🔱BÖLÜM X | YAŞAMAK🔱

21 6 0
                                    

X'Yaşamak
"Kibrim olsaydı, belki şeytan olabilirdim."

•••

Okyanuslar ve Ormanlar.
Söyle şimdi hangi birini yakacağım?
Söyle şimdi hangi birinde öleceğim?

Issız, balta girmemiş ağaçlar arasında mı, yoksa Riccardo'nun gözlerinde mi?

Derin, keşfedilmemiş sular içinde mi, yoksa Murat'ın gözlerinde mi?

Peki ya şimdi ne yapacağım?

Sırılsıklam olduğum yerde tabiri caizse çivilenirken hiçbir şey belli etmesem de tedirgindim.

Yani, teorik olarak benim evimde benim salonumda ve benim koltuğumda oturup sigara içiyordu. Üstelik bunları yapan daha yeni mallarını çaldığım adamdı.

"Şaşkınlığımı mazur gör." dediğimde umursamaz görünmeye çalışarak karşısındaki koltuğa doğru gittim. Elbette anlamıştı ama beklediğimden hızlı hesap kesmeye gelmişti.

Üzerimden damlayan hatta dökülen yağmur suyuna rağmen yaşlı kıyafetlerimle kendimi koltuğa bıraktım ve yüz yüze geldiğimizde rahatça ayak ayak üstüne attım.

"Çaldığın mallar şahsıma ait. Umarım bunun farkındasındır, Amira." dediğinde dudaklarımı iki yana aşağı büküp yüzüne baktım kaşlarımı kaldırarak.

"Evet."

Sakinliğimiz ortamı huzursuz ederken aniden başıma çektiği silahla durakladım. "Bunun bir cezasının olacağını da biliyorsun değil mi?" dediğinde gözlerimin ucu silah yokmuşcasına gözlerine bakmayı sürdürürken cevap verdim.

"Evet."

Oturduğu yerde dikleşip yüzüme ifadesizlikle bakarken korku, içimde bir yerlerdeydi. Ama daha ağır basan şey, kaybedecek hiçbir şeyimin olmamasıydı. "Diyorum ki acaba seni direk öldürmesem..." derken silahın ucunu yüzüme yaklaştırıp üzerime eğildi. Yanağıma sürttüğü silahla gözlerim kapanırken sinirim nirvanaya çıkma arefesindeydi.

Öyle de oldu. Dudaklarımda gezintiye çıkmaya başlayan silahı tutar tutmaz elinden aldım ve sözünü tamamlamasına izin vermeden ona doğrulttum elimde ki ağır metali.

"Bu işleri bilirsin Murat, kanunun olmadığı yerde kimse hakim olamaz." dediğimde durdu ve yüzüme baktı. Sinirlenmişti. "Ama kuralları benim yazmama izin verirsen elbette hukuğumuz sağlıkla ilerler." dediğimde bir anlık şaşkınlık damgası geçti yüzünde.

"Neyden bahsediyorsun?" güldüm. Ayağa kalktım ve diğer elinde tuttuğu sigarayı elinden alarak dudaklarıma yanaştırdım. İçime bir nefes çekerken kafasını kaldırmış, başında dikilen bana bakıyordu. Dumanı yüzüne üflerken eğildim ve hala yanan ama bitmek üzere olan sigarayı dudaklarında söndürdüm. Et cızırtısı yankılanırken kulaklarımda hiçbir tepki vermedi, gücünün şovunu yaptı. İzmariti yere attığımda dudaklarına baktım.

Parçalanmıştı.

"Hala anlamadın mı?" derken katlanılmaz salaklığı karşısında saçlarımı ense kökümden tutup üfledim ve arkamı dönüp salonun ortasına kadar yürüyüp ona döndüm. "Senden üstünüm. Benim için çalış." dediğimde gür bir kahkaha attı. Gülmesi o kadar uzun sürdü ki bir an durdum. Gerçekten tedirgin ediciydi.

"Sen..." derken ayağa kalktı ve üzerime doğru yürümeye başladığında olduğum yerde dikildim, geri gitmedim. "haddini çok fazla aştın." diye devam ettiğinde yanıma ulaştı.

"Hadi kes cezamı, Murat." dediğimde arsızca güldüm. Değişen ruh halime karşın bakışları daima ifadesizliğini koruyordu. "Ama bana sakın 'dua et kadınsın' deme. Sonuçta hatırı sayılır miktarda malını çaldım bir başıma." dediğimde kışkırtıyordum.

"Bende senden çok şey çalacağım, Amira." derken parmaklarından baş olanı dik burnumun ucuna getirip okşadı. Burnum cüretkarca dikti ve ucu ortadan kesik gibi hafif çizgiliydi. Ağırca, burnum ile üst dudağım arasında ki şerite kaydırdı parmağını. Derin çizgiyi okşarken kaşlarım çatılıydı ve sırf ne demek istediğini anlamak için diyeceği sözü bekliyordum. Yoksa çoktan o baş parmağını alır ağzına emzik yapardım.

Kuracağı cümleyi beklerken, parmağı bu defada dudaklarıma uzandı. Böylece sınırlarını ihlal etti.

Parmağını yakalarken elini kavradım ve koluyla beraber bedenini arkaya döndürüp onu duvara yapıştırdım. Belinde ki silahı kavrayıp kuyruk sokumuna bastırdığımda kahkahalarla gülüyordu.

Evet, iki psikopat ayakta marifetlerimizi sergiliyorduk.

"Dinimizde ne diyorlar biliyor musun, Amira?" dediğinde sesi zor çıkıyordu ama dinledim. "Hırsızlık yapan kadın veya erkeğin ellerini kesin. Şeriat hak değil mi?"

"Hak tabii, eğer cehenneme ağırlaştırılmış müebbet alarak mahkum edilmeseydin ve biletini de ben kesmeseydim." güldüm. "Ama söz, seni kabire kadar bizzat kendim geçireceğim, sana eceline kadar eşlik edeceğim."

"Uçağı çoktan kaçırdım, kestiğin bilet yandı. Şimdi çift kişilik yaşam için kredi çektim." dediğinde çevik bir hareketle bana dönüp kolunu kurtardı. Silah elimden alınırken, yerlerimizde değişti. Soğuk duvara sertçe yapışan sırtımla yüzüm buruşurken, dizimi kasığına geçirmek için kaldırdım. Lakin benden önce davranarak hamlemi, dizini iki bacağımın ortasına bastırarak yuttu.

Korku yoktu, temas vardı.

Nefesi burnuma çarparken anlamsız yüzümü sabit ve dik tutuyordum. Bakışlarım her zamanki gibi sertken, avını göz hapsine almış dişi kaplandan farksızdım. O ise her an bana saldırabilecek ancak hızlı olanın kazanacağı bir diğer av gibi inceliyordu. Tiksinircesine konuştum. "Yaşamak, kredi çekmek için yeterli bir sebep değil. Kimi yaşatmak istiyorsun kendinle, iblisi mi?" diye alay ettim.

Sahtece gülümsedi ve garnetlerime kilitlendi. "Evet, bir şeytan." dediğinde yüzüme yaklaştı. "Ve benim tek bildiğim ibliste, bir zamanlar melekti." dediğinde alaylı ifadem yerle bir oldu.

Benzer acı hikayeye sahip olan çocuklar, büyüselerde birbirlerini tanırlar.

Murat, beni tanıdı. Benimde onu tanıdığım gibi.

"Kibrim olsaydı, belki şeytan olabilirdim. Lakin acım var, yaradılışımda ateş veya nur yok." dedim sonra üzerine bir adım atarak mesafeyi bitirdim. "Sahip olduğum yangın, gözlerimde gizli. Ruhumda hapisli ve kalbimde saklı. Fıtratımda değil."

"Koca okyanusu taşıdım gözlerimde, giren kayboldu ve yüzmeyi bilmeyen boğuldu. Şimdi bir çift alevde taş kesildi sularım. Ama sen hala yakıyorsun arsızca."

Parçalanmış dudaklarına baktım. Kanıyordu. Zaferle gülümsedim. Canım yanmadan, yakmak...

Ellerimle omuzlarını ittirdim. Islak kıyafetlerime temas eden takım elbisesi de yaşlanmıştı.

"Çıkarken kapıyı kapat ve yarın gece yarısında noterde ol." dediğimde arkamı dönüp odama çıkmak için merdivenlere adımladım. Saçlarımdan yere damlayan yağmur suyunu umursamadan ilerledim ve Murat'ı ardımda yalnız bıraktım.


•••

|BÖLÜM SONU|

•••

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER...

EMEKLERİMİN KARŞILIĞI İÇİN LÜTFEN ŞU YILDIZA DOKUNUVERİN:)

🔱MASUM DEĞİLİZ🔱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin