5. Bölüm

1.1K 60 76
                                    

Etrafıma bölüm yazma perileri doluşunca dedim ben bölüm yazam uzun (bayağı uzun) bir aranın ardında karşınızda yeni bölüm.

-Şükür yeni bölüm yazdın mal (içses)

"Sus be sen çok konuşma"

Miwa'nın ağzından

Hinata beni aramış ve Tobio'nun kaza geçirdiğini söylemişti. Zar zor konuşuyordu. Hastanenin adını da öğrendikten sonra telefonu kapattım. Tobio seni de kaybedemem. Anne ve babamızı araba kazasında kaybettiğimiz gibi seni de kaybedemem.
Büyükbabama haber vermedim zaten hasta onu strese sokmak istemiyorum hastanedeki duruma göre söyleyeceğim. Bunları düşünürken voleybol kulübünü arayarak haber vermiştim, sonuçta Tobio'nun arkadaşlarının bunu bilmeye hakları var.

Hastaneden gerçekten uzaktım arabayı kullanabildiğini en hızlı şekilde kullanmama rağmen hastaneye yarım saatte ulaştım. Hinata yarım saattir tek başına...

Hasteneye vardığımda karasuno takımı çoktan gelmişti, kapıda karşılaştık, içeri girip Tobio'nun nerede olduğunu öğrenince oraya doğru gitmeye başladık. Onun odasının olduğu koridor bomboştu, sadece turuncu saçlar vardı.

Seslendim. Sesim titriyordu.

"H-Hinata!"

Yavaş bir şekilde kafasını bana döndürdü. Gözleri ağlamaktan kızarmış ve yanaklarında yaşlar vardı. Ama nedense tepki vermiyordu. Yoksa o şokta mıydı? Sakinleşmeliydi. Ona sarılmalı mıydım? Sanırım biri bunu benden önce yaptı. Sugawara-san Hinata'ya sımsıkı sarılıyordu. O da ağlıyordu, herkes gibi. Sugawara Hinata'ya sarılınca şoktan çıktı. O da sarılmaya karşılık verdi ve şu ana kadar gördüğüm en şiddetli ağlamayı bize bahşetti.

Hıçkırıklarla, bağırışlarla, haykırışlarla ve bol bol göz yaşıyla ağlıyordu Hinata. Bizim de pek farkımız yoktu aslında. Onun gibi şiddetli olmasa da hepimiz ağlıyordu en çok da ben.

Kageyama ile aramız o ortaokuldayken pek iyi değildi ama Hinata aramızı düzeltmişti. İkisini de çok seviyorum ve birinin yaralı diğerinin ise harap durumda olması beni bitiriyordu.

~
Hinata

Kageyama ameliyata alınalı yaklaşık 1 saat oldu ama hala bir haber yok. Hiç kimse konuşmuyor. Korkum her saniye artıyordu ama aynı zamanda ameliyat henüz bitmediyse kageyama hala hayatta demektir, değil mi?

~

Yaklaşık bi 15 dakika sonra içerden doktor çıktı. Herkes çok tedirgindi. Doktor açıklama yapmaya başladı...

D: Ölmeyecek. Ama komada başına darbe almış. Ne zaman uyanır orası meçhul.

K-koma mı? Ne demek koma? Yani bildiğimiz koma mı? Kageyama mı?...

Kafamda dönen bu aptal soruları susturdum ve kageyama hayatta olduğu için şükretmeye başladım.

O hayattaydı ve önemli olan buydu eninde sonunda uyanacaktı zaten.

Kageyama yoğun bakıma alındı. Cam duvardan onu izliyordum. Miwa nee-san Yanımda o da benim gibi ağlamaktan yorulmuş durumda. Bir süre sonra herkes yavaş yavaş evlerine gitmeye başladılar. Ben de gitmeliydim ama istemiyorum... O uyanana kadar burda kalmak istiyordum ama kalamazdım. Annem beni almaya geldi Suga-san haber vermiş o da bir süre bizimle bekledi ve daha sonra çok geç olduğunu ve gitmemiz gerektiğini söyleyerek beni götürdü. Ben ise ağlamaktan yorulmuş gözlerle ve duygusuz bir ifadeyle arabanın camından dışarıyı izliyordum.

Valla kısa oldu kusura bakmayın lütfen. Bu arada arkadaşlarıma sordum (çünkü yeterince yanıt gelmemişti burdan) kitap kapağı bundan sonra bu. Lütfen yorum yapıp oy verin. <3

Sen ve Ben |~Kagehina~|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin