Arkadaşlar bu benim ilk hikayem. İnşallah beğenirsiniz. İyi okumalar...
Bugün benim en mutlu günüm. Bugün sevdiğimle evleniyorum. "Sevdiğim" belki biraz fazla hatta çok fazla ama hoşlanıyorum. İlerki zamanda da seveceğimden eminim. Sonuçta o beni seviyormuş ki benimle evlenmek istiyor. Kapının hızla açılmasıyla o tarafa baktım. Çağlar sert yüz hattı ile bana bakıyordu.
"Hazır mısın?" dediğinde yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.
Nasıl hazır olamam ki...
Ben tüm benliğimle hazırım ama sen değilsin sanırım. Neden bana bu kadar soğuk davranıyorsun ki...
Heyecanlı olduğunu biliyorum. Bende heyecanlıyım ama soğuk davranmıyorum.Tamam kabul önceden çok uzak ve soğuk davranıyordum ama evlenicez biz, bu kadar soğuk olman bir şeyi değiştirmiyor aksine zorlaştırıyor.
Sen benim kocam olucaksın. Çapkın ve yakışıklı kocam. Bende senin karın, kadının olucam. Sen bana, ben sana ait olucam. Artık ikimiz değil biz olucaz.
Ayağa kalkıp sevgilimin koluna girdim. Şimdi sevgilim ama birazdan kocam olacak. Şimdi yüzüklerimiz sağ parmağımızda ama birazdan sola geçecek. Bizim beraberliğimizin en büyük kanıtı olacak bu yüzükler.
Biliyorum önceden biz birbirimize çok uzaktık, belkide bu yüzden soğukluğun. Evet Çağlar'dan hoşlanıyor olabilirim ama hiçbir zaman peşinden koşup rezil olmadım. Hem peşinden koşsamda bir şey değişmezdi daha çok rezil olurdum. Okulda ki hiçbir kıza bakmazdı ki... Tabi ben hariç, hemen yalnış anlamayın babalarımız arkadaş olduğu için bizde arkadaştık. Çağlar'la aramızda soğuk bir arkadaşlık vardı.
Sevdiği bir kız varmış öyle diyorlardı. Asla ondan hoşlandığımı söylemedim. Şuanda bilmiyor zaten, bu akşam söyleyeceğim.
Merdivenlere geldiğimizde bizi alkış tufanına tuttular. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken Çaglar'a baktım. Yüzü hala aynı sertlikteydi ama neden?Tabi ya onunla zorla evlendirildiğimi düşünüyor. Evet kesin bundan böyle davranıyor. Aslında zorla da sayılır, annem biraz zorladı ama içimde olmasa zaten evlenmezdim, bu çocuk beni tanıyamamış. Sonunda merdivenlerden inip nikah masasına oturduk.
Çok heyecanlıyım, sanki boğazımda bir düğüm var ve yutkunamıyorum. Çağlar'dan sadece hoşlanıyor olabilirim ama böyle bir durumda hangi kız heyecanlanmaz ki...
Kalp atışlarımı biri duyacak diye korkuyorum. Şuan nikah memurunun dediklerini duymuyorum bile. Herkes bana bakınca o malum soruyu sorduğunu anladım. Çağlar'a baktığımda başka bir yöne bakıyordu. Nikah memuruna cevap vermek için döndüm ama bu seferde konuşamıyorum, sanki konuşmayı unuttum. Zar zor çıkardığım sesimle,
"EVET" dedim.
Sesim normal çıkmıştı ama ben bağırdım. Heyecan böyle birşey mi? Sanki bu dünyadan tüm bağım kopmuş gibi. Başka bir dünyadaymışım gibi. Konuşulanları anlamakta zorluk çekiyorum. Beynimde defalarca tekrarlıyorum ama anlamını bulamıyorum. Görüntü var ses yok! Düğün boyunca hep böyle mi olacak, bitkisel hayat gibi.
Nikah memurunun dediklerini algılamaya çalıştığımda herkes Çağlar'a dönmüştü. Çağlar'a da aynı soruyu sorduğunu anladım. Sıradan ses tonuyla,
"Evet" diyerek kestirip attı.
Gerçi benim sesim de böyle çıkmıştı. Heyecan yenilmesi çok zor bir duygu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
General FictionKalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen, Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı? - Zorla evlendirilen iki genç , Yıllar önce birbirine ait iki kalp , Saklanan sırlar, Yaşanmamış ilk aşklar, ve...