Saat'in geç olduğuna çok sonra fark ettik. Cumartesi'nin rahatlığıyla bu kadar geç kalmıştık. Çünkü Şule için yarın erken kalkma derdi yoktu. Uyamam biraz zaman almış olsa da sonunda kendimi teslim edebildim.
Sabah uyandığımda burnuma mis gibi kokular geldi. Kızarmış ekmek,yumurta,patates kızartması... Muhteşem gibi bir kahvaltının habercisiydi bu kokular. Elimi yüzümü yıkayıp içeri geçtim.
"Güünaaydııınn" Büyük bir coşkuyla söylemişti bunu. Göz ucuyla " Ne oluyor" dermişcesine bakarak
"Günaydın"
Dedim. Anlam veremediğim bir mutluluk vardı. Gerçi o hep böyle sevecendi ama bu sefer farklıydı.
"Aman illa bir şey olması mı lazım yahu?. Mesela Yiğit akşam beni yemeğe çıkarıyor olamaz mı ? "
Yiğit 2 gün önce tanıştığı muhteşem çocuk. Şimdi anlaşıldı neden bu kadar sevinçli olduğu. Sahi ben biriyle yemeğe çıkmayalı ne kadar olmuştu ? Hatırlamadığım kadar çok hemde..
"Hadi be. Muhteşem çocukla yemek ha. Bravo sana"
Elimle alkış tutarak gülümsedim. Kahvaltıya geçtiğimizde detayları konuştuk. Geç gelirse merak etmeyeceğimi söyledi. Tabi bir şey daha...
"Sende bugün Nezih amcaya gitsene,belki oda oradadır."
"Kim oradadır?"
"Sanki anlamadın. Bora'yı kastediyorum. "
"Banane ondan be. Amma taktın kafayı sende ha."
"Ben senin en yakın arkadaşınım. Dünden beri gözlerinde başka birşey var"
"Ne yani bir kere gördüğüm adama aşık olduğumumu düşünüyorsun?"
"Tabi ki hayır,sadece ilgini çekti."
Söyledikleri doğru olabilirdi. Gerçekten ilgi mi çekmiş miydi?. Kahvaltı ettikten sonra yaklaşık bir saat sürekli Borayı düşündüm. Ve sanırım gidecektim. Bir umut...
Pazartesi sabahı Adnan Bey'in elinde olmak üzere hazırlamam gereken bir proje olduğunun mailini aldım. Beni fazla zorlayacak bir şeye benzemiyordu. Sanırım ilk deneme'den geçecek gibi görünüyordum. Fazla zamanımı almayacağını bildiğimden akşam hallederim diyerek odama yöneldim. Cumartesi günü'nün vermiş olduğu rahatlığı hesaba katarak kot pantolonu ve lacivert kısa kollu t-shirt'ü üzerime geçirdim.Saçlarımı düzleştirerek bıraktım. Böylesi daha çok yakışıyor. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra spor ayakkabılarımı giyerek dışarı çıktım.
Nezih amca'ya doğru ilerlerken,içimden dua ediyordum Bora'nında orada olması için.Her ne kadar ihtimal vermesem de...
Dükkanın önüne geldiğimde kapalı olduğunu fark ettim. İyi de pazar günleri bile açık olurdu Nezih amca. Buda neyin nesiydi? Hemen telefonuma sarıldım. Nezih amcanın hep cebinde duran ama sadece çaldığında açan telefonunu çaldırmaya başladım.
"Alo"
Diyerek bir kadın açtı telefonu.
"Alo,merhaba Nezih amcayla görüşecektim ben"
"Ben kızıyım,Babam şuan hastane'de. dün gece kalp krizi geçirdi."
Duyunca beynim durmuş gibi hissettim.Nasıl olurdu daha dün gördüğümde turp gibiydi Nezih amca.
"Hangi hastanede olduğunu öğrenebilir miyim?"
"Kadıköy'de ki Acıbadem Hastanesindeyiz"
"Teşekkürler"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Süzülerek (Tamamlandı) #Wattys2017
RomanceYüreğinizi açıp öyle okuyun. Ece'nin iç dünyasını anlamak için buna ihtiyacınız olacak. Ece hayatını kariyeri için yaşayan, ve hep düzenli bir hayatı amaçlayan bunca zaman bütün zorlukları başarıyla yenmiş bir kadın. Hiçbir şey'in onu yıkacağını...