Perfect

2.6K 213 568
                                    

Geldiği doğum günü partisinin her saati işkence gibi geçiyordu Seungmin için. Büyük kafede tanıdığı birkaç insan olsa da hiçbirinin yanında duracak kadar samimi değildi. Buraya sadece Felix ısrar ettiği için gelmişti.

Önündeki masanın üstünde duran boş plastik bardağı eline alıp ayağa kalktı. Bütün gece uyumayıp ödevini bitirmeye çalıştığından şu an çok uykusuzdu. Ve onu ayakta tutan tek şey saat başı doldurduğu acı kahvesiydi.

Masada unuttuğu bir şey olup olmadığını kontrol ettikten sonra kafedeki kahve otomatına ilerledi. Evet, bu bir partiydi. Bardaklarda sadece alkollü içecekler olduğundan Seungmin bu otomatı kullanmak zorundaydı. Bugün... Ne harika bir vakit kaybetme şekli.

Yürüyüşündeki bozukluğun farkındaydı. Vücudu hakkı olan uykuya kavuşmak için uğraşırken Seungmin ona biraz daha dayanmasını söylüyordu. Gözleri kararınca yanındaki şeye tutunmak için kolunu uzattı. Biraz durup dinlenseydi her şey düzelecekti.

Ama yaptığı hamleyle elinde hissettiği acı uykusunun kaçmasına neden oldu. Yanından küfürler yükselirken o gözünün tamamını açıp eline bakmıştı. Elinin üstü ıslaktı.

Uyanan beyin hücreleri onu soğuk suya tutması için uyarırken o da onları dinleyip tuvalete koşmuştu. Ne kadar belli değil orada beklerken biraz uyumuştu da.

Kendine geldiğinde partinin hala devam ettiğini müzikten dolayı anlamıştı. Üstünü silkeleyip ellerini yıkadı. Ve az önce yanan eline ıslak peçete sardı. Felix'e artık gitmesi gerektiğini söyleyecekti.

Tuvaletten çıkıp salonda Felix'e bakındı.

"Seungmin." ismini söyleyen tanıdık sese doğru döndü. Chan onu çağırıyordu. Masada eskiden tanıdığı birkaç arkadaşıyla birlikte birkaç da tanımadığı insan vardı. "Gelsene!" Chan'ı dinleyip masaya ilerledi.

•••

Seungmin, masadaki herkesle ismen tanıştırılmış ve Felix'i beklemek üzere onlara katılmıştı. Sohbetlerine ise pek katıldığı söylenemezdi. Chan bilmese bile onun ilk aşkıydı ve Chan'ın yakınında olmak onu hala gerdiğinden sessizce oturuyordu.

Masada herkes bir konu hakkında karşıt görüşler öne sürerken Seungmin'in Jisung'un sevgilisi olarak tanıdığı Minho masadan bir şey söylemeden kalkıp gitmişti. O da onun gibi masada konuşmayan biriydi. Grubun dışından olduğu çok belliydi.

"Al." kucağına krem ve sargı bezi bırakıldı. Masa, sohbete kendini kaptırdığından bunu fark etmemişti. Jisung hariç. O, sevgilisinin geldiğini görünce ona bakmış ve Seungmin'in kucağına bıraktıklarını görmüştü.

"Sağ ol."

"Önemli değil. Eline dökülen benim kahvemdi."

"Sen de mi burada kahve içiyorsun?" elinin üstündeki peçeteden kurtulmuş soğuk kanlılıkla elindeki yanıkla ilgileniyordu.

"Otomat kahvesi bağımlısıyım." Minho'nun söyledi Seungmin'i gülümsetti.

"Dürüst olmak gerekirse ben de. Okuldakiler özellikle... Bambaşka bir tadı var sanki." Tadları çok kötüydü. Sadece uyanık tutuyordular.

"Bizim okulun kahvesi çöp suyu gibi." Jisung da onları dinliyordu. O ikisi gibi okula gitmiyordu. Liseden sonra yapımcılıkta ilerlemek istediğinden üniversiteye başvurmamıştı. Seungmin, güldü.

raconteur ㄲ MINSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin