Eve çıkalı 3 gün olmuştu. Kendimi gayet iyi hissediyordum. Bora bu süreç içerisinde beni görmek istese de izin vermedim. Kafamı toparlamam gerekiyordu. Askı'ya aldığım düşünceyi geri kafama yerleştirdim. Odamdan çıkarak salona Şule'nin yanına geçip
"Ofis açacağım ben" dedim.
"Ne ofisi " Dedi
"Emlak ofisi" dedim kıkırdayarak.
"Salak" diyerek yastık fırlattı.
"Mimarlık ofisi " başka ne olacak.
"Bu nereden çıktı şimdi ?"
" Daha iyi değil mi sencede?"
"Para konusunu ne yapacaksın? "
"Babam tarafından benim adıma biriktirilen parayı unuttun mu ?" dedim sırıtarak.
"Ah pardon Babacığını unutmuşum,Bir daha olmaz prenses" dedi kıkırdayarak.
"Aferin Canısı,akıllı ol" diyerek göz kırptım.
Bilgisayarımı alarak İnternet'e girdim."Hadi sende aç bilgisayarını ofis için bir daire bulmamız lazım"
"Hay,hay efendim."
"Bu taraflarda olsun mümkünse"
1 saat içinde sadece 3 yer bulabilmiştik,Görüşmek için evden çıkıp taksiye bindik. İlk olarak Cadde üzerinde yeni yapılmış bir dükkan bulduk. Ofis olabilecek bir yerdi. Hatta görür görmez "Diğer yerlere bakmaya gerek yok"Dedim. Ama Şule'nin ısrarlarına dayanmak ne mümkün diğer üç yere baktıktan sonra tabi ki ilk yere karar verdik. Gerekli belgeleri topladıktan sonra tutacağımı söyleyerek ayrıldım.
Eve geldiğimiz de kapının önünde kocaman bir Gül Buketi olduğunu gördük.
Şule " Arda" diyerek sarıldı çiçeği. Üzerinde ki notu görünce yüzü asılarak bana uzattı.
"Sanaymış" Dedi hala asık yüzüyle.
"Bana mı" diyerek aldım buketi
"Beni affedene kadar her gün bu gülleri koyacağım kapına.Yarın 8'de İlk balık yediğimiz restaurantta seni bekliyor olacağım.
Bora."
Kartı kaç kez okudum bilmiyorum. Ama gitmeyecektim. Çünkü hala buna hazır değildim. Eve girdikten sonra güzel bir yemek yedik. Sonra da Ofis'e ne isim koyacağımızı düşündük.
"Atahan olsun. Soy ismin bence gayet anlamlı" dedi.
"Çok klişe herkes aynı şeyi yapıyor" dedim.
"Kim anlayacak?" dedi.
"Benim bilmem yeterli,daha sonra düşünürüz bunu dedim"
Telefonumdan mesaj sesi yükselince,Masanın üzerine uzanıp aldım.
"Stajımı memleketimde,Aydında yapacağım.Artık bu şehirden gidiyorum. Lütfen Bora'ya dön. Sana ihtiyacı var. Benim iyi olmamı istiyorsan bunu yap ve kendine dikkat et"
Mesaj Zeynepten. Dikkatlice okuduktan sonra cevap atıp atmama arasında kaldım. Atsam'da ne yazacaktım ki ? Bora'nın mutluluğunu isteyecek kadar çok seviyordu onu.
"Sana bunları yaşattığım için özür dilerim"
yazabildim sadece.
"Senin bir suçun yok,Kimsenin yok."
***
Sabah uyandığımda baş ağrısından ölmek üzereydim. Komodinin üzerinde duran Güllere gözüm kaydı. Akşamı düşündüm Saat'e baktığım da 12'yi geçiyordu. Güzel bir duş aldıktan sonra kahvaltı hazırladım kendime. Televizyonun karşısına geçip keyif yapmaya başladım. Nasılsa gitmeyecektim. Telefonumun sesiyle düşüncelerimden kurtuldum. Bora arıyordu. Açmayacağım dedikten sonra kendimi yeşil tuşa basmış şekilde buldum.
"Efendim"
"Seni bekliyor olacağım,unutma" dedi.
"Peki" diyebildim sadece
***
Saat 7 ve daha karar veremedim. Beynim gitmeyeceksin derken kalbim gideceksin diye haykırıyordu. Daha sonra kendimi hazırlanırken buldum.Saat tam 8 olduğunda evden çıkıp taksiye binmiştim bile. 15 dakika sonra restaurant'a gelmiştim. Kapıdan içeri girdiğim de daha önce geldiğimiz zaman oturduğumuz masada otururken buldum Bora'yı beni görünce her zaman ki gibi ayağa kalkıp sarıldı. Kokusu burnuma dolduğunda Sarılmasına karşılık verdim.
"İyi ki geldin" dedi masaya oturduğumda. Bense gülümsemekle yetindim.
Masaya oturduktan iki dakika sonra yemeklerimiz geldi. Ben gelmeden siparişleri vermişti. Çünkü levrekten başka balık yemediğimi biliyordu. Tabi ki Rakılarda unutulmamıştı.
"Nasılsın"
"İyiyim Sen" dedim gülümseyerek. Sanki hiç kötü bir şey yaşamamışız gibi davranıyordum. Çünkü onu gerçekten özlediğimi fark etmiştim.
"Sen buradasın. Ve ben kötü olamam" dedi.
Yemeklerimiz bittiğin de
"Sana bir şey söylemek istiyorum" dedi gülümseyerek.
"Dinliyorum" dedim.
"Çok şey yaşadık,Ve hepsi benim hatam. Bundan sonra ki hayatımız da sana hayatının en güzel günlerini yaşatmak istiyorum. Buna izin vermen gerekiyor. İşte bu yüzden bir teklifte bulunmak istiyorum " dedi ve elini cebine attı. Cebinden çıkarttığı yüzük kutusunu görünce kalbim hızlı hızlı atıyordu. Evlenmemi teklif edecekti ? Hayır ben buna hazır değildim.Kutuyu açtığında içinden mükemmel bir taş çıktı. Gözlerini gözlerime dikip
"Hayatının geri kalanını karım olarak geçirir misin Ece ?" Dedi.
Ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum. Evet onu çok seviyordum ama onu hala affedebilmiş değildim. Biliyorum beni üzmek asla istememişti. Ama kendime yediremiyordum bunu. Bir karar vermem gerekti,hem de büyük bir karar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimden Süzülerek (Tamamlandı) #Wattys2017
RomanceYüreğinizi açıp öyle okuyun. Ece'nin iç dünyasını anlamak için buna ihtiyacınız olacak. Ece hayatını kariyeri için yaşayan, ve hep düzenli bir hayatı amaçlayan bunca zaman bütün zorlukları başarıyla yenmiş bir kadın. Hiçbir şey'in onu yıkacağını...