"yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence özellikle yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur. "
~Dostoyevski~"Neden bu kadar sessizsin Jessica?"
*Gerçek sessizliği sahte konuşmalara tercih ederim anne.*
"Ne demeye çalışıyorsun? Açık konuş"
*Neden geldin?*
"Kızımın yanına gelemez'miyim?"
*Ah, pardon unutmuşum senin kızın olduğumu. *
"Benimle doğru konuş Jessica. Karşında çocuk yok senin. Arkakadaşını kaybettin, acını anlıyorum. Ama bu bana böyle davrana bileceğini göstermez."
*Haklısın.*
"Ölenle ölünmez Jessica. Toparlanman gerek. "
*Her nefes alanın yaşamadığı gibi.*
"Ne.."
*Neden beni sevmediniz
anne? Kötü bir çocukmuydum ben?*"Neler söylüyorsun sen Jessica? Tabiki de seni çok sevdik. Sen bizim tek çocuğumuzsun."
*O zaman neden bana
sevildiğimi hissettirmediniz?*"Saçmalama Jessica. Ne istediysen aldık. Doğum günlerini en güzel şekilde kutladık."
*Bunları hiçbir zaman istemedim ki ben. Ben sadece kendimi böyle avutuyordum.*
"Ne demek istiyorsun?"
*Hiçbir zaman pahalı eşyalar istemedim demek istiyorum anne. Pahalı eşyalarım olunca çocuklar benimle arkadaş oluyordu. Böylece bende yalnız olmuyordum. Hepsi bu yüzdendi.*
"Neden daha önce söylemedin bize?"
*Anneler çocuklarının gözlerine bakınca herşeyi anlıyormuş. Sen niye yalnızlığımı görmedin anne? Niye görmedin?*
"Ağlama Jessica. Ağlamak zayıflıktır."
*Sen hep böyleydin işte. Hiçbir zaman ağlamama izin vermedin. İyi birşey yaptığını düşünüyorsan yanılıyorsun. Ağlamaya herkesin ihtiyacı var. Ağlamak acının belirtisi, gücün ise göstergesiydi aslında. Bunu bile ben kendim öğrendim.*
"Kim anlatıyor bu saçmalıkları sana?"
*Senin saçmalık dediğin şey benim gerçeklerim anne.*
"Bağırma bana Jessica. Karşında annen var senin. Kendine gel."
*Niye beni sevmedin anne? Niye saçımı okşamadın? Niye bana masal anlatmadın? Niye ya niye? *
"Senin için çabalıyorduk çünkü. Senin daha iyi bir hayat yaşaman için."
*Sebep?*
"Ne demek sebep? Çocuğumuzsun canımızdan bir parçasın çünkü."
*Hayır. Anne ve babalar çocuklarına vakit ayırır, sizin gibi yapmaz.*
"Nereye gidiyorsun Jessica?"
"Jessica sana söylüyorum."
"Jessica Black"
*Neden ona gerçekleri anlatmıyor'sunuz
Missis Black?*"Hangi gerçeklerden bahsediyorsun Harry?"
*Sizin gerçeklerinizden.*
"Açık konuş."
*Gözleriniz çok şey anlatıyor.*
"Ne anlatıyor mesela?"
*Kendi çocukluğunu yaşayamayan, kızının da çocukluğunu yaşatmayan bir kadının pişmanlığını görüyorum.*
"Yok öyle birşey "
*Gerçekleri söylediğimi sizde iyi biliyorsunuz Missis Black. Benden, kızınızdan saklaya bilirsiniz ama kendinizden saklamayın bunu. Kendiniz kabullendiğiniz zaman sorunlar bir bir çözülecektir.*
"Ben onun iyiliği için yaptım ne yaptıysam. "
*Böyle olacağını bilseydiniz yinede yaparmıydınız?*
"Yinede yapardım. O, genç. Bazı şeyleri anlamıyor."
*Onun anladıkları sizin anlayamadıklarınızdan daha çok.*
"Benim anladıklarım onun gerçekleri. "
*Sizin doğrularınız onun hüznü.*
"Böyle düşünmen umrumda bile değil."
*Kızınız da böyle düşünüyor ama. O da mı umrunuzda
değil?*"Jessica tabiki umrumda. O benim herşeyim."
*O zaman onu anlamaya çalışın.*
"O beni anlamaya çalışsın ilk önce. Büyük olan benim, doğru olanda benim. "
*Haklısınız Missis Black. Büyük olan sizsiniz ama çocuk gibi davranıyorsunuz. Ve her büyük olan haklı olmuyor.*
"Kendine gel Harry. Jessicayla nasıl konuşuyorsun bilmiyorum ama benimle böyle konuşamazsın.
*Sadece gerçekleri söyledim Missis Black. Sadece gerçekler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sebepsizler (TAMAMLANDI)
Teen FictionBir kadın düşünün; sevdiği adamı canından çok seven, Bir adam düşünün; yanlış sevgiyi, gerçek sevgiye tercih eden. Bir adam düşünün; onu sevmiyen birine herşeyim diyen... Hatalar, aşkı yanlış kişilerde arayanlar. Yalanlar, sırlar, çözümü intihard...