KErksan65@gmail.com
-KMailini bırakmıştı!
Vay anasını! Resmen mailini bırakmıştı lan!
Eğer dünkü kız, beni tam o anda görseydi sanırım gerçekten ruh hastası bir kaçık olduğumu düşünmesi için gerekli nedene sahip olacaktı. Olduğum yerde zıplayarak, havaya yuppi diye yumruklar salladığım bir görsel düşünün. Mutluluktan ne yaptığımı bilmiyordum. Birilerinin beni izleyip izlemediğinin zerre kadar önemi yoktu. Sonunda bana mail adresini vermişti ve geri kalan her şey önemsizdi.
"Tamam. Bu kadar yeter" Nihat hocanın sesiyle saçma hareketlerimi durdurdum. "Tam olarak burada ne oluyor... İsmin neydi?"
"Gollum!" kendi şakama tek başıma kahkaha atıp oradan hızla tüydüm. En azından bir daha onunla uğraşmak zorunda kalmayacaktım.
Artık arkamdan gelme ihtimalini hatta beni müdüre şikayet etmesini falan bile umursamıyordum. Hapçı, hırsız, geri zekalı olduğumu düşünebilirdi. Sonuçta yüzüğü kapmıştım, değil mi? (anladınız siz)
Elimdeki kağıda bakarak sırıtıyordum. Otuz iki diş. Kaç zamandır böyle içimde biriken sıkıntılar azcık da olsa buharlaşmış, yerini aptal bir mutluluğa, kısmi bir şaşkınlığa bırakmıştı. Mail adresinin sahte olma ihtimali de vardı tabii. Ama şimdi bunu düşünerek anı bok etmek istemiyordum. Evet hala gergindim, hala kendi kendime tek bir notla havalara uçtuğum için kızgındım ama bunların hepsini bir süreliğine boş vererek hemen telefonumu çıkardım.
Kime: KErksan65@gmail.com
Konu: Nihat hoca neredeyse ensemdeydi!!Ama yakalanmadım. Öyle bir hızlı kaçtım ki. Gerçekten mailini verdiğine de inanamıyorum. Yani umarım gerçektir. Sahteyse eğer... Şu an kendi kendime yazıyor olurum değil mi? Asdishingffgst. Tamam. peki. KErksan65 demek! Ne olduğunu sorabilir miyim?
-AMesajı hemen yollamadım. Erksan herhalde soyadıydı. Okulda hiç duymamıştım, duysam da hatırlayacağımdan biraz şüpheliydim ama... Acaba bunu sormakla yine biraz üstelemiş olur muydum? Yine tipik tereddütler başıma üşüşmüştü. Tam mesajın o kısmını düzenlemeyi planlarken bir anda önüme çıkan Sonya ile yanlışlıkla göndere bastım. Salak kafam!
Artık yapacak bir şey yoktu. Tekrar tekrar gönderdiğim maile baktım. K buna ya cevap verecekti ya da beni hiç iplemeden engelleyecekti. Ama aslında bunun dün olması gerekmiyor muydu? Yani o da benimle görüşmek istemese kalkıp mailini vermezdi değil mi? Acınası halime gülesim gelmişti.
"Bana mailini verdi" zorlama bir şekilde gülümsüyordum. Sonya da koluma nazikçe dokunarak gülümsedi.
"Hadi bakalım. Minik kurların işe yarayacak sonunda. Buluşma ne zaman?"
"öyle bir şey olmayacağını biliyorsun. Hem kimsenin kur yaptığı falan da yok"
İç çekti. İnanmamıştı tabii ki tepkime. Omzuna düşen bir tutam saçı, işaret parmağına dolayarak gözlerini devirdi. Suratıma doğrudan aptal demesine gerek yoktu. Tavırlarıyla gayet rahat anlatıyordu ne düşündüğünü. Bu da onun olağanüstü yeteneklerinden biriydi işte.
"Yani tamam, bilerek yapmıyorum artık her ne yapıyorsam?"
Öyle bir kahkaha patlattık ki, etrafımızdaki öğrenciler bize bakıyordu. Yürümeye başladığımızda Sonya'nın birini arayan bakışları koridoru turluyordu. Mahir'i aradığını biliyordum gözlerinin ama asla itiraf etmezdi. Bu bakımdan biraz birbirimize benziyorduk. Tek farkla, o bir şekilde sessiz kalarak bile bana bir şeyleri itiraf ettirirken, ben ısrarla sorular sorsam da cevap vermezdi. Az sonra koridorun sonunda gördük Mahir'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K'den Notlar
RomanceBu muhteşem hikaye @Twoony'nin -K isimli hikayesinden Türkçeleştirilmiş ve ilhamla yorumlanmıştır. Yazara sevgiyle teşekkür ederim. *Orijinal İng versiyonunu Twoony hesabından bulabilirsiniz (bkz.takip ettiklerim) This story is sort of translated an...