Bölüm 8

36 3 0
                                    


Sahil kenarına vuran hırçın dalgalar rüzgarın esintisi ile beraber tuzlu Meltem'i genzime işliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Sahil kenarına vuran hırçın dalgalar rüzgarın esintisi ile beraber tuzlu Meltem'i genzime işliyordu. Akşam üzerinin kasveti havaya çoktan çökmüş güneş varlığını gökyüzünden silmeye başlamıştı. Yol boyunca tek kelime konuşmamış olmak kafamızın içindeki düşüncelerde boğulmamıza neden olmuştu. Sahil yolu boyunca ilerleyip arabanın en son görüldüğü noktada durduk.

Araf iki elini belinin yanlarına yerleştirip sıkıntı ile etrafına göz gezdirmeye başlamıştı çoktan.  Bizimle beraber arka arkaya sıralanan koruma ordusu gözlerimi devirmeme neden olmuştu. Başlarındaki iri yarı dazlak kafalı adam hepsini ayrı ayrı görevlendiriyordu. Bakışlarımı Araf'a çevirdiğimde elinde tuttuğu telefondan bir şeyler yapıp iç cebine geri koymuştu. Kendinden emin sarsılmaz duruşu bir çok kişiyi kendine hayran bırakıyordu.

"Nereden başlıyoruz" Aramızdaki boy farkı yüzünden başını aşağıya eğmek zorunda kaldı. Yanındaki varlığımı yeni idrak etmiş gibi önce afalladı. " Hala Beyoğlu'na kadar buradan yürümek konusunda ısrarcı mısın ? "

Yürümeyi kendimi bildim bileli severdim. Yaşım ilerledikçe mesafelerimi kondisyonum sayesinde arttırmıştım. Başımı salladığımda hiç çekinmeden üzerimi süzmüş ardından eli ile ayaklarımı işaret etmişti. " Böyle zor olmayacak mı " tıpkı bende onun gibi ayaklarıma baktığımda topuklu ayakkabılarımın vereceği rahatsızlığı benden önce düşünmüş olması içten içe midemde ufacık kasılmalara neden olmuştu. " Siz " konuşmamı elini kaldırarak böldü. " Sadece Araf " uyarı niteliğindeki sesi yüzünden bir kaç saniye susup " Sen beni daha tanımadın" deyiverdim. Gözlerinden geçen parıltıya an be an şahit olurken önden adımladım. Arkamda işittiğim sesi tüm dikkatimi dağıtmaya yetmişti.

" Daha yolun başındayız İris. "

Trafik lambası kırmızı yandığında caddeye adımımı atmam ile bedenimin aynı hızla geriye çekilmesi bir oldu.

Sırtım sert bir bedene yaslanırken saçlarımın arasında hissettiğim nefes sesleri yabancı olamayacak kadar tanıdık  kokuyordu.  Tam önümüzden son sürat geçen siyah spor arabanın tiz korna sesi kulakları sağır edecek derecede yüksek çıkmıştı.

Peşimizdeki koruma ordusu etrafımıza toplanırken Araf hırıltılı bir kaç nefes alıp vermiş ardından karşısındaki adamına adeta kükremişti. " O piçi  yakalayın " iki adamı Hızla arabaya koştururken bedenim anın şoku ile kasıldı. karnımın üzerinde olan kollarına tutundum. Karnımdaki ellerini dirseklerime yerleştirip beni kendi tarafına çevirdiğinde yüzüne yerleşen endişe kırıntıları hala yerini koruyordu. Sağ Avucu yüzüme yerleşirken diğer eli sıkı sıkı belimi tutuyordu. " İyi misin İris "

Gözlerim gözlerine tırmandığında hissettiğim korkunun ne için olduğunu idrak etmeye çalıştım. İyi miydim bu sorunun cevabını bulamayacak kadar güçsüz hissediyordum kendimi bir o kadarda çaresiz.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin