mine | taekook

üç

Sağ kolu yataktan sarkarken ve yırtılan kıyafetlerinin açıkta bıraktığı parçalarla sırıtırken Kim Taehyung o anın gerçek olmadığını düşündü.

Gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Dikkatini dağıtacak kapı tıklatıldığında içeri henüz hayatının baharında olan hizmetli girdi. Elindeki kıyafetleri yatağın kenarına bıraktı. Giydirmek için izin isteyen bakışlarını yolladı patronuna.

Kıskançlığın esiri olmuş adam bu hareketi kaldıramadı, sinirlendi. Ne haddine ona dokunabileceğini düşündüğünü sorguladı.

"Benim emrettiğim kadarını düşün." dedi otoriter sesi ile.

"Söylemediklerimi aklından bile geçirme."

Genç kız beklemediği tepki karşısında korkuya kapıldı, selam verdi ve titreyen nefesiyle odayı terk etti.

Kim Taehyung çıldırmak üzereymiş gibi şakaklarını ovdu. Kendine gelmeye çalıştı ve yataktaki bedene doğru ilerledi.

Baş parmağını bileğinde gezdirdi.

Tenini okşadı.

Güzel kokusunu, sanki uçup kaybolacakmış gibi ciğerlerine doldurdu.

Ciddiyetine kavuşarak genç oğlanın düğmelerini açmaya başladı. Eli o kadar yavaştı ki, onu tanıyanlar korkutuğunu düşünürdü.

Gömleğin açıkta bıraktığı boşluk tenini yansıttığında eli titredi. Yapamayacak gibi hissetti.
Hızla atan kalbine emirler vermeye başladı.

Yaşlı genç herkese emir verebilirdi ve sözünden asla dönülmezdi, ama kalbi ona uymuyordu.

Kendisine inat gömleği hızla çıkardı. Buluşturarak yüzüne yaklaşırdı. Sabahlara kadar içse sarhoş olmazdı ama işte şuan fena sarhoş olmuştu.

Gözlerini kapamış o ana odaklanmışken yatakta hareketlilik hissetti. Hızla gözlerini açtı, gömleğin yere düşmesini sağladı.

Olmasından korktuğu şey olmuştu, Jeon Jungkook uyanmış; yarı baygın bakışlarıyla, sorgularcasına ona bakıyordu.

Ayağa kalkarak yataktaki kıyafetleri yanına koydu. "Bunları giymelisiniz, aksi takdirde soğuktan üşüteceksiniz." diye emretti.

Her zaman ki gibi...

Ki zaten daha iyi yaptığı başka bir şey de yoktu.

Hızla odayı terk etti. Salona geçti, masadaki ağır viskiden bolca doldurdu, tek seferde hepsini içti. Birkaç tekrardan sonra kendisini elindeki bardağıyla koltuğa bıraktı.