eight

630 50 4
                                    

Kapıyı açtım ve sessiz adımlarla girdim içeri. Gece geç saatlerdi ve Kyungsoo'yu çekecek halde değildim.

Kapıyı ardımdan ağırca kapadım ve ayakkabılarımı çıkardım. Arkamı döndüğümde koridorun sonunda kapıya yaşlanmış bana bakan Kyungsoo ile göz göze geldim.

Yerimden sıçrarken "ah! Korktum!" Diye bağırdım. Kollarını göğsünde bağladı ağırca. "neredesin sen?"

Yutkundum yavaşça "hiç, geldim işte." Ağır adımlarla yürümeye başladığımda bakışları bacaklarıma indi. "Doğru düzgün yürüyemiyorsun bile. Söylesene, ilişkin mi var senin?"

"Düzenli ilişkin var ve bana mı söylemiyorsun?" Başımı olumsuzca salladım. "Hayır, yok."

"Haftalardır eve böyle gelmenin bir nedeni yok mu yani?" Derin bir nefes verdim ağırca "pardon annecim sana bilgi vermem gerekirdi."

Kolumu tuttu ve salona çekiştirdi beni. "Kyungsoo, gerçekten yorgunum." Koltuğa oturduğunda beni de yanına çekti hızla.

"Anlat bana, bu görüştüğün adam kim?" Isırdım dudağımı "isim veremem." Kaşları çatıldı "neden veremiyorsun?"

Bakışlarımı kaçırdım ama o ısrarla bana bakmaya devam ediyordu. "Ünlü biri." Diye mırıldandım ardından.

"Ona kimseye bahsetmeyeceğime dair söz verdim." Gözlerini devirdi. "Şunu söyle bari. Gay olduğu herkesçe biliniyor mu?" Başımı olumsuzca salladım.

Derin bir nefes verdi. "Baekhyun sen aptal mısın? Neden öyle biri ile bir şeyler yaşıyorsun?"

"Ciddi bir şey yok zaten!" Diye yükselttim sesimi. "Lütfen Kyungsoo, sadece düşünmeden yaşamak istiyorum biraz." Yaklaştı ve sıktı omuzlarımı. "Ben senin için diyorum. Bakışlarını görmüyorsun Baekhyun. Çoktan kaptırmış gidiyorsun. Ben o adama bir şeyler hissetmediğine inanmıyorum."

Bakışlarımı kaçırdım hızla. "Bunu sonra konuşalım." Uzandı tuttu elimi. "Baekhyun üzülen sen olursun. O adam eğer ünlüyse seninle ilişki yaşamaz. Her buluştuğunuzda eve bu halde geliyorsun. Belli değil mi? Enerjisini atmak için kullanıyor seni işte."

Sertçe ısırdım dudağımı. "Her şey karşılıklı tamam mı?" Güldü ben ayağa kalkarken. "Sen gerçekten onun da senden hoşlandığını falan mı sanıyorsun? Unutma Baekhyun sen bana daha onun ismini bile söyleyemiyorsun. Herkese açık ilişki yaşar mı sanıyorsun?"

"Ben odama gidiyorum." Diye mırıldandım dediklerine bir cevap vermezken. Odama geldim ve ağırca değiştirdim üzerimi.

Boy aynamın önüne geçtiğimde inceledim kendimi. Sıradan biriydim. Şirin bir yüzüm vardı ama vücudum sıradandı.

Ve en önemlisi Kyungsoo'nun dediği gibiydi. Erkektim. Chanyeol benim elimi tutup kimsenin karşısına çıkmazdı.

Bana hiç bir şey hissetmiyordu bile.

Uzandım ve masadaki kremi aldım. Yüzüme ve boynumdaki kızarıklıklara sürdüm ağırca yaydım.

Yatağıma oturduğumda ise açtığım komidin çekmecesinden bir ağır kesici aldım. Yarın yine it gibi çalışmam gerekiyordu.

Benim peri masalım sadece bir gündü.

-------------------

Derin bir nefesin ardından sildim ensemde biriken terleri. "Evet Lucas. Bugünde burada duralım. İyi gidiyorsun." Büyükçe gülümsedi "teşekkür ederim Hyung."

Oda enesine bir havlu alırken yanıma yaklaştı. "Sen iyi misin? Durgun gibisin bugün." Gülümsemeye çalıştım. "Yorgunum biraz. Önemli bir şey yok."

Başını olumluca salladı. "Ben üzerimi değiştirip çıkıyorum o zaman Hyung." Başımı olumluca salladım sırtımı sandalyeye yaslarken.

Hafta ortasına gelmiştik ve o günden bu yana Chanyeol'dan bir arama bile almamıştım.

Bir kere aradığımda ise açmamış, ve geri dönmemişti. Derin bir nefes verdim tekrar. "Peri masalı biraz hızlı bitti desene." Diye mırıldandım kendi kendime.

Kapı çalınmadan bir anda açıldığında hızla bakışlarım kapıya döndü. İçeri giren Lucas ağabeyini görünce sevinçle gülümsedi.

"Hyung~ beni mi almaya geldin?" Bakışları ilk önce bana çarptı ardından ise Lucasa döndü. "Burada işin vardı senide alıp geçeyim dedim."

Lucas kapıya doğru ilerlerken ağırca kalktım ayağa. "Sen geç arabaya. Geliyorum ben." Söylediği şeyler ile yerde olan bakışlarımı kaldırdım.

Lucas çıktıktan sonra hızla kapadı kapıyı ve yanıma yaklaşmaya başladı. "Baekhyun."

Elleri belimi sardığında rahatsızca kıpırdandım. "Biliyorum bir kaç gündür seni hiç arayamadım. Üzgünüm."

Bakışlarımı bakışları ile buluşturdum ağırca. "Neden aramadın?" "Üç gündür stüdyodan çıkamadım. Yeni şarkı kayıtları yapıyoruz. Her gece yatağa sürünerek giriyorum yemin ederim."

"Aklımdan çıktı sürekli sana yazmak. Üzgünüm." Gülümsemeye çalıştım. "Sorun değil. Sonuçta aramızda bir ilişki yok. Beni aramak veya haber vermek zorunda değilsin."

Derin bir nefes verdi. "biliyorum ama yinede, haber vermek istedim." Başımı olumluca salladım. "Haber verdiğin için teşekkür ederim."

Eli ağırca okşadı yanağımı. "Ben Lucasın yanına dönmeliyim." Başımı olumluca salladım. "Tamam, dikkatli sür."

Yaklaştı, öptü dudaklarımı. Gözlerim ağırca kapanırken dudaklarına karşılık verdim.

Ayrıldığımızda nefesi nefesime karıştı. "Seni arayacağım." Başımı olumluca salladım sadece. Kendimde konuşacak gücü bulamıyordum.

Chanyeol geldiği hızla gittiğinde sandalyeye geri çöktüm.

Kafamı tümüyle karıştırıyordu. Tam bitti diyordum, bitti artık benimle ilgilenmiyor. O anda geliyor ve altüst ediyordu beni.

Geçen bir kaç dakikanın ardından açılan kapı ile bakışlarım içeri giren Kyungsoo'nun bakışları ile buluştu.

"Duydum." Diye mırıldandı. Kaşlarım çatılırken güldü hafifçe "gerçekten mi Baekhyun?"

"Chanyeol'la mı birliktesin?"

Guitairst/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin