Hayal Kapanı

68 10 21
                                    

🎶 : Melanie Martinez/ Mad Hatter, Beautiful Mess/İnspired By China, Carla Morrison/Devuélvete
.
Oy verip destek olursanız çok çok mutlu olurum. Yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar !

.
.
.
.

Karanlık

Zifiri karanlık

Karanlıkta parlayan tek kişi oydu. Bir süre sonra o da sönmüştü. Artık ışık yoktu. Karanlık tek başına bir felâkete dönüşmüştü. Peki ya karanlığın içinde barındırdıkları?

Yalnızlık

Öylesine bir yalnızlık değildi bu, en kalabalık olanından bir yalnızlıktı. Bir dünya kadar kalabalıktı onun yalnızlığı.
Ağlamıyordu. Bağırmıyordu. En fenası nefes alamıyordu.

Nefes almayı bile unutmuşken nasıl 'gitme' diye bağırabilirdi ki ona?

***

Bazen küçük sandığımız acılar başkaları için büyük olabilirdi.

Bazen büyük sandığımız acılar başkaları için küçük olabilirdi.

Acının büyüğü küçüğü olmazdı. Bir acının başka bir acıyla karşılaştırılmasına nasıl müsaade edebilirlerdi?

Sesleri yok et !

Edemiyorum. Lanet olası sesler kafamdan çıkmıyordu. Bu yüzden buradaydım. Açıkçası burada olmamın bir faydası yoktu bana. Robotların yanında insan gibi davrandım diye beni buraya getirmişlerdi. Başkalarının 'olması gereken' dedikleri anlayışa uymadığım için buradaydım. Hiç adil değil.

"Hale Esen, kırmızı" aynı saatte, aynı yerde, aynı adımlar, aynı sesler. Bir döngü içersinde aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu herkes. Bunu garipseyen yok muydu? İlk başlarda ayak uydurmamak istedim, bende onlar gibi olamazdım. Ben robot değildim ama diğerleri de benim gibi bir süre sonra alışmaya başlamışlardı belki de. Belki de kendilerine insan diyenlere karşı çıkamadıkları içindi.

Kırmızı hapımı alıp tepsime attıktan sonra her zamanki en uç köşe masaya doğru yürüdüm. Burada yalnızdım. Beni o olaydan sonra buraya tıktıklarından beri yaşamıyordum. Ama onlar bana yaşayayım diye hap veriyorlardı.

İnsanlar garip yaratıklar !

Biliyorum.

Kepek'i susturduktan sonra masaya tepsimi koyup oturdum. Sessizce hayatımda yediğim en kötü mercimek çorbasını içerken Akgün'ün de orta masalardan birine geçtiğini gördüm. Ah evet yanılmıyordum! Onun da kafasının içinde sesler vardı. Biriyle mi konuşuyordu bilmiyordum ama yine de kendi kendine konuşuyordu.

Ve o

Yine çorba almadan sadece salata ve patatesle oturdu Akgün'ün yanına. Onun ne sorunu var bilmiyordum ama dışarıdan normal görünüyordu. Yani insanlara göre. Bence aramızdaki en anormal oydu.

"Neden onunla konuşmuyorsun?" dedi yanımdaki kimsenin göremediği, yalnızca benim gördüğüm varlık. Ona gözlerimi devirdim. "Çünkü o kimseyle konuşmuyor, benimle de konuşmak istemez" dedim.

Kepek masanın üstüne çıkıp bağdaş kurarak oturdu. "Sanki sen herkesle konuşuyorsun" dedi beyaz saçlarını düzelterek "söylesene Hale, buraya geldiğinden beri görevliler hariç kimlerle konuştun?"

VENÜS'ÜN KIZI ~saudade~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin