2.2

13.8K 1.2K 328
                                    

"ben içeri girmem, çıkarken mesaj atarsınız." kollarım göğsümde emniyet kemeri boynumu çizerken başımı koltuğun başlık kısmını yaslayıp cümlemi bitirir bitirmez ofladım.

"olmaz." seokjin arka koltuktan hızla atıldığında dikiz aynasından ona baktım.

arabayı jungkook kullanıyordu, ben de yanında oturuyordum. seokjin ve namjoon arkadaydı. diğer arabada da yoongi şoför koltuğunda, yanında jimin, arkada da hoseok vardı.

"olur." dedim cevap olarak. sonra bir hışımla emniyet kemerimi çözdüm. hala gidecek biraz yolumuz vardı ve ben bu hareketi yapınca jungkook yolda olan bakışlarını kaşları çatık bir şekilde bana çevirdi ama uzun sürmedi.

"olmaz, taehyung ya. bak haechan'la konuştum. müzikler çok yüksek değil, çok insan da yok." dediğinde başımı iki yana sallamaya başladım. kollarım hala göğsümde bağlıydı. "istemiyorum. arabada oturacağım." dedim ve sert bir sesle karşı çıktım.

"tamam, siz girin içeri ben taehyung'la kalırım." bu sefer konuşan jungkook'tu. direksiyonu tutan parmak boğumları beyazlı kırmızılıydı. sıkıyordu direksiyonu, anlamak zor değildi.

"ne gerek var?" diyerek başımı kendi camıma doğru çevirdiğimde şaşırtıcı bir şekilde şu zamana kadar sesi çıkmayan tek kişi namjoon'du.

"doğru benim de yanında olmamı istemezsin şimdi." dedi tekrar jungkook iğneleyici bir tonda. "istemem." dedim ve gözlerimi devirerek ona baktım ama bana bakmıyordu. arabayı müstakil bir evin önüne geldiğimizde sağa çekti ve el frenini çekip aracı kapattı.

"mark'ın eviymiş burası." diye bilgi verdi birden bire seokjin. "sanırım haechan'la aralarında bir şey var." devam ettiğinde ben de bacağımı sallamaya başladım, hareketim yüzünden araba da sallanmaya başladığında seokjin arkadan koluma vurdu.

"kes şunu." diye tısladığında başımı çevirip ona baktım. "kalkıyorsun ve bizimle o evden içeri giriyorsun, jungkook'un gecesini de sikme." dedi. ciddi olduğunda bazen korkunç olabiliyordu ve bir şeyleri direkt söylediğinde dediğini yaptırabiliyordu. bu yüzden ben de yavaşça kapıyı açıp kendimi açık havaya attım. hava biraz soğuktu ama çok da değildi. yani güzel bir hava vardı.

mal gibi bir partide içip sızıcağımıza bu güzel ve sessiz havada yürüyebilirdik. acaba jungkook benimle yürür müydü? siktir taehyung, çocuğa geçen gün siktiri çektin, hatta az önce de çektin. mal olma. kalsın.

birkaç adım atıp kapıya doğru ilerlediğimizde seokjin sanırım kaçmayayım diye koluma yapıştı. birkaç adm kala da zaten kapı açıldı. haechan kapıyı açıp bize gülümserken beni gördüğünde bu geceye gözleri parıl parıl parladı.

"taehyung hyung, selam." dedi ve sağ elini kaldırıp salladı. diğer elinde içki şişesi tutuyordu. "senin için müziği iyice kıstık." diye devam ettiğinde seokjin yan taraftan ben demiştim der gibi gülümsedi bana. ben de daha fazla kimseyi zorlamak istemediğim için yavaşça içeri girdim.

jungkook'la konuştuğumuz günün akşamında evleri ayırmıştık. hatta gecenin bir vakti seokjin onu arabayla almaya gelmişti, böylelikle de yoongi değil de seokjin'de kalmayı tercih ettiğini anlamıştım.

bugün sabahtan terapim vardı, her ne kadar bana trip attığını bilsem de sabah bana mesja atmış ve terapiye götüreceğini söylemişti o yüzden birlikte gitmiştik. bay woo ile işi hızla ilerletmiştim, bugün de ona annem ile olan ilişkimden bahsetmiştim ve daha da anlamlandırmıştım bazı şeyleri onun için.

terapi çıkışı jungkook beni eve geri götürmemişti çünkü herkes biliyordu ki eve girersem geri çıkmazdım. o parti de yalan olurdu benim için. seokjin bunu bildiği için jungkook evimin yoluna girmemişti bile dönüşte.

dive into youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin