikirlerim arasında yoktu. Çünkü...

"Seni ilgilendirmez." diyerek terslendim. "Garipsin." yüzüne baktım. Gözlerimin içine bakıyordu. "Asıl garip olan sensin Shadow." Sinirimi bozuyordu. 

"Yüzüme boş boş bakmayı kes! Derdin ne senin?" Neden bu kadar sinirlendiğimi veya ona karşı öfkelendiğimi anlayamıyordum. Belki de Amy'nin her ölümünde Shadow'un ona benden daha çok yakın olması git gide beni kızdırıyordur. Bilmiyorum!

"Normal, bildiğimiz Sonic gibi davranmıyorsun. Ego yok, keyif yok, gözündeki mutluluk yok."

Bu kirpi ne vızıldıyordu? "Ne saçmalıyorsun?" 

"Sonic ben en değer verdiğim kişiyi kaybettim. Yüzündeki bakış o yüzden hiç de uzak gelmiyor. Tek sorun sen bu bakışları Amy'e karşı atıyorsun." Cevabıyla yutkundum. Çuvallamıştım. 3 aydır sakladığım şeyi Shadow tek bir bakışıyla çözmüştü. Yalan söyleme uzmanı değildim ve şuan önümde olan kişiye karşı yalan söylemekte kesinlikle çuvallayacaktım. Gözleri eskisine göre daha ciddi duruyordu.

"Söylesene Kirpi Sonic,"

"Bizden ne saklıyorsun?"

Yazılma tarihi: 14/05/22

770 Kelime

Benim Bir Tanecik Gülüm (SonAmy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin