Artist misin oğlum?

Bir Kuru Göt Hikayesi

Savaşmayın Sevişin ulan.

Zangır zangır titreyerek dördüncü kez çalan telefonuma baktım. Yine Kemal abiydi.

'sakın kanma Meriç'

"Kemal abi attan mı düştün acaba ne bu horatacılık ?"

"Hahaha.Lan."

"Söyle abi söyle, nedir acaba beni yüz seksen beş kere aramanın sebebi?"

"Meriç gelsene oğlum niye elli tane mesaj attırıyorsun kendine?"

"Ya gelemem Kemal abi ya lütfen ısrar etmez misin?"

"Niye oğlum, çorbanın da mı hatırı yok?"

"Çorba mı?"

"Evet hem de tarhana?"

"Off tarhana mı?"

Durup bir nefes aldım. Kemal abinin annesi efsane çorba yapıyordu ve hasta olduğumu öğrendiği günden beri hep çorba getirmişti bana.

'hayır Meriç gitme'

"Ne oldu aslan bi durdun çorba deyince?"

"Cık, yok ya, Kemal abi ben gel miyim siz bakın keyfinize işte."

Gitmemeliydim.

"Kekte var?"

"Kek mi?"

"Hem de ev keki."

"Hee, ev keki diyorsun abi sen. O zaman şey tabi, çay da var mı?"

"Var aslanım var hadi çık gel havada mis gibi tam çaylık."

"Bak sen çok ısrar ettin abi ondan geliyorum yoksa şey yani biliyorsun. Imm."

Gülmemek için kendini zor tuttuğunu biliyordum.

"Gülme Kemal abi."

"Gülmüyorum aslanım." deyip bir kıkırtı kaçırdı.

"Gülüyorsun Kemal abi, bak yine dalga geçeceksen valla gelmem he."

"Tamam aslanım tamam hadi gel, senin öküzün buzağı olsun, yeter ki gel."

Gülüşü telefona yayılırken ben de cevaplayıp kapattım.

"Beş dakikaya oradayım ölümü görün bak keki bitirirseniz abi."

Telefonu yatağa fırlatıp pencereye gidip camı açtım. Hala tam iyileşmemiştim. Parmağımı ağzıma sokup ıslattım. Dışarıya uzatıp havaya diktim.

'Hee iyi hava esmiyor'

Benim gibi genetik okuyan birinden beklenmeyecek kadar zekice hareketlerim vardı. Yerse.

Dolaba gidip askıdan bir tişört çektim, en bol ve en uzununu, çünkü götümü iyice kapatmam lazımdı.

Altıma da siyah bir eşohman geçirdim. Aynaya bakmadan tişörtü indirip götümü kapattığıma emin oldum.