🔱BÖLÜM II | KEŞ🔱

60 19 2
                                    


Kitap günümüzden devam ediyor. (Adel 19 yaşında yani.) Buraları biraz coşturalım, tarihleri yazalım buraya:) İyi okumalar.

II'Keş
"Ben intikam istiyorum!"

•••

Ayın döngülerinden dolunayın sırasıydı bu gece. Geceyi parlatma yükü onun boynundaydı. Vurduğu ışıkları ruhumu aydınlatmıyor, hatta o kadar cılız ki şavkı ve hatta o kadar kötü ki ay, şeytanla anlaşmaya oturuyor.

"Ver onu bana hadi, Mert." Dedim duygusuz sesimle. Zaten başım ağrıyordu niye beni bu kadar uğraştırıyordu ki? Sonunda zaten hep vermek zorunda kalıyordu. Zaman kaybı ve beni krize itmekten başka bir şey yapmıyordu.

"Kızım, ben onu diken üzerinde her an yakalanma korkusuyla, saklayarak yetiştiriyorum ve sen fare gibi hepsini bitiriyorsun. Kıtlık getirdin malıma! Ben ondan para kazanıyorum." Dediğinde derin bir nefes verdim.

Sokağın ortasında oturduğum yerden kalkıp Mert'in oturduğu yere gidip önünde eğilip ona baktım. O ise eğildiğim için görünen göğüs çatalıma bakarak yutkunduğunda kapatma gereği duymadan postallarımın çamurlu tabanıyla onu geniş omzundan sertçe itekledim.

"Onu istiyorum, Mert." Deyip yüzlerimizi aynı hizaya getirdim. "Ve sende bana onu vereceksin." Dediğimde aynı düz sesimle derin bir nefes alıp verdi.

"Peki sevgilim, bu da dediğin gibi olsun. Buna da tamam." Diyerek ayağa kalkıp bıkkınlıkla elini deri ceketinin iç cebine attığında sonunda kavuşacağım esrarıma dikkat kesilirken ara sokakta duyulan motor ve lastik sesiyle birbirimize baktık.

İlk önce uğursuz siyah Transporter bir araba önümüzde durdu. Sonra ben ağzıma kapanan bir ıslak bez benzeri şeyle bilincimi kaybettim.

O sırada Mert'in acı bağırışlarını derinden duyabiliyordum. Ama kısa bir süre sonra tüm sesler kesildi ve karanlık galip geldi.

•••

Başımdan aşağı dökülen buz gibi soğuk sıvıyla yıllarca nefes almamışım gibi ağzımı açıp tüm ciğerlerimi patlatabilecek kadar koca bir nefes içime çekmiştim.

Nefes nefese kalmış bir şekilde gözlerimle etrafı incelerken nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Siyah ve kahverengi toz pisliklerle dolu demir olduğunu sandığım duvarları olan izbe kokan iğrenç bir alandaydım.

İyi ya, dört yıldır bundan fark bir yerde yaşamıyordum. Bundan çok tiksindiğim ve ürperdiğimi söyleyemezdim.

Gözlerim ifadesizce etrafa bakmaya devam ettiğinde sonunda bir bedeni fark ettiğinde zorlukla ayağa kalktım.

Sandalyeye falan bağlı değildim. Yerde uzanmış bir haldeydim. Ve soğuğun çektiği eklemlerim şiddetle ağrıyordu.

Ama neyse ki daha kötülerini de yaşamıştım.

İfadesizce karşımda ki bedene doğru bir adım attığımda erkek olduğunu anladığım kişinin suretini çözemedim. Ama konuştuğunda onun beni netçe görebildiğini düşündüm. Gözlerimin direkt içersine baktığını hissedebiliyordum.

🔱MASUM DEĞİLİZ🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin