Zevahir ♧Gay♤ Tamamlandı

♠️19♣️

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...

Yorumları kesin unutmayın. Merak ederim.

Artık tamamen kendime gelmiş ve yine ranzamda uzanmış üst ranzanın tabanını izliyordum. Aynı zamanda etraftaki uğultular müzik misali kulaklarıma doluyordu. Sanki düşüncelerime eşlik ediyormuşçasına.

Ayağıma atılan darbeyle irkilip kafamı hafif kaldırdım. Selim yine ciddi ifadesiyle karşımda durmuş, bana bakıyordu.

"Banyoya gideceğim gelecek misin?" Elinde tuttuğu kıyafetlerini yeni fark edebilmiştim. Hiç banyo yapma isteğim olmasa da başımla onaylayıp ayaklandım. Kubilay komutanı bir kere bile görmemiştim. Hatta sabah talimlerine bile gelmiyordu. Belki de yüzümü görmek istemediği içindir.

"Bizimhiler gelmiii?" Sorumla dönüp bir süre yüzüme baktı. Kısık sesim ve bitkin halim onu fazlasıyla üzdüğünün farkındayım.

"Gelmeyecekler. Aslına bakarsan rahat konuşmak için banyoya gidelim, dedim.  " usulca kalın kaşlarım çatıldı ve Selim'e bakmaya devam ettim. Yine arkadaşımın aklından neler geçiyordu kim bilir?

"Ne gonuşacahsın?" Bu arada banyo kapısını açıp belki de ilk defa boş olan yere adım attık. Normalde kalabalık olan yerde şimdi kimse yoktu.

"Sen şuraya git. Kabinlere bakıp geliyorum. " soğuk sesine karşılık sadece dediğini yaptım. Kabine girmek yerine çıkıntılı olan yere gidip oturdum. Eşyalarımı kabının kapısına asmayı unutmamıştım.

Selim bakma işini erken bitirip yanıma geldi ancak benim aksime kıyafetlerini çıkarıp öyle oturdu. Gergin bedeni istemsiz benide germiş ve kaçamak bakışlarım sabırsızca yüzünde dolaşmıştı.

"Hayde. " aniden sesimi duyan adam kafasını çevirip bana baktı ve suyu açtı. Aynı zamanda lifini köpürtüyordu.

"Kubilay'ın doğru insan olduğuna ne kadar eminsin?" Günler sonra onun adını duyunca bile irkilmiştim. Selim bunu fark etsede umursamadan ısrarcı gözlerle bana baktı. "Oğlum cevap versene. " ısrarcı gözlerine dayanamayıp gözlerimi kaçırdım. Çoktan boğazıma yumru oturmuş, yüreğim acıyla sıkışmıştı. Selim'i biraz tanıyorsam bu soruyu laf olsun diye sormadığını biliyorum.

"Bilmim. Yani iyidir. Öle düşünim emma fazla tanimim. " yalan değildi. Kubilay'ı hiç tanımıyordum ve bu soruyu Selim sorana kadar fark etmemiştim bile. Selim ağzının içinde küfür yuvarlayıp tasa doldurduğu suyu başından aşağı döktü. Artık sinirle nasıl bir gaza geldiyse vücudundan çıkan dumanları bizzat gördüm.

"Siktir. " sıcak su yüzünden acı içinde inledi. Bu hali gülemedim bile. Husursuz olmuştum bir kere.

"Niye onu sorisin baan?" Alnına yapışan kısa saçlarını eliyle biraz geriye attı. Sert bakan gözleri inatla bana dönmüyordu.

"Tuvalette bir konuşmaya denk geldim. İki gün önceydi sanırım. " dudaklarını birbirine bastırıp bana yandan bir bakış attı. Aynı zamanda burnunun ucundaki su damlası dudağına düşmüştü. "Şu Hasan vardı ya. Hani sen anlatmıştın. Sapık olan. " başımla onayladım. Artık sadede gelsin istiyorum.

"Yav dolandırmayasın. De ne diyecehsen. " sinirler çıkıştım. Selim oturduğu yerde yan dönerek gözlerime baktı. Aynı zamanda yerimiz dar olduğu için dizime temas eden bacağını hissedebiliyordum.

"Kubilay. O şerefsizin adını bile söylemek istemiyorum. " boğazındaki damaları belli olan arkadaşıma kaşlarımı çatarak baktım. Ancak onun gözlerinin beyazı bile sinirden kanlanmıştı. "Kubilay bununla şey yapmış. " ilk defa aptal olmak istedim. Selim'in kurduğu cümleyi bir kerede anlamak ağır gelmişti. " İlk başta inanmadım. Sana söylemeden önce emin olmam gerekiyordu. " elini omzuma koyup hafifçe sıktı. Bu hareketiyle donan bedenim titredi ve gözlerim usulca doldu. Demek bu yüzden kaç gündür yüzünü görmüyordum. Kubilay kendine yeni oyuncak bulmuştu. "Bizzat kendi gözümle gördüm. Hasan denen piç Kubilay'ın odasına girdi ve sesl...." sesli nefes almamla sustu. Aynı zamanda sağ gözümdeki yaş süzülüp çenemden onun koluna düştü.