~13~

405 221 143
                                    

"Bırakmıyorlar...
İyi olamıyorum."
~Dostoyevski~

"Yağmur yağıyor Jessica. Hadi kalk eve git, üşüteceksin yoksa."

*Niye geldin?*

"Seni merak ettim."

*O gece beni bırakıp gittikten sonra da merak ettin mi ne halde olduğumu?*

"Elbette ettim Jessica."

*O zaman niye gelmedin James? Niye silmedin gözyaşlarımı?*

"Lütfen ağlama Jessica."

*Babam öldü benim. Canım çok yanıyor. Hiçkimsem yok. Görmüyor'musun, yapayalnızım.*

"Ben varım. Ben burdayım."

*Sende gittin, bıraktın beni onlar gibi.*

"Sana anlata bilmeyi çok isterdim ama yapamam bunu sana."

*Neyi anlatamazsın?*

"Zamanı geldiğinde öğreneceksin ama şimdi sırası değil. Hadi kalk,seni evine bırakayım."

*Gitmeyeceğim. Bensiz git.*

"Yapma Jessica. Burada olmanın kimseye faydası yok."

*Anlamıyorsun. Benim babam burda. Şu soğuk toprağın altında. Ben onu bırakıp, sıcak evime gitmem.*

"Baban bu soğukta kalmanı istemezdi Jessica."

*Babamı özlüyorum James. Bana babamı geri verin.*

"Sana nasıl teselli veririm bilmiyorum. Canın yanıyor farkındayım. Ama hayatına devam etmen gerek."

*Devam edecek bir hayatım olduğunu'mu sanıyorsun? Annem beni görmek istemiyor artık.Olivia da bıraktı beni, sende gittin. Babam da yok artık. Hepiniz gittiniz. Bu lanet olası hayatın nesini seveyim ki ben? *

"Annen niye seni görmek istemiyor?"

*Babam benim yüzümden öldü çünkü. Eğer beni görmek için buraya gelmeseydi o kaza olmayacaktı. Benim yüzümden oldu hepsi.*

"Hayır Jessica, hayır. Bu doğru değil. Olacağı buymuş demek. Bunda senin hiçbir suçun yok. Kendini suçlama lütfen."

*Gerçekler bunlar.*

"Babanı sen'mi çağırdın?"

*Hayır*

"O zaman neden kendini suçluyorsun? Baban kendi isteğiyle senin yanına geliyordu. Burda senin suçun yok Jessica."

*Git buradan*

"Ama sen..."

*Sana git dedim. En iyi yaptığın şey bu zaten. Yani gitmek.*

"Jessica"

*Git*

-Miss Black.-

*Harry.*

-Ben konuşmanızı bölmüyorum umarım.-

"Aslında tamda böl..."

*Hayır bölmüyorsun. Mister Honest de gidiyordu zaten.*

"Jessica burda kalma. Üşütüp, hasta olacaksın yoksa."

-Siz merak etmeyin, ben burdayım.-

"Seninle konuştuğumu hatırlamıyorum Harry."

*Gidip öteki tarafta konuşun. Beni babamla yalnız bırakın.*

-Anneniz sizi bekliyor Miss Black-

*Neden?*

-Babanızın miras dağıtımı açıklanacakmış.-

*Hiçbir şey istemiyorum ben.*

-Gelmeniz gerek Miss Black. Çünkü ortalık biraz karışık.-

*Noldu?*

-inanın bende tam olarak bilmiyorum. Ama iyi bir haber almayacağınız kesin.-

*Tamam gidelim hemen.*


★Karanlık sokakta ayak sesleri duyulmaya başladı. Genç kadın herşeyden habersiz yoluna devam etti. Aslında babasını orda yalnız bırakmak istemiyordu ama durum ciddiydi anlaşılan.

James ikilinin gittiğini görünce derin bir nefes aldı. Artık o da biliyordu Jessicayı kaybettiğini. Peki bu canını yakıyor'muydu?
Evet, hemde çok.

"Keşke başka bir yolu olsaydı da senden gitmeseydim sevgilim. İnan ki, ben seni bırakmak istemedim. Ama elimden gelen birşey yoktu. Özür dilerim."

Öteki yandan Harry da derin düşüncelere dalmıştı. Bu gece hiç iyi şeyler olmayacağını o da iyi biliyordu. Peki ya Miss Black bu gerçeklere hazır'mıydı?
İşte orası muammaydı.

Üç farklı beden aynı endişeyle yollarına devam etti. Ama bilmedikleri birşey vardı. Yanlış hayatlar ve saklı gerçekler onları bekliyordu.


Asıl hikaye şimdi başlıyor.
Sebepsizlerin 13-cü odasına hoş geldiniz :)


Sebepsizler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin