dokuzuncu bölüm

94 17 91
                                    

hemera'dan

0507*******: Selam

Güneş: siz kimsiniz?

0507*******: Ben Asel

Güneş: hangi?

Biliyordum.

Onun Nkys'in sevgilisi olan Asel olduğunu biliyordum.

Ama yine de onun "Ben onun sevgilisiyim." demesini, bunu okumayı ve vücudumun her zerresinde hissetmek istiyordum. Nkys'in benimle olmadığını bir kez daha fark etmek istiyordum.

0507*******: Gece'nin sevgilisi olan.

0507*******: Hani Tolga tanıştırmıştı bizi.

Güneş: Hatırladım.

0507******* numarasını "göt" diye kaydettiniz.

"göt" kişisini "Asel"olarak değiştirdiniz.

Asel: Sana bir şey danışmak istiyorum.

Asel: Ya bana da Tolga anlattı aslında ben de olayı tam olarak bilmiyorum ama sanırım siz lisedeykenden beri Gece'yle tanışıyormuşsunuz.

Asel: Hatta çok samimiymişsiniz arkadaş olarak.

"Arkadaş olarak mı?" Peh.

Asel: Ama aranız bozulmuş. Geçen neden yeni tanışıyormuş gibi yaptığınızı pek anlamadım ama neyse.

Asel: Gece'yle aramız biraz bozuk.

Asel: Hâlâ öpüşüyoruz, yakınlaşıyoruz, bana iltifat ediyor, beni sevdiğini söylüyor ama bazen soğuk davranıyor.

Yalancı göt.

Asel: Normalde asla böyle bir şey yapmazdı, gözü benden başka bir şeyi görmezdi.

"Hangi gözü ya?" dedim sinirle. Sesimi Tolga duyacak diye korkuyordum.

Asel: Güneş?

Asel: İyi misin?

Güneş: Evet, yazdıklarını okuyordum.

Güneş: Haklısın, Gece tam da anlattığın gibi biri. Çok güzel sever, sevdiğine hep yakın davranır. Hep sıcaktır, hiç soğuk yapmaz.

Güneş: Sana neden öyle davrandığını hiç anlamadım çünkü bu yanıyla hiç karşılaşmamıştım.

Ben ne yapıyordum böyle?

Asel: Hm.

"Hom," diye mırıldanarak gözlerimi devirdim.

Asel: Pek tanımıyormuşsun o zaman Gece'yi?

Güneş: Biz birbirimizi sevdiğimiz için, evet bu yönüyle karşılaşmadım. Bu yüzden o yönünü tanımıyorum. Senin de tanımanı istemezdim:(

O işaret neydi?

Güneş: Ama zaten birbirinizi yeterince seviyorsanız düzelirsiniz, değil mi?

Asel: Aynen öyle.

Güneş: E o zaman canını sıkma.

Güneş: Umarım düzelirsiniz.

Asel: Teşekkürler.

Asel çevrimdışı.

Güneş çevrimdışı.

Aptal. Güya bana "Sevgilimle mutluyuz." mesajı vermeye çalışıyordu. Mutlu oldukları falan yoktu.

Telefonun ekranını kapattım ve oturduğum yatağa uzandım. Bacaklarımı karnıma doğru çektim ve cenin poziyonu aldım. Gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım.

Neden böyleydi ki? Yazgımı bu denli kötü yazan Tanrı benden ne istiyordu? İsyan etmiyordum ama bazen bazı yaşanılanlara da boyun eğmek çok zor oluyordu.

Gece ile lisede tanışmıştık. Tolga ben ve O çok iyi arkadaştık. Sonrasında her şey değişmişti. Değişmeyen tek şey acının varlığıydı. Dozajı ise her gün biraz daha artıyordu.

"Güneş," diye seslendi Tolga. Duymazlıktan geldim. Yalnız kalmak istiyordum.

Gözlerimi açtığımda yüzüme bakıyordu. "İyi misin?" Hayır. Acaba o şu an ne yapıyordu? "Güneş?" Onu çok özlemiştim.

Elini koluma koyduğunda geri çekildim. "Yalnız kalmak istiyorum," dedim kısık bir sesle.

"Ama-" dediğinde sözünü kestim. "Yalnız kalmak istiyorum," dedim tekrardan.

"Güneş," dedi ve bir nefes verdi. Anlamıyor muydu?

Arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım. Yalnız kalmak istiyorum dememe rağmen yatağın diğer tarafına yatmıştı. Sinirden delirecektim.

Bir anda yataktan kalktım ve dolaba kadar yürüdüm. Bir tişört, bir çift iç çamaşırı ve bir eşofmanı yere attım ve sonra eğilip aldım. Odadaki banyoya girdip ve hızlı bir duş alıp çıktığımda giymek için çıkardığım kıyafetleri giydim.

Tolga hâlâ susmuyordu.

"Bu tavırlarından sıkıldım!" diye bağırdı bir anda. "Sürekli içine kapanmalar, 'seni yanımda istemiyorum'ların canımı sıkıyor! Bu şekilde bir ilişki yürütemeyiz!"

Kendimi tutamadım ve "Siktir git o zaman!" diye bağırdım. "Tavırlarımı çekmek istemiyorsan bitirelim, Tolga. Kimseyi burada zorla tutmuyorum ben."

Gözlerini şaşkınlıkla sonuna kadar açtı. "Bu kadar kolay mı, Güneş?" dedi hiddetle. "İki yıldır birlikteyiz! İki ay değil."

"Hem ilişkimizin yürümeyeceğini söylüyorsun hem de ben bitirelim dediğim zaman bu kadar kolay mı diyorsun." dedim. "Kendinle çelişiyorsun, Tolga."

Bir adım yaklaştı. "Ben öyle demek istemedim, Güneş." dedi kısık bir sesle.

Başımı iki yana sallarken "Ben de zamanında demek istememiştim," dedim. Çoraplarımı ve ayakkabılarımı giymiştim bile.

"Ne demek istememiştin?" diye sordu.

Evin kapısını açarken eşofmanımın cebindeki telefonum titremişti.

Son kez ona baktım ve "'Benimle sevgili olur musun?' diye sorduğunda evet demeyi." dedim ve kapıyı yavaşça çekip bir daha yüzüne bakmadan evden ayrıldım.

Çok yalnızdım ve kendimden nefret ediyordum.

i miss u | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin