KANLI CESET

305 25 30
                                    

BXB~~~

ŞİMDİDEN KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM❤️

1. Bölüm ~

Yine soğuk ve yağmurlu bir havaydı.Babamla birlikte gemimiz kara incide dalgalar ve fırtına yüzünden güvertede dağılan eşyalarımızı toplamaya çalışıyorduk.

babam çok sinirliydi doğduğumdan beri güldüğünü çok nadir görmüşümdür hatta babam gülüyorsa oradan kaçılması gerektir çünkü babam gülüyorsa ya sinirden ya da yaptığı ve yapacağı yağmalamayı insanlara çektireceği işkenceleri düşünerek zevk aldığı için gülüyordur o,o tam korsan olmak için doğmuş. Evet biz korsandık.-Benim pek öyle olduğum söylenemez-

Aslında babam sevdiği kişilere karşı söylediğim özelliklerin tamamen zıttı özellikleri gösterirdi ve oldukça romantik bir adamdı annemi öyle çok severdi ki diğer kadınlar hep annemin yerinde olmak isterlerdi taki babamın sinirine yenik düşerek katıldığı bir savaşta annemi gözü önünde parçalara ayırdıkları gün... O gün babam için her şey bitmişti  o günden beri kalbindeki sızı geçmiyordu pişmanlık,vicdan azabı her gün bedenini daha çok yaralıyordu...

Eşyaları topladıktan sonra babam dümenin başına geçti.Babamın anlattığına göre bizim gemimizi almaya çalışan bugüne kadar bir sürü korsan olmuş. Bunun nedeni ise eğer kara inciyi alırlarsa babamın gücünün ve şansının onlara geçeceğini düşünüyorlardı ama babam hepsiyle baş ederek bugüne kadar hepsini yok etmiş. Ve şimdi yine bir korsan ucubesi kara inciyi istiyormuş.Korsan babama yolladığı mektupta"gel savaşalım eğer sen kaybedersen gemini ve bugüne kadar bulduğun bütün hazinelerini alırım ama eğer ben kaybedersem ben sana bütün servetimi ve hazinelerimi vereceğim"diyordu.

Babamı bu çok riskli karardan vazgeçirmek için kaç kez yalvardım ama beni bir kez olsun dinlemedi.Evet şimdide büyük ihtimalle kaybedeceğimiz bir savaşa girmek için korsanın tarif ettiği adaya gitmeye çalışıyoruz.
                                                 
...
Aradan tam soğuk ve yağmurlu iki gün geçti . Ama biz adayı daha bulamadık.Ben güvertenin arka tarafındaki kutuların üstüne oturmuş uçsuz bucaksız maviliği izliyordum derken babamın bağırmasıyla kutularla beraber yere düşmüştüm.

Babamın yanına telaşla gittim ve ne olduğunu sordum babam sürekli buldum buldum diye sayıklıyordu neyi buldun diye sorduğumda ise bana sevinçle karşımızdaki kocaman adayı gösterdi ve işte ben o zaman bu gireceğimiz savaşta eminim ki kaybedeceğimiz gemimize son bir kez hüzünle baktım.Ben uzaklara dalıp gitmişken babam bütün silahları hazırlamıştı bile
Aradan yarım saat geçtikten sonra babam bütün hazırlıklarını bitirip son kez bana baktı ve gitti...

Ben silah ve bomba seslerine alışmama rağmen hala çok korkuyordum . Tam hatırlamıyorum ama yaklaşık iki üç saat geçtikten sonra sesler kesildi sadece nefes alış veriş seslerimi duyuyordum içimde bu savaşla ilgili tek ihtimal vardı.Kaybetmek.
Geminin içinden çıktığım an daha önce hiç karşılaşmadığım bir manzarayla karşılaştım.Babamın kanlı ve soğuk cesedi ayaklarımın dibindeydi kara incinin her tarafı babamın kanıyla dolmuştu.

O an sadece durdum bekledim yerimden kımıldayamadım ve saatlerce gözlerim şişene kadar ağladım.Şimdi ben ne yapacaktım nereye gidecektim.Keşke benim sözümü dinleseydi de şu an hayatta olsaydı.Ama daha fazla burada kalamazdım hareket etmem gerekiyordu. Ne yazık ki gemi kullanmayı bilmiyordum o yüzden adaya inecektim geminin merdivenlerinden yavaşça indim adaya adımımı attım ve yiyecek bulmaya çalıştım etrafımda dönüp dolaştıktan sonra kocaman bir ağacın üstünde duran hindistan cevizlerini gördüm ağaca tırmanmaya çalıştım ama olmadı birden aklıma kara incinin içindeki merdiven geldi ve gemiye doğru koşmaya başladım gemiye geldim .

Merdiveni sürükleye sürükleye ağacın dibine getirdim. Ve koca gövdesine dayadım tırmanıp hindistan cevizlerini topladım ve günlerdir aç olan karnımı doyurdum. Ayaklandım çünkü artık bu adadan gitmem lazımdı ama bunu nasıl yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. İki seçeneğim vardı ya adanın diğer taraflarına bakıp bir şeyler bulmak ya da kullanmayı bilmediğim kara inciye binip gitmek. Ama ben sanırım ikincisini yapıp buradan gidecektim kara inciye doğru tekrar gitmeye başladım.

Geldiğimde ise ağzım beş karış açık kalmıştı. Çünkü kara İnci yerinde yoktu.sadece boş hazine sandıkları vardı. Büyük ihtimalle babamla savaşmak isteyen korsan alıp gitmişti. Bu durumda benim de artık tek seçeneğim vardı bütün adayı dolaşıp bir şeyler bulmak. Adanın içlerine doğru yavaş yavaş yürümeye başladım yürürken de bir şeyler gözümden kaçmasın diye pür dikkat etrafıma bakıyordum.

Böylece tam bir saat boyunca yürüdüm ama hava kararıyordu ve sanırım artık birazcık durup dinlenmek en iyisi olacaktı. Bir ağacın dibine oturdum uluyan kurtlar,öten baykuşlar cırcır böcekleri hepsinin sesine bu kadar yakından şahit olmak açıkçası beni çok tedirgin ediyordu. Ama kendimi sakinleştirerek bir iki dakika sonra uyuya kalmıştım.

bölüm sonu...

KARA İNCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin