Zevahir ♧Gay♤ Tamamlandı

♣️8♠️

Beğenmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın...

Gözlerim masasında oturup arada bana ters bakışlar atan kadına kaydı. En son gitmemi söylemişti ancak ben gitmek yerine komutanın emriyle burada olduğumu söyleyip kısaca terslemiştim onu. Kubilay ise yediği iğne ile rahatlamış uykunun derinliklerine süzülmüştü.

"Sen burada bekleyeceksen ben içerideki odaya geçeyim. Biri gelirse gelip beni uyandır. " rica etmek yerine emir verirmiş gibi konuşan hemşireye cevap vermedim. Ancak olumlu cevap vermişim gibi çıktı odadan.

Rahatlayıp kendimi Kubilay'ın az uzağındaki sedyeye attım. Neredeyse iki gündür uyumadığım için ve bugün komutan canımı aldığı için öylece uyumuştum.

"Su. " duyduğum sesle irkildim. Kubilay komutan yine uykusunda konuşuyordu. Gözlerini sıkı sıkı kapatmış kaşlarını derinden çatmıştı. "Su verin. " belli ki adamın ciğeri yanmıştı. Hemşirenin masasındaki bardağa suyu doldurup uyku sersemi, komutana doğru adımladım. Alnı yine terlemiş ve bedeni kas katı kesilmişti.

"Gomutan. Gomutan uyan su getirdim. " omzunu dürtmemle gözleri iri iri açıldı ve şaşkınca etrafına bakındı. Bense yaptığı şeyle irkilmiştim. Karşımdaki adamın uykusu ağır diye uyanmaz sanarken dokunmam yetmişti uyanmasına. "Su getirdim." Şaşkın gözleri elimdeki bardağa düştü ve hızla elimden çekip kafaya dikti. Gözlerim arkaya attığı kafasından adem elmasına kaydı. Su içtiği için habire hareket ediyordu. Evet bende de var ancak onun ki kadar belirgin değildi. Hoş komutanınkinin bu kadar belirgin olduğunu bile yeni fark ediyordum.

"Bir bardak daha versene. " elindeki bardağı temas etmeden alıp bardağa su koydum. "Buraya ne zaman geldim?" Kendine gelmiş olmalı ki sesi yine kendinden emin çıkmaya başlamıştı. Bardağı uzatıp öyle kara gözlerine baktım.

"Ahşam odan geldim. Bahtım yanisin tuttum getirdim. " suyu içerken yine gözlerini kapatmıştı. Keşke hemşireye inat edip yanında kalmasaydım. Şimdi senin burada ne işin var derse ne diyeceğim?

"Allah razı olsun. İçim yanmış. " yeniden uzanan adama kısa bir bakış atıp bardağı masaya koydum. Sanırım şuan gitmem gerekiyordu. Kubilay tereddütlü halimi görünce usulca kaşlarını çattı.

"Ben gidem. Yuhum gelir. " bunu desemde yerimden kıpırdamamıştım. Kubilay daha demin uzandığım ve dağınık bıraktığım yatağa baktı. Olayları yeni yeni kavrıyormuş yeniden sedyede oturur pozisyona geldi. Kolunun tersiyle alnındaki terleri silip sonunda kara gözlerini kahve gözlerime kenetledi.

"Sen burada mı kaldın?" Yalan söylemek yerine başımla onayladım. Kaşları havalanmış ve gözleri kırılmıştı. "Gidip yatağında yatsaydın. " neden kaldığıma anlam verememiş gibi duruyordu. Hoş bende pek anlam veremedim. Elimi enseme atıp gözlerimi kaçırdım. Tedirgin olmuştum işte.

"Galhınca bir şeye ihtiyacın olir deye düşündüm?" Saçma bir bahane sundum. Karşımdaki adamın bir şeye ihtiyacı olsa hem hemşire vardı hemde emrinde bulunan bir sürü insan var. Kubilay neyse ki korktuğum tepkiyi vermedi.

"İyi yapmış. Geç yat bari. " daha demin uzandığım sedyeyi işaret etti. Normalde yatakhaneye gitmem gerekiyordu ancak adımlarım benden bağımsız dağılmış sedyeye doğru ilerledi. Burada tek bırakmak içime sinmemişti.

Sedyeye uzanmama rağmen uykum gelmemişti. Daha doğrusu uykum var hatta esniyorum bile ancak uyuyamıyorum. Bedenim diken üstünde duruyormuş hissiyatı var içimde.

"Partiniz nasıldı?" Tam uyku beni hapsedecekken kulaklarıma dolan sesle irkilip gözlerimi araladım. Kubilay yatağında bana doğru dönmüş yüzüme bakıyordu. Elimin tersiyle gözlerimi üfelerken ona doğru döndüm.