"KORHAN DENİZ VE GEMİCİLİK ŞİRKETİ'nin yeni ortağı Sarp Demiroğlu""ORTAKLIK"
Asel'in anlatımıyla...
Uyuyordum, ama kapıdan gelen poğaça kokusu gittik sıra uykumu açıyordu, bu annemin poğaçası peynirli ve çörek otlu... Karnımın guruldadığının farkindaydim hemen kalkıp annemin o mükemmel poğaçalarindan yemek istiyordum. Sonra... Sonra aklıma Azra geldi, dün gece Azra'nın anne özlemine birçok kez şahit olmuştum. Dün geceden beri aklımdan çıkmıyorlardı yani çıkmıyordu.
" Aseeel kalk kızım hadi, bugün çok işimiz var"
" Ne işi ya?"
Diye bağırdım odadan. Ne işimiz vardı ki?
" Yakınlarda bı yetiştirme yurdu varya, oraya poğaça kek filan götürecez"
Anlaşılan annemde Azra'dan çok etkilenmişti. Onun da bütün gece Azra ile Sarp'ı düşündüğüne emindim. Yani annem Sarp'ı da düşünmüştür ama ben düşünmedim. Cidden düşünmedim.
" Abin ile birlikte gelicez sende Sarp'ı ara akşam yine yemeğe gelsinler"
" Sarp'ı mi arıyım?"
"Evet kızım. Var demi numarası"
" Yoo yok. "
" Hay benim deli kızım, bütün gün berabermissiniz alsana numarasını"
" Anne ya saçmalama nasıl istiyim numarasını"
Annem başını tahammülsuzce salladı. " Ee Azra'ya nasıl ulaşıcaz?" Bilmiyorum diye işaret ettim. Daha sonra da abim geldi ve annem yaptığı hamur işlerini de alıp çıktı, ben gitmemiştim bugün nenemim yanına inicek ev işlerini yapicaktim. Damla ile sırayla yapıyorduk ve sıra bendeydi. Berat'da benimle birlikte aşağı indi ve ev işine başladım. Ev işleri bitince amcamın yanına gidicektik Damla ile, Damla hanımın parası bitmiş de...
Sarp'ın anlatımıyla...
Dün Azra'nın hastenede olduğunu öğrenince yapacağımız toplantıya girer girmez hemen çıkmıştım, hiçbir açıklama yapmadan hızlıca gitmiştim, ama onlara kardeşim ile ilgili deyince tekrar anlaşmayı imzalıyacaklarini söylediler. Bende bugün gidip olan biteni anlaticaktim, büyük ihtimalle de anlaşmayı imzaliycaktik. Sabah erkenden Azra'yı kreşe bırakmaya gittim ama Azra'yı ne yaptıysam ne soylediysem ikna edemedim, gitmek istemiyor benimle kalmak istiyordu aslında onu anlıyordum, kaybetme korkusu en az benim kadar onda da vardı. O yüzden daha fazla ısrar etmeden onu da ofise götürdüm. Dün Leyla ablanın Azra'ya davranış şekli o kadar güzeldi ki sanki bir annesi gibiydi... Benim bu düşüncelerimin aynısından Azra da olduğuna emindim, o da Leyla ablayı annesi gibi görmüştü, ve şimdi yollarımız ayrılmıştı, yine yalnız bırakıldı, yine annesiz bırakıldı, bırakıldık...
●
" Hoşgeldiniz Sarp bey, Yakup bey ve yeğeni sizi toplantı odasında bekliyorlar." Dedi kadın Azra'ya bakarak
" kızınız mi?"
" Hayır kardeşim."
" Ahh ne kadar güzel çok sevindim. Yani şey çok tatlıymış"
Azra asistan kıza yüzünü ekşiterek baktı, anlaşılan sevmemişti ama şu an Azra'yı bu adını dahi bilemediğim kadına emanet etmek zorundaydım çünkü yaklaşık yarım saattir adamlar beni bekliyordu.
" Adınız neydi?"
Kadın bozularak " Tam dört kere adımı sordunuz bende söyledim yine mi unuttunuz? Şebnem."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZRA
Teen Fiction- Kırmızı balon demek; acı demek! Küçük yaşta gelen sorumluluk demek! Oğluna sevinsin diye balon alan ANNE demek! - Sakin ol... Lütfen... - Sakin mi olayım? Gözleri kıpkırmızı, saçları dağılmış ve sinirden alnındaki damarları belli olan Sarp, şimd...