"Sen sev, yeterki vaz geçme,
O güzel duygularından, sen bil ,Sen gör,
Işte o zaman yanında olur sevdiğin..."•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Ağzımı kapatıp koridorun solunda ki boş odaya götürmeye çalışınca. Ayaklarımı yere vurup. Kolarımla da kapadığı ağzımı açmaya çalışdım. Ama nafile beni boş olan bir sınfa fırlatıp, ardından da cebinden çıkardığı anahtar'la kapıyı kilitledi. Koşup elindeki anahtarı alacağım sırada.
" ya! yenge bir rahatdur allahan seversen."
Ben:" hey ne yengesi, hem sen kimsin ki bana yenge diyorsun?" Karşımdaki genç gömleğinin yakalarını düzeltip. Eliyley de ranpa gibi olan saçlarını da biraz daha yukarı kaldırıp. Bana elini uzatı.
" yenge sana kendimi tanıtayım. Ben şiyar, Şiyar aran. Yirmi bir yaşındayım sevgili abdulkadirin biricik aşkıyım vede en önemlisi senin de kaynınım." Karşımda sigara bakıp kahkaha atim. Nediyor ya ben senin kaynin abdulkadir'in de biricik aşkı peeh.
Şiyar:" yenge. Iyimisin? Neden güldün. Ya ben onlara dedim!" Sitar etrafında bir kere dönüp tekrar bana bakıp konuştu.
Şiyar:" işte siz beceremesiniz ben gidiyim yengemiz'le de ıyi kaynaşırız dedim." Şiyar' ın uzattığı eli sıkıp.Ben:" ben de havin, havin yücesoy senden de üç yaş küçüğüm ama şimdi konumuz bu değil. Beni neden buraya getirdin ki..?" Şiyar uzun olan boyuyla benim yanımdan geçip. Boş olan masaların üzerine oturdu. Şiyar oturduğu yerden bana bakıp.
Şiyar:" yenge! Korkma sana zarar vermem sadece abdulkadir ve argeş gelene kadar burada beklemeliyiz."
Şiyarın oturduğu masanın üstüne çantamı bırakıp bende oturdum.
Şiyar cep telefonunu siyah kot pantolonun cebinden çıkartıp oyun oynamaya başlayınca bende boş kalmamak için çantamdan telefonumu çıkartıp sosyal medyaya bakındım.
Şiyar:" lan s*k*m*n *cu! Ne diye arkama girdin." Şiyar küfür edince ona baktım ki oda bana bakıyordu elini ensesine götürüp.
Şiyar:" şey.. yenge kusura bakma ya biyan ağzımdan çıkı verdi." Şimdi seni yedim şiyar biraz eğlenmek benimde hakim. Ayağa kalkıp sinirli bir ses tonuyla.
Ben:" hey. Ne diye küfür ediyorsun hemde bir genç kızın yanında. Utanmıyorsun şeyinden bahsetmeye pis terbiyesiz seni."
Şiyar:" yenge vallahi yanlışlıkla oldu özür dilerim bir daha söylemem. "
Ben:" hayır. Özrüm kabul edilmefi" şiyar ayağa kalkıp önümde yere diz çöküp ayaklarımı tutunca geri gitmek zorunda kaldım.
Ben:" hey. Ne yapıyorsun kalk oradan ."
Şiyar:" yengem. Özrümü kabul buyur!" Şiyar bana bakınca .
Ben:" ya tamam özrünü kabul ediyorum."
Şiyar:" seni gidi seni!" Şiyar yerden kalkıp hüzünlü gözlerle bana bakınca
Ben:" ne oldu şiyar. Bir şeymi var yüzümde."
Şiyar:" ya hayır sadece?" Şiyar konuşmasının devamını bitirmeden kapı çaldı.
Şiyar:" bizimkiler. geldi ben kapıyı açayım."
Şiyar kilitlediği kapıyı açınca. Beyaz gömlekli altında mavi bir pantolon olan abdulkadir girdi ardından da bir saat önce gördüğüm esmer genç. Onu görünce tüylerim diken diken oldu.biraz geri gidip durdum.
Ben:" sen-sen osun kantinde gördüğüm genç...?"
Şiyar:" yenge. Bu canım esmer argeş. Yani kardeşim seninde ikinci kaynım."
Abdülkadir:" havin ıyimisin korkma.
Şiyar ve argeş benim en yakın arkadaşlarım. Şiyar sanada gelirsek o sesini kes." Abdulkadir bana doğru gelip elimi tutunca. Tutuğu elimize baktım abdulkadir arkasını dönüp.
Abdulkadir:" argeş!Bizi yanlız bırakın." dediğinde Şiyar abdulkadire bakıp dediki
Şiyar:" abdulkadir yengemizi fazla incitme anlarsın ya." Ne neyi anlarsın boş boğazlı şiyar ne anlamda dediki
Abdulkadir:" kardeşim çıkın. " abdulkadir böyle diyince şiyar ve argeş sınıftan çıkıp ardından da kapıyı kapattılar. Koca sınıfta ben ve abdulkadir den başkası olmayınca. Abdulkadir kahve gözleriyle gözlerime bakınca bende ona baktım .Abdulkadirin gözleri bana bu dünyada tek huzur veren şey ama gel gör ki rol icabı sevgili olacağız ama neden. Ben abdulkadire bakıp düşünürken. Abdulkadir aramızdaki mesafeyi daha çok azaltıp. O güzel gözleriyle, Benim kavlerime bakmayı sürdürdü. Böyle nekadar kaldık bilmiyorum sonunda aramızdaki barışmayı kesen abdulkadir oldu.
Abdulkadir:" evet havin kararını verdin mi. " abdulkadir konuyu açınca daldığım gözlerinden bakışlarımı çekip arkamı döndüm masanın üstünde bıraktığın çantamı alıp ona baktım.
Ben:" evet abdulkadir kararımı verdim.ama benim de bir kactane şartım.var" abdulkadir saçını düzeltip elini cebine koydu. Bu demek oluyor ki bana şartlarını say.
Ben:" ilk şartım. Bizim sevgili olduğumuzu senden ve arkadaşlarından başka kimse bilmeyecek, ikinci şartım benimle ulu orta yerde konuşmayacaksın, üçüncü şartım beni her daka başı aramayacaksın, dördüncü şartım evime gelmeyeceksin benden gizli, beşinci şar..." Ben daha şartlarımı saymayı bitirmemişken abdulkadir dudaklarına yapıştı.
Abdulkadirin iki eli başımı sabit tutup bende dumur olmuş bir şekilde abdulkadirin kapalı olan göz kapaklarına bakarken. Abdulkadir öpücüğü dahada tutkulu bir hal alınca. Açık kalan gözlerim benden izinsiz kandı bende o şekilde bekledim takı.
Abdulkadir ölüsünü kesip anlını anlıma bastırınca kapattığım gözümü açık ona baktım. Abdulkadirin ılık nefesi duraklarıma oradanda sanki ciğerlerime nefes veriyordu abdulkadire ozlerini icine baktım.
Ben:" beşinci şartım beni bir daha öpme.." anılarımızı ayırıp yere düşürdüğüm çantamı kaldırıp kapalı olan kapıyı açıp şiyar ve argesin aralarından geçip koridora çıktım. siyarin" ne oluyor ya abi?" Diyisini duydum ama umursamadan bir elimle çantamı tutup diğer taraftanda yaşla dolmuş olan gözlerimi siliyordum. Merdivenden inip üniversitenin çıkış kapısına gideceğim sırada birinin bana çarpmasıyla açık unuttuğum çatamın içindeki malzemelerim yere döküldü.
Çarpıştığım kişiden özür dileyip yer düşen kitapları toplamaya başladım.
Son kitabıda yerden alacakken. Çarpıştığım kişi benden önce alıp bana uzatı yüzüne bakmadan.
Ben:" özür dilerim." Dedim tam gidiyordum ki kolumu tutup beni durdurdu sağıma dönüp yüzüne baktığımda. Ise yeni gelen popüler öğrenci olan mert kocatürk'ten başkası değildi.
Mert:" asıl ben özür dilerim bir şeyiniz yoktur umarım." Mertin tutuğu koluma baktım.
Ben:"olmadı. Elinizi kolumdan çekerseniz sevinirm." Kırgın bir okadarda sinirli çıkan sesimle merte baktığımda abdulkadirin de benim olduğum tarafa geldiğini gördüm
Ben çıkışa doğru yürüdüğüm sırada mert denilen gerizekalı kolumu tekrar tutunca. Abdulkadirin de iki adımlık mesafeden aslan gibi kükremesi kalbimin durma noktasına geldiğimi hissettim.
Abdulkadir:" lann. Bırak sevdiğimin kolunu. Amina koyduğum oğlu.."
Allahım ne oluyor abdulkadirin bağırması üzerine gözlerimin karardığını ve en son yere düşecek ken abdulkadirin kolarının arasına yığılıp kaldım. Tek duya bildiğim abdulkadirin sesiydi.
Abdulkadir:" havin..havin küçüğüm korkma seni has..." en sonuda bilincinin kapanması..
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••Merhaba ben geldim ve gidiyorum
Arkadaşlar dayanamadım öpüştürdüm ikiliyi ......
Yorum vote bekliyorum...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL-İ ÇİÇEK
Fiksi RemajaKitabımı okumak isteyenler için sadece karekter isimleri; Abdulkadir saylan, Havin yücesoy, Ezgi ala, Gökçe osmanova, Leyla sayar, Emre karakaya, Şiyar aran , Argeş aran , Mert kocatürk, Çizgi nare yaman, Okumak isteyen buraya 👍