2

906 41 0
                                    

Bartu çantasını hazırlamıştı. Bu geziyi eksiksiz geçirmek istiyordu.

Ormana bir otobüsle gideceklerdi. Otobüsü bulduktan sonra eşyalarını bagaja koyması için görevliye verdi.

Kendi yerini arayıp bulduktan sonra oturdu ve kulaklıklarını çıkardı.

Yavaş yavaş otobüs dolmaya başlıyordu.

Bir süre sonra kalktıklarında Bartu indirmiş olduğu bir filmi açıp izlemeye başladı.

Yanındaki ise sürekli telefonuna bakmaya çalışıyordu ve Bartu buna aşırı sinir oluyordu. En sonunda dayanamadı:

"Benden çok izledin be kardeşim."

"Ne izlemesi? Ne bakacam senin telefonuna?"

"Öyle olsun bakalım."

Adamın bakışları hayra alamet değildi. Biraz tırsmıştı. Başına iş almamayı umdu.

Bartu film izleme hevesi kaçtığı için filmi kapatıp müzik dinlemeye başladı ve uykuya daldı.

Daha yeni dalmıştı ki ani frenle uyandı.

Bir rahat yoktu.

Servis yapan muavinden bir tane meyve suyu alıp hırsla içmeye başladı.

İğrenç bir yolculuktan sonra kapkaranlık gözüken bir ormana gelmişlerdi.

"Çadırlar zaten hazır kurulu. Herkes bir tanesine yerleşsin."

Bartu gözüne kestirdiği üçüncü sıradaki çadırda kalmak istiyordu çünkü üçüncü sıradaki şeyleri seçmenin ona uğursuzluk getirdiğine inanıyordu.

Tam girecekken otobüste yanında oturan adam içeriye çantasını fırlattı.

"Burası dolu."

"Ama ben gelmiştim."

"Ama çantamı koydum."

Uğursuzluk istemiyordu ki. Boş verip o çadırdan uzaktaki bir çadıra geçti. Başına kesinlikle bir şey gelecekti.

"Hava kararmadan ateş yakmak için dal falan bulup getireceğiz. İkili gruplar oluşturmak için herkes sayı çeksin ve aynı olanlar eşleşsin lütfen."

Sıra Bartu'ya gelince torbaya elini daldırıp bir kağıt çekti:

"2. İki olan kim?"

"Bakıyorum da yine karşılaştık çocuk."

"Hıı maalesef."

Otobüsteki yanında oturan adamla da bu kadar karşılaşmaları yeterdi artık.

"Hadi düş önüme velet."

"Hodo doş onomo volot. Sensin velet."

"Ne bok yersen ye. Ben bu taraftan gideceğim."

"Hah! Bana ne?"

Ayı (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin