İlk Ateş Part 4

2.1K 175 70
                                    

Bir sebeple Cengiz eve geri gitmeme engel olmuştu ve zaten ben de onunla vakit geçirmeye dünden razıydım , sadece razı değil gibi davranmaya çalışıyordum çünkü doğrusunun bu olduğunu düşünüyordum.

Cengiz önümden adımlayıp az önce hep birlikte eğlendiğimiz ama şimdi tamamen sessiz olan salona girdi.

"Gel"

Peşinden ilerledim.

İçeri girip biraz da ikimizin başbaşa kalmasından dolayı ne yapacağımı bilemeyerek aynı ikili koltuğa geri oturdum.

Cengiz de yanıma oturup bir dizini içeri çekerken yönünü bana çevirip kolunu koltuğun sırtına dayadı ve elini başına yaslayıp hafifçe eğimleyerek beni izlemeye başladı.

Ben de biraz çekinerek ama isteyerek onun bu duruşuna karşılık verdim ve yönümü hafifçe ona çevirdim.

Gözlerine baktığım da keyfinin yerinde olduğunu görebiliyordum.

Bir kaç saniye bir şey demeden öylece bana bakmaya devam edince dayanamadım.

"Böyle işte.."

Dedim ellerimle dizlerimi hafifçe sıkarken dudağımı birbirine sıkıca bastırıp. Bu mesafe ateşimi çıkarıyordu.
Halime gülümseyip dizinin üstündeki elini saçlarıma doğru uzattı.
Bir parça saçımı başımın arkasına ittirip yanağımı hafifçe okşayarak elini geri çekti. Dokunuşunun etkisi ile kalbim çoktan heyecandan yüksek bir ritim tutturmuştu bile.

"İyi misin güzelim?"

'güzelim mi? '
'Hangi?'

Kalp ritmimi zorluyordu.

Alkolle mi ilgiliydi bu durum? Hayır ondan önce de kullanmıştı bu kelimeyi.
Neden benden hoşlandığı gibi bir hisse kapılmıştım. Benim bu hissimde mi alkoldendi?

Aslında bu gece alkol almadan öncede böyle garip bir çekim hissetmiştim aramızda. Sanki ten uyumu, kimya uyumu dedikleri şey vardı aramızda. İstemsizce ona çekiliyordum bu gece.

Ben de elimi onun gibi başıma yaslayıp kolumu koltuğun üstüne koydum.

Şimdi ikili koltukta aramızda bir kişilik boşluk varken birbirimize bakıyorduk.

"Çok iyiyim ben, sen iyi misin peki?"

Dediğimde kaşları ne demek istediğimi sorar gibi kalkınca devamını getirdim.

"Garip bir akşamdı sonuçta bir açıdan?"

Dedim burnumla balkonu işaret ederek.
Balkona çıkıp o telefon görüşmesini yaptıktan sonra modu düşmüştü bir anda çünkü. Söylemezsem ölürdüm.

Gözlerini kaçırmadan cevapladı .

"İyiyim"

Bu defa işaret parmağı ile alnıma dökülen yumuşak saç tutamımı nazikçe geri çekip düzeltirken gözleri yaptığı hareketle birlikte saçımda ve alnımda gezindi.

"Hem de çok iyiyim"

Deyip tekrar gözlerime indi koyu kahveleri ve bir süre gözlerimde bekleyip gülümsedi.

"Çok güzel bakıyorsun Meriç"

Aniden söylediği bu cümle ile hiç beklemediğim için ne diyeceğimi bilemeyip şaşırarak tatlı bir tebessüm ettim.

Hoşuma gitmişti. Aslında sadece ona böyle baktığıma emindim ama bunu ona söyleyemezdim.

"Çok söyleyen vardır gerçi ama?"

Artist misin oğlum? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin