1

2K 100 355
                                    

DİKKAT! aşırı fizik ve tıp kurallarına aykırı, klişe öğeler bulunduran bir kitap. Bölümü bitirdikten sonra kanser testi yapmanız önerilir

Şaka maka saçma ve ironik bir kitap. İlk kitabımın devamını yazarken bir anda aklıma gelen bir kurgu

...

Hürkan kapıyı açıp Emre'yi içeri davet etti. Elindeki poşetleri tezgaha koyup içinden cips paketlerini çıkardı. Ağzına atarken video çekecekleri odaya yöneldi. Diğer elinde de bir poşet çay vardı

"Neden geç kaldın bu kadar. Akşam oluyor video karanlık çıkmasın"

"Markette sıra vardı"

Emre'nin ayarladığı küçük kameraya baktı

"Vlog mu çekiyorsun?"

Emre başını sallayıp kamerayı bıraktı ve masaya yaslandı

"Şimdi bana fikri atmışsın ama çok anlamadım. Çayı kafana ben mi fırlatıyorum?"

Hürkan ekipmanlarının olduğu masaya ve piyano ile önünde duran sandalyeyi çekecek açıda yerleştirilmiş tepedeki kameralara doğru ilerledi.

"Tam burada durup ben tuşlara basmayı bıraktığımda paketi fırlatacaksın"

Emre hırıltılı bir şekilde gülünce Hürkan eşlik etti

"Ya oğlum bu nasıl içerik ters kelepçe yiyeceğiz şimdi. Polisler kapıya dayanacak"

"Bir şey olmaz ya"

Ufak ayarlamalardan sonra Hürkan daha önce kaydettiği müziği açıp sandalyesine geçti.

"Bir tur at nasıl atıyorsun deneyelim"

Emre Hürkan'ın gösterdiği yere geçip çay paketini hafifçe attı ama paket rotadan şaşıp göğsüne gelince Hürkan acıyla inledi

"Kafama atıcaksın Emre. Acıdı be, hem bu niye bu kadar ağır?"

"Ne bilim olm öyle attım işte"

"Tamam tekrar dene"

Emre yere düşen paketi alıp eski yerine geçti. Bir gözünü kapatıp tam atacağı noktaya nişan aldı ama paket bu sefer de Hürkan'ın kulağının hizasına, sandalyenin arkasına çarpıp sekti

"Atacağım yer dışında her yere gidiyor bu da"

"Tamam denemeyi bitirelim yoksa paket yırtılacak, kaydı alıyorum ben. Alnımın biraz üstüne isabet ettirmeye çalış"

Emre başının bir hareketi ile onaylayıp tekrar paketi aldı. Hürkan kaydı ve müziği başlatıp yaklaşık 2 dakika boyunca orgun tuşlarına bastı. Video da, arkaya son zamanlarda olan olayların görüntüleri koyulunca iş bitecekti. Ve Hürkan son tuşa da parmaklarını değdirip elini çekti. Emre'nin kendisine doğru paketi attığını ve "ya hak" diye bağırdığını gördü. Son anda olacakları hissedip elini korumak için başına götürdü ama geç kalmıştı

Beklediği şey keskin bir ağrı ile okkalı bir küfür değildi. Sonradan ortam kararıp yerini boşluğa bırakmıştı zaten

...

Kulağına düzenli nabız sesleri geliyordu ama çok derindi. Sanki kulağı kapalıymış gibi

Gözlerini açınca pencereden girdiğini düşündü parlak ışıklar gözünü aldı. Tanıdık birinin perdeyi kapatan siluetini gördü. Işık biraz azalınca nihayet gözlerini tamamen açabildi

Hastane odası gibi bir yerdeydi. O iğrenç hastane kokusunu nerde duysa tanırdı zaten. Elleri iki yanda, dümdüz bir şekilde yatıyordu. Üzerinde hastane kıyafetleri vardı ve çıplak bacaklarındaki soğukluğu hissedebiliyordu. Elini zorla kaldırıp başında boylu boyunca uzanan sargıya götürdü. Tahmin ettiği gibi kulağına kadar beyaz bez kaplamıştı alnını

Sargıyı açmaya kalkıştı neden yaptığını bilmeden. Ama uzanan eller kollarını kavrayıp onu durdurdu. Kolları gene iki yana düşerken üstüne eğilen bedene baktı

"Sakin ol ve sargıyı açmaya çalışma. İyisin"

Ağzından bir iki kelime zorla döküldü. Sesi mümkünmüş gibi daha da kısıldı ama olanları bilmek için sordu
"Noldu?"

"Hatırlıyor musun? Emre ile video çekiyormuşsunuz. Bir çay paketi meselesi varmış amacınızı anlayamadım ama istediğiniz gibi gitmedi sanırım. Paketin içinde promosyon olarak bardak koymuşlar. Emre'nin de eli ağır zaten, kafana gelince senin devreler yanmış. Yaklaşık 6 saattir burdayız işte. Doktor ciddi bir şey yok dedi"

Karşısındaki kıvırcık saçlı genç kelimelerini üst üste sıraladığını fark edip derin bir nefes alıp kendini sakinleştirdi.
"Nasıl hissediyorsun?"

Sorusunu yönlendirdiğini an o da konuştu. "Sen kimsin?" diye mırıldandı Ömer'e kırgın gözlerle bakarak. Üstüne eğilmiş adamın endişeli yüz ifadesinin değiştiğini an be an izledi

"Hassiktir"

what if | porgolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin