Bol bol yorum yapıp beğenmeyi unutmayın canlarım❤
paloma faith-only love can hurt like this
Ruhum ızdırap çekiyordu, biri sanki karanlıkta korktuğum gölgelerle beni yalnız bırakmıştı.
Nefesim biran önce benden ayrılmak istercesine dudaklarımdan çırpınarak çıkıp kayboldu. Üstümdeki örtünün sıcaklığı ruhumun ısınmasını etkilemiyor ama varlığını hissettiriyordu.
Yağmur damlaları gözlerimi diktiğim cama çarpıp akarken bedenimde hissettiğim ağrıyı sorgulamadım.
Kapı açıldı. Gözlerimi sıkıca kapattım. Adım sesleri yaklaştı tam önümde durdu o konuşmadan kokusu doldu burnuma. Burnumun ucu sızladı.
"Uyumadığını biliyorum" dedi.
Gözlerimi araladım ama sessiz kaldım.
Burnundan içeri sesli, sert bir nefes aldı. Yatağın köşesine oturdu.
"Ağlamak istiyorsan kendini tutmana gerek yok" donuk bir sesle konuşurken gözlerinin ağırlığını üstümde hissediyordum.
"Ağlamak istemiyorum" dedim. Yüzümdeki ifade bunun tam tersini destekleyen nitelikteydi.
"Güzel" dedi düz bir sesle "ağlamanı istemem"
Sustum gözlerim yatağın başındaki komodindeki dijital saate kaydı, saat sabah dokuzu gösteriyordu.
Dirseklerimin yardımıyla yataktan doğrulmaya çalışıp geniş olan odanın içinde gözlerimi gezdirdim. Bir duvarı tamamen camla kaplıydı uyuduğum büyük yatağın üstünde siyah saten yatak örtüsü vardı. Giyinme bölümü olduğunu tahmin ettiğim kapısı olmayan bir duvar boşluğu ve banyo olduğunu tahmin ettiğim bir kapı.
Gözlerimi çevirip ona baktım. "Neredeyiz?" diye sordum kısık ve çatallaşmış bir sesle.
"Güvende olacağın yerdesin"
Kuruyan dudaklarımı birbirine bastırdım. "Anlamadım?""Beni arayıp gelmemi istediğinde gelip aldım seni. Şuan evimdeyiz" dedi gözlerini bana çevirip.
Bir çift zehirli sarmaşığı anımsatan gözleri beni içine çekerken konuştum.
"Yük oldum size de, üzgünüm" bakışları dikkatle üstümde dolanırken olduğum yerde daha da küçülüyordum sanki.
"Yük olduğun falan yok o saçma düşüncelerini ben kafandan atmadan sen at"
Bakışlarımı ona çevirdim. Sormak için çırpındığım o soru korkuyla dudaklarımın arasından sıyrılıp ona ulaştı.
"O..." dedim duraksayarak "O kadına ne oldu?"
Konuşurken gözlerimin önüne kanlar içinde yatan cansız beden belirdi.
Kalbim hızlandı. Vereceği cevaptan deli gibi korktum.Burun kemerini sıktı gözlerini bana çevirmeden konuştu.
"Kadın yaşıyor.Durumu şuan için iyi bugünü de atlatırsa doktor daha net konuşacağını söyledi"
Ruhumdaki ağırlık az da olsa kalktı. "Yaşıyor... Şükürler olsun ölmedi" diye fısıldıyorum ellerimle yüzümü kapatıp.
"Ona bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim" dudaklarımda ufak bir tebessüm oluştu.
Yatak başlığına sırtımı yaslayıp dizlerimi kendime çektim.
"Siz olmasaydınız belki de o kadın gerçekten de benim yüzümden ölecekti. Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim" dedim.
Sesimde ona karşı bariz bir minnet olduğu anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMDAKİ İZ
General FictionBir insanı değiştiremezsin o neyse odur. Ne o kişi sizin istediğiniz biri olmak için yaratıldı,ne de siz insanlara nasıl olması gerektiğini söylemek için. Bazı zamanlar onuda anlamaya çalışıyorum. Ufak bir kız çocuğu gibi gördüğü birinin onu değişti...