"Osman oğlum söylesene, ne olmuş Mine'ye?!" Yıldız Osmana telefondan bağırdı.
"Ya iyi, o da iyi galiba.." Osman cevap verir, "Yani şuan yanımda oturuyo ama, böyle bi.. hipnotize olmuş gibi bir hali var.. hiç bir şeye cevap vermiyo, bir noktaya boş boş bakıyo falan." Osman açıklar.
"Oh şükürler olsun." Feride söyler, kızlar kardeşlerinin sağ salim bulunduğunu öğrenince yeniden nefes alabiliyor gibi hissederler.
"Kıyamam ya kitlenip kalmış gene." Gökçe kardeşi hakkında söyler ve telefondan sevgilisine seslenir.
"Osman." Gökçe seslenir, "Emin'le alın bi su ile falan biraz yüzünü yıkayın yada suyla hafifçe çarpın kendine gelir o. Korkmayın, kriz anlarında hep oluyo ona, donup kalıyo. Biraz hafifçe çarpın yanağına, konuşun onunla, konum at biz geliyoruz."
"Tamam, tamam, yardım ederim ben.. Ha bu arada.." Osman Mine duymasın diye sessizce telefona söyler, "Mine'de en azından bir tokat yemiş benden söylemesi.. Kızcağızın yanağı mos mor olmuş."
"Haberimiz var." Feride üzgünce cevap verir, "Siz neredesiniz onu söyleyin biz hemen geliyoruz."
"Ben yola çıktım bile, Emin'in evine gidiyoruz." Osman cevap verir.
"Tamam araba sürerken telefondan konuşma. Kapat biz geliyoruz."
---------------------------------------------
Yolculuk sırasında Emin ve Osman, Mine'yi transından uyandırmayı başarır, ancak bu onun durumuna pek yardımcı olmaz. Babasıyla olanlardan dolayı hâlâ perişandı. Babasının sözlerini aklından çıkaramadı.
"Artık benim Emine adında bir kızım yok." Kuzey dedi, "İkinizi de asla görmek istemiyorum. Ailem ile ve benim ile, hiç bir alakan olmıycak artık. Ne haliniz varsa görün" Kuzey, yıkık görünümlü evden ayrıldıktan sonra belirtti. Sonra onları orada öylece bıraktı ve arkasına bakmadan arabasına binip gitti.
Mine bir şekilde kendini Cana'nın planlarının kurbanı olarak bulduğuna inanamadı. Daha da kötüsü, Emin'i de kendisiyle birlikte sürüklemesiydi. Ona bakmak için cesaretini bile toplayamadı. Ondan utanıyordu ve Emin'in onun yüzünden acı çektiği için suçluluk duyuyordu.
Daha ne olduğunu anlamadan Emin'in evine dönmüşler ve içeri girip biraz soluklandıklarından sonra Osman onları sorgulamaya başlamış ve ne olduğunu anlamaya çalışmıştır.
Mine Osman'ın hiçbir sorusuna cevap verecek durumda değildi, hala sessizce ağladığı için Osman genç kızın üstüne fazla gitmemeye karar verdi, ve Emin'e döndüp ondan bilgi almaya çalıştı, ama hiçbiri konuşmadı.
Emin'in önceliği şu an Mineydi. Mine'nin iyi olduğundan emin olmalı ve onunla ilgilenmeliydi. Osman'ın tüm sorularını duymazdan gelerek ayağa kalktı ve buzdolabına doğru yürüdü. Kendisi için bir paket buz, kız arkadaşı için de bir paket buz ve küçük bir şişe su aldı.
Kız arkadaşının sessizce gözyaşlarını döktüğü kanepeye geri döndü ve yüzünü ona çevirmek için morarmamış yanağını tuttu.
"Hadi, artık ağlama. Al şunu." Suyu verdi, "Biraz iç, nefes al, sakin ol. Bir kilitlenmeye daha düşmeni istemiyoruz, hm?" Kız arkadaşını sakinleştirmeye çalıştı.
Buzu nazikçe onun yüzüne getirdi. Mine acıdan biraz irkildi ama uzaklaşmadı. Emin, Mine'nin Boş elini avucunun içine aldı ve buz torbasına doğru yöneltti. "Bunu tut. Onu uzaklaştırma." kız arkadaşına talimat verdi, "İlk yardım çantasında çürüğün için bir şey var mı bakıp geliyorum" dedi sonra ilk yardım çantasını aramak için tekrar kanepeden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AILE SAADETI
Fiksi PenggemarYıldız restorana çalışmaya geri döndüğünde, kızlarda okula dönünce, şirin ailemiz bakıcı tutmak zorunda kalıyor. Ailelerinin içine getirdikleri bu yeni ve yabancı insan ailemize yardım mı edecek, yoksa bu mutluluğuna yakında kavuşan ailenin saadetin...