Bir Kıskançlık Hikayesi

1.1K 79 15
                                    

Meriççoi.

{}

"Meriç bu kadar yeter bence hadi bırakalım"

"Haklısın yoruldum zaten"

"Kafan da dağınık bu gün senin, hayırdır?"

"Bir şey yok ya, öyle arada oluyor işte"

"Yok, sen de hiç olmuyor o kanka, ne oldu anlat?"

"Boşver"

"Cengiz mi?"

"Nasıl anladın?"

"Ne olabilir ki başka, adam orada arkadaşları ile eğleniyor, sen burada  ders çalışıyorsun, aklın  kaldı tabi"

"Hatırlatma Atakan"

"Çağırmış seni işte, gitseydin"

"Sınav var Atakan nasıl gitseydim?"

"Oğlum gören de sınava son dakika hazırlanıyorsun zanneder ,zaten bu gün hiç çalışmasan bile geçeceksin sınavı , ikimiz de biliyoruz ,ama neyse tabi sen de ailene söz verdin sonuçta, riske atmak da iyi olmazdı haklısın"

"Yani işte"

Başımla onayladım ama içim de içime sığmıyordu. Salak gibi gitmemiştim oysa ki sınava çoktan hazırdım.

Cengiz beni  okuldan alıp eve bıraktığı sırada telefonu çalmıştı ve bir arkadaşı eşinin hamile olduğunu öğrendiklerini söyleyip akşama bir mekana kutlama için ayarlama   yaptıklarını söylemişti. Cengiz beni de davet etmiş ama sınavım olduğu için ısrar etmemişti. Ben de ona sen de gitme diyememiştim . Çocuk değildi kocaman adamdı, ergen gibi krize girip gitmeyeceksin demeyi çok isterdim ama  gururuma yedirememiştim.
Zaten hoş da olmazdı.

Aslında esas sıkıntım arkadaşları ile eğlenemeye gitmesi değil, o eğlenceye Barış'ın da katılacak olmasıydı. Barış katılacaksa sevgilisi Nilay da olacaktı ve Nilay varsa Cengiz' in eski sevgilisi Gülay'ın da bu fırsatı kaçırmayacağına emindim. Zaten herkesin çift olarak katılacağı bir gece olacağını da telefonda ki konuşmasından anlamıştım. Peki ya şimdi Cengiz'in çifti kim olacaktı. Elbetteki öyle bir zorunluluğu yoktu ama bunu kendine görev bilecek bir densiz olabilirdi. Gülay denen o eski sevgili gibi. Dahası aynı mekanda ve aynı ortamda ikisini düşünmek bile beni delirtmeye yetiyorken bir de "sen eğlenmene bak" demiştim. Şimdi ise yiğitliğe bok sürdürmemek için tek kelime mesaj atmıyordum ama çatlamak üzereydim. Beni sıkan hatta aklımdan çıkmayan şey ise Gülay'ın Cengiz'e karşı çok ısrarcı olacağını tahmin etmemdi.
Her ne kadar Cengiz bana bu konuda güven vermiş olsa da ondan yana olumsuz hissetmesem de  Gülay'ı  görmüştüm, içince Cengiz'in kapısına dayanacak kadar ileri gidebilen biriydi. Ancak aradan baya vakit geçmişti ve Cengiz'den tek bir mesaj yoktu. Mekana geldiklerini mesaj attığı zaman ben de ders çalıştığımı ve keyfine bakmasını söyleyip iyi eğlenceler dilemiştim. O da öyle yapıyordu muhtemelen ama işte ama, aması vardı..

"İNSAN BİR MESAJ ATAR MESAJJ!"
"İNSANIN BİR AKLINA GELİR AKLINA!"

Parmaklarım istemsiz bir hırsla dudağımı çekiştirip dururken belimden dürtüldüm.

"Şş kendine gel oğlum ya"

"Off siyah giymemiş olsa bari,  çok yakışıyor şerefsize  " durdum nefesimi bıraktım devam ettim.

"Bir de gülüyorsa o siyah gömleğin üzerine şimdi, gülüşü de güzel pisliğin"

"Gıcık, gıcık şey kaç saat oldu aklına bile gelmedim tabi, gıcık!"

Artist misin oğlum? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin