🎵
🎶 baekhyun ── BAMBI
MINGI, ağrıyan boynunu ovuştururken başını kaldırıp komodininde duran dijital saate baktı. Sabahın altısıydı.
Bütün bir akşamını ve gecesini bir piyanonun, bir bilgisayarın, bir şarkı defterinin başına oturarak geçirmişti ve uykusuzluktan gözleri, aynı pozisyonda oturup durmaktan da tüm vücudu sızlıyordu ama bunlar genç adamın en son umurunda olan şeyler bile değildi şu anda.
Üç şarkı yapmıştı dün akşamdan beri. ÜÇ!
Hiç şakasız, mutluluktan ağlayabilirdi gerçekten. İçi kıpır kıpırdı, bir dakika uyku uyumamış olmasına ve hiç enerjisi olmamasına rağmen öyle mutluydu ki şu perişan hâli umurunda bile değildi.
Daha eve varmadan, otobüste karalamaya başlamıştı zihninde peş peşe akıp duran şarkı sözlerini. Eve ulaştığında şarkının taslağı çoktan çıkmıştı bile. Koşa koşa bir köşeye fırlattığı müzikal senaryosunu bulup yeniden okumuştu ve ilk perdede olması gereken şarkılardan biri için sözler kafasında oluşmaya başlamıştı anında.
Saatler boyunca odasının içinde dört dönmüştü genç adam. Önce defterine sözler karalıyordu, ardından piyanonun başına oturup melodiler çıkarıyor ve çaldığı kısımları telefonuna kaydediyordu, sonra bilgisayarın başına koşuyordu ve Yeosang'ın bilgisayarına yükleyip ona öğrettiği basit programlardan birinde taslak bir kayıt hazırlıyordu sonradan arkadaşına vermek için.
Bütün bir akşamı böyle geçmişti. Kimse de onu rahatsız etmediğinden saatler boyunca zihninde dönüp duran şarkılarla uğraşıp durmuştu genç adam. (Bir ara eve dönüp de merakla odasına girmeye çalışan ev arkadaşlarının kafalarına çantasını fırlatıp onları kovmasını saymazsak tabii.)
Oturdukları apartman bir müzik öğretmenine aitti. Güzel sanatlar bölümlerinde okuyan öğrencilerin kaldıkları yurtlar ve evlerde çok zorluk çektiklerini kendi öğrencilik yıllarından bilen bu emekli öğretmen, bu bölümlerde okuyan öğrencilerin rahatça çalışabilmeleri için apartmanının dairelerini yalnızca güzel sanatlar fakültesi öğrencilerine kiralıyordu.
Mingi ile San, bu apartmanın varlığını ve dairelerden birinin mezun olan bir grubun gitmesiyle yeni boşa çıktığını öğrendiklerinde üzerine atlamışlardı bu fırsatın; müzik bölümü öğrencileri hiçbir zaman rahatlıkla çalışamazlardı yaşadıkları yerde çünkü. San yurtta ne zaman kemanını eline alsa yan odalardan birileri duvarları yumruklamaya başlar ve ders çalıştıklarını, şu müziği kesmesini söylerlerdi bağırarak, halbuki genç adamın çalışması gereken ders de oydu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM ŞARKILARIMSIN, yungi
Fanfiction◇ song mingi; müzikal topluluğunun baş tacı, her yıl defalarca sahnelenen müzikallerin yıl boyunca dillerden düşmeyen ve çevre kampüslere kadar taşan şarkılarının bestecisi, kulüp üyelerinin deyişiyle de sahnedeki eski piyanonun efendisiydi. bir şar...