◇
song mingi; müzikal topluluğunun baş tacı, her yıl defalarca sahnelenen müzikallerin yıl boyunca dillerden düşmeyen ve çevre kampüslere kadar taşan şarkılarının bestecisi, kulüp üyelerinin deyişiyle de sahnedeki eski piyanonun efendisiydi.
bir şar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎵
🎶 cem adrian & hande mehan ── SEN BENİM ŞARKILARIMSIN
YUNHO, elindeki spor çantasını antreye atıp kapıyı arkasından kapattıktan sonra bir an durup evi dinledi. Arada duraklayıp sonra devam ederek kesik kesik ona ulaşan piyano sesini duyunca hafifçe gülümsedi ve adımlarını koridora çevirdi.
Çalışma odasının önünde durup aralık duran kapıyı yavaşça itti ve içeri baktı, Mingi piyanonun başında oturuyordu. Yan taraftaki sehpada boş kahve fincanları vardı, piyanonun üzerinde kâğıtlar darmadağın duruyordu ve Mingi'nin oturduğu oturağın altı buruşturulup yere atılmış kâğıtlarla doluydu.
Yunho bir an oradan ona baktıktan sonra yavaş adımlarla içeri yürüdü ve oturağın arkasında durup kollarını genç adamın beline sardı.
"Selam."
Dalmış olan Mingi hafifçe irkilse de ardından gülümsedi ve Yunho'nun boyun boşluğuna koyduğu başına yasladı başını. "Hoş geldin."
"Sabah evden çıkarken seni burada bırakmıştım." dedi Yunho, "Hâlâ buradasın. Hiç ara vermedin mi?"
Genç adam başını ona çevirdi ve alnını alnına yasladı sevgilisinin. "Beni tanıyorsun artık..."
"Kendini bu kadar hırpaladığını görmeyi hiç sevmiyorum."
Mingi uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdu onun. "Şu müzikal bir bitse..."
Yunho da ona bir öpücük verdi. "Bu müzikal bitince yenisi gelecek ama. O bitince yeni bir grubun çıkış şarkısını alacaksın. İşin bu senin Mingi. Kendini böyle harap etmemeyi öğrenmezsen ömrün bu şekilde geçecek ve ben bundan hiç memnun değilim."
Mingi onu belinden kavrayıp kendine çekerek kucağına oturttu ve bir kez daha öptü genç adamı. "Biliyorum, biliyorum. Elimde değil ama işte."
Yunho içini çekti ve genç adamın yüzüne uzanıp alnına dökülen saçlarını düzeltmeye başladı nazik hareketlerle. "Bitirdin mi bari?"
"Çoktan bitti ama biliyorsun işte, belki daha iyisini yaparım diye deneyip duruyorum. Aslında güzel oldu gibi... Bilmiyorum işte, yarın senarist ve yönetmenle görüşmem var."
Yunho başını sallarken Mingi öne eğilip alnını omzuna dayadı onun yorgunca. "Senin günün nasıl geçti? Erkencisin bugün."
"Bugün çok dersim yoktu, dün çok yorulunca Wooyoung çocuklar sınıfını ben alırım bugün dedi. İyi de oldu, küçük yaş gruplarıyla ders keyifli oluyor ama çok yorucu. Her kafadan ayrı ses çıkıyor, üstelik yetişkinlere olduğu kadar hızlı da öğretemiyorsun, daha yavaş ilerlemek gerek. Onu yapmaya hiç halim yoktu bugün."
