12| Kaza

127 9 9
                                    

Herkesin tezahüratları eşliğinde ikili James ve Lily'nin  yatak odalarının yanındaki yatak odasına kapatıldılar.

Sirius, ona Mary tarafından "Al bunları ki içeride açlıktan ölmeyin." sözleri eşliğinde eline tıkılan atıştırmalıkları bir kenara bırakıp onunla birlikte odaya kapatılan kumrala döndü. Remus ise kendini yatağa atmış bıkkın bir ifade ile tavanı izliyordu.

Sirius sırıttı ve " Hadi ama Lupin! Görende "kendimi nasıl öldürsem?" diye düşünüyorsun sanar!" Dedi.

Bu yorumu Remus'un sinirine dokunmuş benziyordu ki ona sert bir şekilde döndü ve,

"Bu dalga geçilecek bir konu değil Black. Kendine düzgün bir oyuncak bul!" 

Sirius Remus'un böyle çıkışacağını bildiği için şaşırmadı. Ve yanına oturdu. 

"Dalga geçtiğimi kim söyledi?" Dedi boş bir ifadeyle. 

Remus gerçekten Sirius'un hareketlerini anlamıyordu. Bir dalga geçiyor bir ciddi oluyordu. Ona döndüğünde ise siyah saçlı gencin yüzünde anlam veremediği bir ifade vardı.

"Söyleme şeklinden belli." 

"Belki sen böyle düşün diye böyle demişimdir? Biz oyuncuyuz, sesimizi, ifademizi istediğimiz gibi kullanmak kolay." Dedi Siyah saçlı genç gözlerini karşısındaki duvardan ayırmadan.

Evet, Remus gerçekten anlamıyordu.

"Ne yani şimdi burada boş boş oturacak mıyız?" Dedi konuyu değiştirmek istercesine.


"Bu sana bağlı Lupin, eğer her yaptığım harekete sanki dünyanın en katlanılmaz hareketiymiş gibi davranmazsan en azından insancıl bir şekilde sohbet edebiliriz."

Gözlerini devirdi Remus. Yine her zamanki gibi sinir bozucu davranıyordu ama haklıydı. Bu yüzden derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.


"Tamam.. buradan konuşup daha iyi anlaşmadan çıkamayacağız. O yüzden konuşmaya başlasan iyi olur."

Gülmesine engel olamadı Sirius. Gerçekten bu herifin derdi neydi? 

Remus ise Sirius'un bir anda gülmesini ardındaki nedeni anlayamamış, ona şaşkın bir şekilde bakıyordu.

"Bu kadar komik olan ne Black? Gerçekten komik birşey varsa lütfen şöyle." Dedi sert bir şekilde. Bu adamı gerçekten anlamıyordu. Ve bu sinirlerine dokunuyordu. 

"Söyleme şeklin dediğin şeylerle hiç uyuşmuyor.." dedi Sirius gülerken. Gözündeki hayali yaşı sildi ve Remus'u döndü.

"Bak Lupin. İster benden nefret et ister gizliden gizliye aşık ol, umurumda değil. Buradan çıkmamız VE rolümuzu doğru düzgün oynayabilmeniz için iyi anlaşmaya ihtiyacımız var. O yüzden buna göre davranmaya başlarsan iyi edersin." Dedi dediklerinin ciddiliği ile alakası olmayan bir ifade ve ses tonuyla.

Remus ise onun haklı olduğunu biliyordu. Evet gerçekten, biliyordu. Ama yanıldığını kabul etmek- özellikle de Sirius'a - zordu. Sirius'un sonradan dediği şeyle suratında şaşkın bir ifade ile başını Sirius'a çevirdi.


"Ama hazır yeni arkadaşlığa gireceğimiz için seni kırmayacağım ve ben başlayacağım!" Dedi ve göz kırptı. Remus dinlemesi gerektiğini biliyordu. O yüzden tamamen Sirius'a doğru döndü ve rahat bir pozisyona geçti.


Sirius bunu beklercesine sustu ve Remus hazır olduğunda konuşmaya başladı.

"Nereden başlayayım... Hah! Şimdi, bundan 6 yıl önce... Ben daha lise yıllarımdayım - 18'e yeni girmişim- okulda Jamesler ile takılıyorum. Annem ve Babamda Regulus ile birlikte  beni okuldan alıp aylar öncesinden söz verdikleri restorana götürecekler." Diye girdi söze.


Remus bunun birbirlerini tanımakla ne alakası olduğunu anlamamıştı. Şimdi fark ediyordu ki bu adamla alakalı hiç birşeyi anlamıyordu. Ona karşı hissettiği şeyler dahil.

"Regulus daha 3 yaşında," yutkundu. "Küçük daha tabii Annemle babamın ilgisini kendine çekip duruyor." İç çekti. Bunlardan bahsetmenin ona acı verdiği belli oluyordu.


 "Regulus bir kere daha Babam ile annemin ilgisini çektiği sırada önden bir kamyon yanlış yola sapıyor... Ters yola... adam içkili belli.. tüm arabaların üstlerine üstlerine gidiyor. Herkeste çarpmamak için kenara geçiyor. Ama babam o sırada Regulus'a kemerini bağlamaya çalışıyor tabii. Son anda bağlatmış..." Sesi titremeye, gözleri dolmaya başladı Siyah saçlı gencin. Remus ne olduğunu anlayınca nefesini tuttu. 

"Görmedi tabii üstlerine gelen kamyonu... Zaten annem fark ettiğinde de çok geçti.." boğazındaki yumrudan kurtulmak için yutkundu. "İkisi de kurtulamadı... Bir tek Regulus... O da o kemer sayesinde kurtuldu..." Gözünden düşen yaşı fark etmemişe benziyordu. Remus'un da gözleri doldu. "Okulda öğrendim haberi. Jamesler de benimle geldiler hastaneye..."

Ne diyeceğini, önünde ağlayan düşmanına - artık düşman diyebilir miydi? Ona içini bu kadar açmışken.. gerçekten düşmanlar mıydı?- nasıl teselli vereceğini bilmiyordu.

O yüzden aklına gelen ilk şeyi yaptı. Siyah saçlı genci kendine doğru çekti ve sarıldı. Sirius'un bu hareketi beklemediği belliydi. Çünkü olduğu yerde heykel gibi kalmış, hareket etmiyordu. Ama yüzünden yaşların süzülmeye devam ettiği Remus'un omzunda oluşmaya başlayan ıslaklıktan belli oluyordu.


Sonunda o da Remus'a sarıldı. Ardından da hıçkırıklar başladı. Şuan Sirius Black, herkesin düşmanı olarak bildiği, setteki rakibi Remus J. Lupin'e sarılıyor, omzunda ağlıyordu.

'İronik...' diye düşündü Sirius. Yüzünü Remus'un boynuna gömmüş, ağlamaya devam ediyordu. Remus ise kollarını Sirius'un titreyen gövdesine sarmış, sırtını sıvazlarken sakinleşmesine yardımcı olacağını düşündüğü birkaç teselli fısıldıyordu. 

Sirius'un sakinleşmesi 10 dakika sürdü. Tamemen sakinleştiğinde yüzünü Remus'un boynunda kaldırdı ve kendini toparladı. Ardından da klasik Sirius Black sırıtışını attı. 

Ama Remus bunun burada bitmediğini, genç adamın aklında hâlâ o anlattığı şeylerin döndüğünü biliyordu.

"Ee," dedi Sirius. "Sıra sende bay aylak!"


Remus yüzünü buruşturdu. 

"Aylak?"

Sirius gururlu bir sırıtış attı ve göğsünü şişirerek bu lakabını açıklamaya başladı, "Aylak, çünkü sen hep herşeyi ilk bana yaptırıyor, işten kaçmaya çalışıyorsun! Bildiğin 'Aylaklık' yapıyorsun!" Dedi ve kendi şakasına gülmeye başladı.

Remus göz devirdi ama dudaklarına yerleşen gülümsemeye engel olamadı. Neden bilmiyordu ama Sirius'un kendini toparlayıp tekrardan o gürültülü haline dönmesi onu mutlu etmişti.

'garip... Çok garip...' diye geçirdi içinden.

"Bu sebepten dolayı artık sana aylak diyeceğim!" 

"Aman ne halt edersen et." Dedi Remus göz devirip. Ama hâlâ gülümsüyordu.

"Hadi bakal Aylak! Bu sefer aylaklık yapamayacaksın! Sıra sende!" Dedi ve Remus'u dramatik bir şekilde gösterdi.

_____________________


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Our Role|Wolfstar|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin