Elveda Ankara

1.2K 74 4
                                    

Multimedia: Demir

-CAN-

Defne apar topar gittiğinden beri Demir abinin moreli çok bozuk. Birde düşmanlarından biri Defneyi öğrenmiş ve ona koz olarak kullanmak istiyormuş. Bizi yanına çağırdı.

Demir: "Size önemli bir görev vereceğim" dedi.
Emir: "Nedir abi?" dedi.
Demir: "Defneyi korumak için Istanbula gidiceksiniz" dedi.
Can: "Istanbula mı?" diye sordum. Kendimi bildim bileli Ankaradan hiç uzaklaşmadım kalıcı olarak.
Demir: "Evet ıstanbul çünkü size güveniyorum ama ona bişey çaktırmayın normal öğrenci gibi davranıcaksınız" dedi. Sonra da "Bora da gelecek zaten öyle daha az dikkat çekersiniz hem o sizden daha yakın Defneye" dedi. Bu sırada içeriye Bora girdı.
Bora: "Anlattın mi planı abi" dedi. Demek onun herşeyden haberi vardı.
Demir: "Evet anlattım yarın akşam çıkıyorsunuz pazartesi sabah Defnenin okuluna başlıyorsunuz hatta onun sınıfına gideceksiniz" dedi. Sonra hepimize bakıp "Size ev tuttuk üçünüz de birlikte orda yaşayacaksınız" dedi. Üçümüz de olumlu anlamda kafa sağlayınca "Sorun istemiyorum uslu durun ve orda ki asıl görevinizin Defneyi korumak olduğunu unutup başka şeyler yapmayın" dedi. Sonra eliyle çıkın işareti yaptı.

Dışarı çıkınca Bora bize dönüp "Bu akşam veda partisi var malum yarın akşam yolculuk var" dedi. Yarın sabah parka son defa gidicem demek oluyor burda. Kızıl gittikten sonra hergün o parka gitmeye devam ettim. Ama kızıl gelmedi. Gerçekten gitmişti. Onun o masmavi gözlerini, onun o kokusunu o kadar özledim ki. Ona sarılmak istiyorum. Daha adını bile bilmiyorum ama özlüyorum bu garip bişey biliyorum.

Akşam herzaman gittiğimiz cafeye doğru gittim. İçeri girdiğim de herkesin geldiğini gördüm. Onların yanına gidip "Merhaba millet" dedim. Sonra Emirin yanına oturdum. Bütün gece gitmemiz hakkında konuşuldu. Ankarada son gecemdı bu gece. Buraya o kadar alıştım ki Istanbulda ne yapacam bilmiyorum en azından yanımda Borayla Emir var. Onlar benim kardeşlerım gibi. Veda yemeğinden sonra bara gitmeyi teklif ettiler ben kabul etmedim. Israr ettiler Bora durumumu anladı ve "Tamam çocuğu rahat bırakın" dedi. Sonra onlar bara gitti bende parka gittim. Buraya hiç geceleri gelmedim. Sabahları çocukları izlemek için geliyordum hep. Tabi kızılla tanışana kadar. İlk tanıştığımız gün ağlıyordu bu kadar güzel bir kızı kim ağlattır ki diye düşünmüştüm. Adını bile söylemeden gitmişti. Sonra ki gün tekrar geldim ama o gelmedi. Merak ettim hatta bekledim. Adını bile bilmediğim bir kızı bekledim. Ondan sonraki gün geldi. Hatta beni yanaktan öptü. Bir öpücük hiç bu kadar masum olmamıştı. Kendi gibi öpücüğüde masumdu. Sonraki gün tekrar geldi ama bu sefer veda etmeye. Ona veda etmek o kadar zor oldu ki. Sarılınca bırakmak istemedim hiç gitmesin istedim. Ama gitti ve 4 aydır hiç gelmedi. Hergün yine bu parka gelip onu bekledim. Okul açılınca daha erken gelmeye başladım. Bu parkı sevmem için bana bir tane daha neden oldu. Bu parkın benim için önemi Annemdı. O beni küçükken hep bu parka getirirdi. Onu kaybettikten sonra yine bu parka gelmeye başladım. Burda oynayan çocukları görünce çocukluğumu annemi hatırlıyorum. Ama şimdi bu parka gelince bana Kızılı hatırlatıyor. Kalkıp eve doğru yürüdüm. Eve girince Emirin daha gelmediğini gördüm. Odama gittim camdan bütün Ankara gözüküyordu. Dışarı bakarak "Elveda Ankara" dedim. Yatağa yatıp uyumaya çalıştım.

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Bu akşam yolculuk vardı. Kalkıp Emire baktım odasında yoktu. Sonra salona gittim. Borayla oturmuş televizyon izliyorlardı.

Can: "Günaydın Beyler" dedim. İkisi de kafasını kaldırıp bana baktılar sonra da "Günaydın" dediler. Emirin yanına gidip oturdum. Boraya dönüp "Uçak akşam kaçta?" diye sordum.
Bora: "Akşam 7de" dedi. Sonra da devam etti "Ordaki herşey hazır okul, ev herşey hazırlandı" dedi.
Emir: "Defne bizi görünce niye geldiğiniz diye sormayacak mı?" diye sordu.
Bora: "Soracak onu da düşündüm Buseyle kavga ettik orda kalmak istemedim Demir abi de bize Istanbul da iş ayarladı sana yakın olmak istedim derim zaten bugünlerde kötü geçen gece bana 'Yanımda olmana ihtiyacım var' diye mesaj atmış" dedi.
Emir: "Demir abi bizimle gelecek mi peki?" diye sordu.
Bora: "Şimdilik hayır o burda ki işleri bırakamaz hem onun gidişi Defneyı daha çok hedef yapar" dedi. Saatte baktım parka gitmem gerekiyordu onlara dönüp "Ben çıkıyorum geç kalmam" deyip kalktım.

Parka gittiğimde yine aynı manzara Kızıl yok. 4 aydır neden kabullenemedim bilmiyorum bana giderken ben bu şehirde yaşamıyorum demişti. Ama ben hergün gelecek umuduyla bu parka koşuyorum. Zaten bu son gelişim artık her sabah gelemeyeceğim. Biraz parkta durup oynayan çocukları izledim. Sonra kalkıp taksiye atladım.

Mezarlığın ucuna oturup toprağını okşamaya başladım. Derin bir nefes alıp "Meleğim ben gidiyorum kızma bana olur mu? Seni unutacağımı felan düşünme sakın seni nasıl unuturum ben" dedim sonra yanağımdan düşen gözyaşını görünce ağladığımı fark ettim. Elimin tersiyle silip "Anne seni çok özledim ben bana sarılmanı özledim. Biliyor musun kızılda bana aynı sen gibi sarılıyor güven ve sevgi dolu. Anne ben neden sürekli o kızı düşünüyorum? Bilmiyorum ama o kızda beni kendine bağlayan birşey var. Kimse de olmayan birşey. Neyse bu akşam gidiyorum Ankaradan ama seni de yanımda götürüyorum çünkü sen hep kalbimdesin bunu unutma" deyip ayağa kalktım. Çiçeklerine dokunup "Çiçeklerin hiç solmuyor zaten senin elinin değdiği herşey güzelleşirdı" dedim. Sonra mezar taşına dokundum ve öpüp "Seni seviyorum meleğim" dedim. Mezarlıktan çıkıp eve doğru gittim. Eve girdiğimde Borayla Emir valizleri kapının önüne koyduklarını gördüm. Emir beni görünce "Nerdesin oğlum" dedi. Ona bakıp "Anneme veda ettim" dedim. Bora Emiri dürtüp "Biz valizleri hazırladık sende hazırlada çıkalım" dedi. Olumlu anlamda kafamı sallayıp odama gittim. Valizimı açıp içine kiyafet ve fotoğraf albümümü ve annemle fotoğrafımızın olduğu çerçeveyı alıp kapattım. Odadan çıkarken odama dönüp baktım. Burayı kesinlikle özleyeceğim.

Valizimı alıp odadan çıktıktan sonra çocuklarla taksiye binip havaalanına gittik. Uçağa giriş yapıp yerlerimize oturduk. Kısa bir uçuş oldu. Istanbula inince taksiye atlayıp yeni eve doğru gittik. Evde bir büyük salon, bienale büyük mutfak ve üç tane yatak odası var. Herkes kendine bir oda seçip yattık. Sabah okula gidecektik nasıl olsa.

Ona Prenses Deme!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin