🎵
🎶 nazan öncel ── BİR HADİSE VAR
Günler birbirinin aynısı gibiydi.
Pencere kenarından dışarı bakarken aklından bunlar geçiyordu Mingi'nin.
Gökyüzü karanlıktı, bulutlar griydi ve günlerdir sürekli yağmur yağıyordu.
Hava durumu bile ruh hâline ne kadar da uygundu ama.
Hayal kırıklığı ve gözyaşlarıyla dolu güzel gözler yeniden gözünün önünde belirdiğinde içi çekildi genç adamın.
Elini göğsünün üzerine bastırdı. Kalbi ağrıyordu.
Uykusuzluktan sızlayan göz kapaklarını kırpıştırırken pencerenin önünden çekilip piyanonun önündeki oturağa döndü yeniden.
Günlerdir burada, bu odada, piyanonun başındaydı. Durmadan şarkı yazıyor, okula gitmiyor, arkadaşlarının ısrarına rağmen değil evin kapısından odasından dışarı adımını atmıyor, sadece kahve içip doğru düzgün bir şey yemiyor ve uyumuyordu.
Tüm bedeninin sızladığını hissediyordu ve bunun fiziksel bir şey olmadığını da biliyordu işte.
Hatalı olduğunu biliyordu.
Ona hiç hak etmediği sözler söylediğini biliyordu.
Yunho'nun ikisi için başka birinin karşısında durmaya yanaşmaması onu kırmış olabilirdi evet, ama yine de asla, asla o sözleri hak etmiyordu genç adam. Onunla aynı kefeye konmayı hak etmiyordu.
Ona korkak demesini hiç hak etmemişti. Bu muameleyi hiç hak etmemişti.
Onu o kadar kırmıştı ki, o hayal kırıklığını gözlerinde o kadar net görmüştü ki bu odanın içinde günlerini geçirdikçe her dakika daha fazla nefret ediyordu kendinden.
Kaç gün olmuştu? Ona yıllar gibi geliyordu. Kaç defa dışarı fırlayıp kapısına gitmeye niyetlenmişti bilmiyordu. Ama özür dilemeye bile yüz bulamıyordu işte.
Sadece onu düşünüyordu, bir iki saatlik huzursuz uykularında ise yine onunla, o hayal kırıklığı dolu gözlerle boğuşuyordu kabuslarında.
Ölecekti sanki özleminden. Şimdi karşısında görse onu hüngür hüngür ağlamaya başlayabilirdi belki.
Kapısının tıklatıldığını duyunca bıkkınca bir nefes alıp verdi. Rahat vermiyorlardı ona bir türlü. Herkes gitseydi ya başından? Zaten böylesini hak etmiyor muydu?
"Mingi."
San'ın sesini duyduğunda başını kaldırıp ona bakmadı genç adam. "Ne?"
"Wooyoung kahvaltı hazırladı. Lütfen gelip bir şeyler yer misin artık?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM ŞARKILARIMSIN, yungi
Fanfiction◇ song mingi; müzikal topluluğunun baş tacı, her yıl defalarca sahnelenen müzikallerin yıl boyunca dillerden düşmeyen ve çevre kampüslere kadar taşan şarkılarının bestecisi, kulüp üyelerinin deyişiyle de sahnedeki eski piyanonun efendisiydi. bir şar...