dó dhéag

2.6K 232 160
                                    

🌸🍋

Derin derin nefesler alıp vermeye çalışıyorum. Kısık gözlerim ile Kacchan'a bakıyordum. Sanki büyük bir suç işliyormuş gibi hissediyorum.

"K-kacc-chan..."

Bir şeyler yapması gerekiyor. Herhangi bir sensei ya da hemşireye haber vermesi gerekiyor.

Kolunu burnuna bastırdı.

"Bu ne böyle..." Elini göğsüne doğru götürdü. Aklım tamamen başımda değil gibi, sarhoş gibi hissediyordum, sarhoş olmanın nasıl bir his olduğunu bilmeden.

"Çok sıcak, Kacchan, yardım et... Lütfen..." Bu his çok fazla sinirimi bozuyordu.

Kaşlarını çatmış halde bana bakıyordu. Birden acı çikolata kokusu almaya başladım.

Feromonunu salgılıyordu. Kacchan'ın feromonunun kokusunu sadece bir kere alabilmiştim kesik kesik. Şu an tamamen alabiliyorumdum. Ama neden böyle bir şey yapıyor?

"Kacchan... neden..?"

"Kahretsin!" Birden bağırdığı için irkildim. O da kendisini lavoba kapısına yaslamıştı. Zorlanıyor gibi görünüyor. Kendisini tutuyormuş gibi.

Doğru ya, önünde kontrolsüz bir şekilde feromon salgılayan bir omega var. Tanrım, neden böyle bir anda böyle bir şey oluyor? Onu çok zorluyor olmalıyım.

Birden acı çikolata kokusu keskinleşmesiyle kendimi tutamayıp inledim. İkimiz de mahvolmuş bir şekildeydik.

Birden aklıma sensei'in anlattığı şey aklıma geldi.

"Bir omega rahatsızlandığında veya kızgınlığa girdiğinde alfalar feromonunu salgılayarak onları sakinleştirebilir..."

Şimdi anladım. Benim için o da feromon salgılıyordu. Ama neden birden bire keskin bir koku geldiğini anlayamamıştım.

"Deku, sakinleşmeye çalış. D-derin nefesler alıp ver... Sikeyim! Kimse yok mu?!" Dediklerini harfiyen yaparken bir gerçek daha geldi aklıma.

Şu an kızgınlıktaydım.

Ağlamam yavaşça durmuştu. Gözlerimi kapatıp derin derin nefesler alıp verdim. Biraz da olsa kendimi daha iyi hissediyordum. Onun kokusu cidden çok hoş. Hem pencereden gelen oksijen hem de Kacchan'ın feromonu beni sakinleştiriyordu.

Gözlerimi açıp ona baktım. Çatık kaşları ile gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Kolunu burnundan çekmişti ve dişlerini birbirine bastırıyordu.

"K-Kacchan?"

Ellerini kıracakmışcasına sıkıyordu. Ağzından adeta hırlama sesleri geliyordu kesik kesik.

"Kahretsin, Deku kaçmanın lâzım."

"N-ne?" Ellerini başına koyup olduğu yerde çöktü.

Bir şeyler diyordu ama hiçbir şekilde anlayamıyordum.

Kaçmamı söyledi. Ama o kapının önündeydi. Ve tamamen tehlikeli bir durumdayız. Eğer kendini durduramazsa...

Duvardan destek alıp yerden yavaşça doğruldum. Pencereden aşağıya baktım. Dördüncü kattaydık ve mesafe bayağı fazlaydı. Burdan asla atlayamazdım.

"Ne yapacağım?" Telaşlı bir şekilde Kacchan'a doğru döndüğümde ayaklandığını gördüm.

"Deku..!"

Kırmızı gözleri feromon salgıladığı için daha fazla kırmızı görünüyordu.

Zil sesini duydum. Tenefüs daha yeni bitmişti. Nasıl olur da kimse lavobaya gelmez? Neden kimse gelmiyor?

"Kacchan, lütfen dayan! Kimse yok mu?! Yardım edin!" Olabildiğince bağırmaya çalıştım.

Kacchan'ın nefesleri hızlanmaya başlamıştı. Feromonlarım hâlâ salgılanmaya devam ediyordu. Bu kadar fazla süre boyunca bir alfanın feromona maruz kalması çok kötü bir şey. Kacchan buna rağmen kendisini durduruyordu.

Bana doğru geldiğini fark ettiğimde korkmaya başladım.

"Kacchan? Kacchan bekle!" Tam önümde durunca ellerini kaldırdı.

"Bekle, lütfen!" Gözlerimi kapatıp ellerimi ona doğru savunmak için uzattım.

İki yanımdan da ellerini belimde hissettim. Vücudumu çekip başını omzuma yasladı. Korkuyla olduğum yerde duruyordum. Herhangi bir hareket edemiyordum.

Eğer ki beni mühürlerse istenmeyen şeyler olabilirdi. Hızla ellerimi boynuma götürdüm.

Kacchan'ın nefesleri yavaşlamaya başlamıştı. Bedeninin sasırdığını hissettim. Gülüyordu.

"O kadar mı korkuyorsun benden?" Hiçbir şey demeden bekledim.

Her ne kadar ben sakinleşsem de şimdi de Kacchan iyi değildi.

"K-kacchan, az sonra gelirler. Lütfen sadece bekleyelim." Ağzından nefes alıp veriyordu.

"Sikeyim, çok güzel kokuyorsun!" Aniden söylediğiyle sadece durdum. Bir şey diyemedim.

Kaşlarımı çatıp tekrardan bağırdım.

"Yardım edin! Birisi yardım etsin!"

Aniden kapının açılmasıyla nöbetçi bir sensei ilk şaşkınlıkla bize baktı, hemen ardından koridora doğru bağırdı.

Yeter artık. Gözlerimi kapatmak istiyorum.

🌸🍋

"...ergen seni..."

"Kapa çeneni, ergen ergen deyip durma başımda!"

"Ha?! Annenle nasıl böyle konuşursun?"

"Ah! Acıdı, koca karı!"

Duyduğum seslerin ardından gözlerimi açtım. Karşımda direkt saat vardı.

17.37

Başımı sağa doğru çevirdim. Kacchan ve Bakugou-san vardı. Kacchan benin gibi yataktaydı.

Bakugou-san beni görünce konuşmaya başladı.

"Ah, uyandı. Midoriya-kun!" Bana doğru dönüp benimle ilgilenmeye başladı.

"İyi misin tatlım? Su vereyim mi?"

"O-olur." Komidindeki bardağa sürahiden su doldurup bana uzattı. Yataktan doğrulup içtim.

Ah, ne oluyor böyle...

Aklıma birden bire olan şeyler geldi. Başımı yan tarafta uzanan Kacchan'a baktım. Sırtı dönüktü.

Resmen onu feromonuma maruz bırakmıştım!

"Annen neredeyse bir on dakikaya burada olacak. Endişelenme tamam mı? Feromonun için serum taktılar sana. O da bir on beş dakikaya biter..."

Bakugou-san'ın konuşmasından çok olaylar aklımdaydı. Az çok hatırlıyorum. Kacchan... Neden böyle bir şey yaptı ki? Lavobadan çıkıp hemşireye de haber verebilirdi. Onun yerine lavobada kaldı.

Yerime tekrardan uzandım. Ah, Tanrım nasıl bir gündü.

Bütün gün boyunca uyumak istiyorum.

Bütün gün boyunca uyumak istiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sweet Smell    llBakuDekullHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin