Ohaslm. BUGÜN NAMJİN VAR..
Ağlamaya hazır olun bb***
Arabada giden ikili, evden ayrılmalarının üzerinden geçmesine rağmen yolu uzatmayı tercih etmiş ve bundan keyif aldıklarını belli edercesine radyodan şarkıyı da açmışlardı.
"Nereye gidiyoruz, bu yoldan gitmiyorduk sanki?"
Namjoon Jin'in sorduğu soruyu cevapsız bırakarak arabayı zifiri karanlık yoldan sürmeye devam etmişti. Jin korkuyordu, fakat yanında bulunan vampir fazlasıyla güçlü olduğu için kendini sakinleştiriyor, anın tadını çıkarmaya çalışıyordu.
Araba bir göletin önünde durduğunda Jin etrafa bakınmış ve yanına dönmüştü. Namjoon nefesini vererek arabayı içten kilitlemiş, ve gözlerini birleştirmişti.
"Hey, neler oluyor?"
"Sadece konuşacağız."
"Beni korkuttun."
Namjoon karşısındaki adamın gözlerinin içinde kaybolurken sessizce mırıldanmıştı.
"Üzgünüm."
Onun başına gelecekleri düşündükçe görüş açışı bulanıklaşıyordu. Aklına getirmemeye çalışsa da imkansızdı, gözleri tekrardan parlamıştı. Bu Jin'in dikkatini çekmişti. O da az çok biliyordu hastalığını. Namjoon'un bu konu hakkında konuşacağını biliyordu. Onun da gözleri dolmuştu. Titreyen dudaklarını birbirine bastırarak teselli etmeye çalıştı kendisini.
Namjoon her ne kadar kendini tutsa da, gözyaşları yanaklarından akmıştı. Başını zor bela kaldırdığında Jin'in ona baktığını görmüştü.
"Bu benim kaderim, kaderimi değiştiremem Namjoon."
Jin bakışlarını aşağı çekmiş ve akan gözyaşları ile gülmüştü kendi kendine.
"Ben gidersem, küçüklerime iyi bak.
Çiçeklerime, kitaplarıma, kelebeklerime ve arkamda bıraktığım herkese iyi bak."Namjoon kendini tutamayıp başını yasladı ve soluklandı. Gözyaşları yanaklarından akarken.
"ben gittiğimde belki toplanmayı öğrenirsiniz, etrafı toplar, kavga etmezsiniz. Jimin için yemekler yapar-"
"Sus artık!"
Namjoon bu sözleri kaldıramamıştı. Yedirememişti kendisine. Olumsuz düşünmedi hiçbir zaman, hep olumlu davrandı. Yetişkin olmaya çalıştı çünkü Jin bunu istiyordu. Jin için, sevdiği adam için bunu yapıyordu.
"lütfen, sus.."
Jin kendini tutamayıp gözyaşlarını bıraktı, arabada sadece ikisinin soluklanmaları ve iç çekmeleri vardı. Namjoon az da olsa kendini toplamayı başarınca Jin'in ellerinden tuttu ve ona baktı.
"Ölüm bizi ayıramaz, sen ölmeyeceksin. Benden gitmeyeceksin. Buna izin vermeyeceğim. Asla."
Namjoon kabullenmiyordu, olumsuz düşünmüyordu. Hep olumlu bakmaya devam edecekti. Onun için.
Jin gülümsemiş ve bir elini Namjoon'un saçlarını okşamıştı. Bileği incecik kalmış, bileğindeki bilezik düştü düşecek gibiydi. Hastalık onu da yormuştu, belli etmemişti kimseye. Hasta tarafını hep kendine gösterdi ve bir de onunla ilgilenen adama, Namjoon'a
"Ölüm bizi ayıracak, ve ben sadece sizi gözetleyeceğim. Eğer ölürsem, size bir kelebek olarak geri döneceğim."
Namjoon başını sallamıştı iki yana, istemiyordu. Ona bağlamıştı, istemiyordu kabullenmiyordu asla. İnkar etmek, haykırmak istiyordu. Ama gerçek yüzüne tokat gibi çarpıyordu. Sadece direnmek kalıyordu geriye.
"Lütfen, lütfen gitme."
İkili gözyaşlarına boğulurken Namjoon başını Jin'in dizine koydu. Hıçkırıklar içinde ağlarken sadece onsuz olmayı düşünüyordu. Boğazı yanarken, sadece bağırmak istiyordu. Gökyüzüne haykırmak istiyordu. O bu yaşına kadar tatmadığı duyguyu onda tatmıştı. O aşık olmuştu, ama sevdiği adamın ne zaman ölüm döşeğine düşeceğini bilmiyordu. Hep tetikte durmaktan artık yorulmuştu. Mutlu olmak, mutlu olmalarını istiyordu.
"Seni seviyorum."
Jin'in fısıldayarak söylediği şey, Namjoon'un kulağına gitmişti. Namjoon başını kaldırıp dolu gözlerle ona baktı.
"Gitmemek için direneceğim, senin için. Benim için çabaladın, yaşamak için bende çabalayacağım."
Gülümsemişti ikili, en sonunda da dudakları kavuşmuştu birbirine. Dudakları birbirlerine değdiği sırada unutmuşlardı her şeyi. Ölüm, hastalık, gözyaşı. Artık tek umursadıkları şey, arabada yankılanan kalp atışlarıydı.
Namjoon bir elini Jin'in sırtına koymuş, hasret kaldığı dudakların tadını çıkarıyordu. Jin ise sadece ellerini yüzüne koymuş ve gözyaşları içinde kalmış yanaklarda gezdiriyordu ellerini.
Bir süre sonra nefes almak adına geri çekildi Jin, Namjoon ise alınlarını birleştirdi ve fısıldayarak konuştu.
"Benden hiç gitme, Nazende'm."
...
Ah namjin ahh.. Ballı lokmalarım..
Oy vermeyi ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyi unutmayın sizi seviyoruz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hybrid. |vminkook|
Mystery / ThrillerJimin masum bir bebek. İki tane koca adamla başa çıkabilecek mi? Peki ya bu koca iki adam, Jimin'in hayatını iyileştirdi mi daha mı kötü etkiledi?