" benden geriye bir yüreğim kaldı..."
" sensizlik kışın karın altında benliğini. kaybetmiş bir kardelen misali..."
•••••••••••
Edebiyat dersinde ada hoca'nın sorduğu Soru beni çok şaşırttı.
" siz'ler birgün aşık olursanız aşkınızın, yalan olmadığını nereden anlarsınız.?" Dedi
Herkes aklından, yüreğinden, ellerin'in sıcaklığından. Daha bir-çok şey söyledi ama beni daha derinden etkileyen şey ise abdulkadir-in herkesin içinde bana bakarak.
" gözelerine baktığım an, bana bir kere sevdam dediğinde. Benim gözlerime bıraktığı küçük buseler, aslında onun sevgisin'in yalan olabileceğini hiç sanmam. çünkü beni ben olduğum için sevdiğini biliyor-
um." Dedi.
Abdulkadir'e baktığımda gözümden bir damla yaş firar etti. Işte şimdi ona olan bağlılığım kendi'ni daha da çok ele verdi, şimdi herkesin içinde ona sarılsam.Abdulkadir bana göz kırpıp yerine oturdu. Aslında yan tarımda oturduğu için elimi uzatıp elini tutum oda benim elimi avuç içine alıp. Sonrada elimin üzerine küçük bir öpücük bıraktı. Gözleriyle gözlerimin içine baktığında bende utangaç bir tavırla ona gülümsedim.
" gençler çay, kahve..?" Abdulkadir kafasını hocaya çevirince bakışmamız son buldu.
" hocam.. aslında bir bardak çay olsa hiçte fena olmaz.." sınıftakiler kahkahalarla gülmeye başlayınca ona baktım.
" Abdulkadir... ne yapıyorsun hocanın bizi dışarıya atması'nımı istiyorsun.?"
" yok. bebeğim..!"
" gençler şakayı bırakında derse odaklanın..?"
Ada hoca'nın tahtaya yazdığı şiir'i yazdıktan sonra fizik ve yabancı dil bölümlerine dağıldık. Dört saat'in ardından benim tayafa ve abdulkadir-in tayfası futebol oynama-
ya Gittik.." ama abi.. yenge hep taç yapıp duruyor sende bizim kaleye gol atıp atıp duruyorsun. Onlara sayı kazandi-
rmakatan başka birşey yapmıyorsun..?" Şiyar bize sitem ederken abdulkadir konuşmaya başladı.
" lan.. ne yapayım bende cristiano ronaldo değilim. Bildiğim kadarıyla oynamaya çalışıyorum.."
" he.. abi he..!" Şiyar benim bilmem kaçıncı kez taç yapmama sitem ederken abdulkadir de kendisi"nin daha iyi oynayamadığı söyleyip konuyu kapatı. Zaten abdulkadir-in kendi kalesine attığı toplar sayesinde
Puan tablosunda kızalar 8, erkekler 5 di kazanan beli oluyor ama biz oynamaya kaldığımız yerden devam ettik.
" Ezgi passat. Ezgi bu tarafa.."
" Havin atamıyorum emre önümde nasıl atıcam..?" Emre ezgi'nin önünd-
eyken. abdulkadir beni şiyar leyla'yı tutuyordu, Argeş ve gökçe ise hem kaleci hemde oyuncu olup duruyordu.
En sonunda ezgi emre'nin bacak arasında topu leyla'ya atınca şiyar ayaklarıyla topa birkaç hareket yapıp kaleye fırlattı. fırlattığı gibi direğe deyip kaleye girdi..
" gol... gol.." ah leyla ah çocuğun hevesini bile kursağında bıraktınya.
" boşuna sevinme gereksiz maçı biz aldık.."
" hiii... tabi canım..?" Leyla ve şiyar'ın küçük atışması çok şekerdi ama ben hem yoruldum Hemde acıktım. Abdulkadire doğru yakınlaşıp.
" sevdam ben çok yoruldum.?" Abdulakdir elini belime koyup.
" çokmu yoruldun."
" Evet birde acıktım sabahtan beri ağzıma bir lokama koymadım.." dedim.
" kazanmanızın ödülü ne olsun.? Yani nereye gidelim yemek için.?"
" ozaman köfte yemeye gidelim sevdam. Ben sen çok seviyorsun.."
" olur. Valla uzun zaman oldu gitmeyeli köfte yemeye.?" Abdulkadir ve diğerleri soyunma odasına gittiklerinde biz kızlarda soyunma odasına gidip. Önce ki giydiğimiz giysileri giyip hazır olduk. Sonrada kızlarla soyunma odasından çıkıp abdulkadir ve argeş'in arabalarına bindik.
Abdulkadir-in çok sevdiği (muharem usta'nın köfte'leri ) adlı bir yere geldik. Sokak satıcısı olan muharem amca orta yaşlarda, kır saçları, hafif tombul bir amcaydı.
Hepimiz küçük taburelerde yerimizi alıp oturduk. Kızlar acısız köfte'ler isterken bizde acılı köfte istedik.
" Havin.. bebeğim buar'nın yayık ayranı çok meşhur muharem usat bu ayranı özel olarka yaptırıyor..?"
" öylemi? Ama sevdam ben fazla ayran sevmem yayık ayranında ilkez tadıcam biliyormusun..?"
" vallaha'mı..." abdulkadir şaşırınca
" vallaha.. ilk kez tadıcam.."
" ilk kez tadıcaksın ama tadtıktan sonra her zaman buraya gelmek isteyeceğinin garantisini vere bilirim.."
" öyle diyorsun. ama önce yiyip içelim öyle karar vereyim olmazmı..?"
" olur bana uyar ama sonra demedi deme..."
" bakalım." Dedim ve leyla'nin maç hakında şiyar'a nispet yapıp durduğunu gördüm.
" hani biz kızlar kazanamayacaktık... ne oldu bay gereksiz..?"
" bayan koca çene. Şimdi beni iyi dinle."
" bayan'mı gereksiz kaçıncı yüz yılda yaşıyorsun Sen..."
" hey allah'ım sen bu koca çeneliye akıl ver yada... verdiğin boş aklıda geri al.." şiyar leyla'nın çok konuşmasına taktiği lakap çok komikti.
" leyla, ben yorulmasaydım. Belkide erkekler kazana bilirdi" dedim
" haklısın havin ama abdulkadir-in de kendi kalesine attığı toplar olmasaydı kazanmaya bilirdik.."
" aynen Gökçe ama artık konuyu kapatalım." Maç konusunu kapattığımız sırada siparişlerimiz geldi.
" bunlar acısız olanlar.. bunlarda acılı olanlar.. afiyet olsun."
" sağol akif kardeşim."
" Abdulkadir abi yayık ayranlarınız hemen getiriyorum.."
" tamam akif."
Akif denilen garson çocuk ayranları getirip masaya bırakıp gitti.
çok acıktığım için herkesten önce köfte ekmeğimden bir ısırık aldım ardından da ayranımı içtim. Abdulkadir-in söylediği gibi ayran'in tadı com güzle. Ağzımdaki lokmayı yutup abdulkadire baktım.
" Abdulkadir ayran efso.." dediğimde abdulkadir bana bakıp
" ben sana dedim. Ama ayranı ne kadar da güzle olsada köfteleri de bi okadar lezzetli.."
" aynen Sevdam. Kesinlikle bundan böyle sokak lezeti denildiğinde benim rotam burası..." dedim
Yemeğimizi yedikten sonra ezgi ve emre bize veda edip gitti. Bizlerde bi yarım saat daha oturduktan sonra leyla.
" Havin biz artık kalkalım. Yoksa taksi bulamayacağız..?"
" aynen haydın bismillah..." dedim ve ayağa kalktık bizim kalkmamızla erkeklerde ayaklandı, abdulkadir kolumu tutup.
" birtanem.. kızları şiyar bıraksın senide ben bırakırım hem sana göstermem gereken bir yer var...?" Abdulkadir-i başımla onay verdikten sonra abdulkadir şiyar'a dönüp.
" şiyar kızları evlerine götürüp bırak... Bizim havin'le bir yere gitmemeiz gerek.."
Şiyar deri bir iç çekip arabaya doğru yürüdü Argeş ve kızlar'la da vedalaş-
tık. Abdulkadir elimi tuti ve arabaya doğru yürümeye başladık. Hesabı önceden ödediğimiz için sıkıntı yoktu.
Abdulkadire dönüp.
" sevdam bana ne göstericen çok merak ediyorum."
" bebeğim... sürpriz gittiğimizde görürsün." Abdulkadir-in elini çekiştirip.
" hadi... Ama bak meraktan patlarım."
" patlama bebeğim zaten çok uzak değil. Gittiğimizde görürsün."
Dudaklarımı büzüp. " tamam sevdam.." dediğimde abdulkadir bana ve dudaklarıma bakıp gülmeye başladı.
" yaa.. gülme sene?" Abdulkadir gülmeyi sonlandırıp.
" bir daha o dudaklarını büzme."
" neden büzmeyim ki..?'
" eyer... büzersen o küçük dudakların kızarana kadar öperim."
" haa."••••••••••kardelen@karahindiba•••••••••
Merhaba ben geldim ve gidiyorum
Yorum vote unutulmasa....
![](https://img.wattpad.com/cover/300527314-288-k904226.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL-İ ÇİÇEK
Novela JuvenilKitabımı okumak isteyenler için sadece karekter isimleri; Abdulkadir saylan, Havin yücesoy, Ezgi ala, Gökçe osmanova, Leyla sayar, Emre karakaya, Şiyar aran , Argeş aran , Mert kocatürk, Çizgi nare yaman, Okumak isteyen buraya 👍