Ayak izleri.

2.6K 194 31
                                    



Jimin şişmiş yanakları ve baygın gözleri ile karşısındaki adama bakıyordu.

"Zorla kendini, bunlar seni beslemez."

Gözleri ile içerideki adamları gösterdi, sırıttı. Jimin o tarafa baktı, onların öyle bir şey yapacağını düşünmemeye çalışaraktan ağzındakileri çiğnemeye başladı.

Biraz zorlansa da, ağzındaki yemek tanelerini yutmayı başardı. Hemen ardından
kalbine aniden giren sancıyla elini kalbinin üzerine koydu.

Taehyung, Jimin'in zorlandığını anlayıp ayağı kalktı. Birden kalkmasıyla Jungkook'un bakışları onu buldu.

İkisinin de anlamsızca donuk kalplerine yıllar sonra sancı girmişti.

İkili birbirlerinden habersizce derin bir nefes aldı. Jimin'e doğru ilerlediler.

"Hey, iyi misin?"

Jimin başı eğik olduğu için kimin geldiğini bilemezken, onun yüzünden endişelenmelerini istemediği için  başını salladı.

"Evet, iyiyim."

Geçen kalbiyle birlikte doğruldu. Karşısındaki endişeli adamlara baktı.

Yüzlerinde takılı kaldı gözleri uzun süre.
Hiç bir kelime etmeden baktı öylece.
Beyaz tenlerine, boynundan yüzlerine uzanan damarlara.
Göz kırpmayı bile unutmuş olacak ki, yanan gözleriyle kendine geldi.

Arkalarında olan Jin, önündeki üçlüye baktı. Bakışlarına anlam veremezken kaşlarını çattı.

"Şifreli anlaşma mı şimdi bu?"

Jimin Jin'e bakıp başını eğerek ve elini ensesine yerleştirerek ayağı kalktı.

"Nereye, daha 2. Tabağını bitirmedin?"

Jimin afallayıp, Jin'e baktı tekrardan.
Konuşmaya başlayacakken, jungkook söze atladı.

"Bu kadar yeterli, onu da başka zaman yer."

Jin homurdandı, bir şey demeden etrafı toplamaya başladı.

...

"Dikkatli olun çocuklar, bir şey olunca haber verin."

"Hyung, sadece evimize gidiyoruz."

Jungkook ve Taehyung küçük bir çocuk edasıyla, büyüğüne karşı gelince Namjoon güldü.

"Çocuklar, Jin hyung hep böyle.
Bilmiyor musunuz?"

Elini Jin'in beline koyarak önüne doğru çekti, kulağına fısıldadı.

"Artık sakin ol, onlar ne yapacaklarını biliyor."

Jin Namjoon'un yaptığı davranışa takılmışken, sözleri pek umrunda değildi.

Karşılarındaki ikili, hyunglarını görmemiş gibi davranıp arabaya bindiler. İkisi de heyecanlıydı, evlerine hyunglarından başka kimse gelmemişti bu zamana kadar.

...

Jimin arabanın içinde başını cama yaslayıp karanlığı seyrediyordu.
Aniden kulağına gelen kurt uğultusu ile doğruldu ve etrafa bakındı.

Jungkook arkaya dönüp Jimin'e baktı.
haline gülümsedi ve başını iki yana sallayıp önüne döndü.

"İlk defa mı duyuyorsun?"

Taehyung dikiz aynasından arkaya bakıp önüne döndü ve göz ucuyla Jungkook'a baktı.

"İlk defa bu kadar net duyuyorum."

Başını tekrardan cama yasladı, tekrardan uğultunun gelmesini dört gözle beklerken, camın önünden hızlıca bir şey geçtiğinde Jimin gerçekten korkmuştu. Ağzını açıp bir şey söylemeye çalışırken arabanın üzerinden gelen sesle sıçradı ve istemsizce bağırdı.

Taehyung, arabayı yavaşlattı, Jimin'e baktı.

"Korkmana gerek yok, hava rüzgarlı.
Dal parçası düşmüştür, ben bakayım.

Arabayı durdurup indi. Jimin tırnaklarını yerken bacaklarını titretiyordu. Taehyung'un söylediği şey onu rahatlatmamıştı. Dal parçası olacağını düşünmüyordu. Çünkü adeta bir insanı andırmıştı camdan geçen varlık.

Jungkook yavaşça Jimin'e döndü ve ona baktı. Endişelenmesini  istemiyordu.

"Sakin ol Jimin, hiçbir şey yok. Sadece dal parçası dedi Taehyung."

Taehyung'un yalanına Jungkookta dahil olduğunda Jimin başını salladı. Parmağı ile yukarıyı gösterdi.

Jungkook yukarıya baktı, ve gözleri irileşti. Onun bu kadar açıkgöz olacağını düşünmemişti.

Arabanın çatısında, çökmüş ayak izleri vardı.

...

Bölüm yazmayı unutmuşum arkadaşlar, yakında konuyu unutursam şaşırmayacağım..

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm sizleri öpüyorumm

Hybrid. |vminkook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin