⋆ 6 - Exor'dium!

127 22 22
                                    


Chanyeol'un söylediği ismi duyduğumda Luhan ile Chanyeol'un mekikteki konuşmalarını hatırladım. Yixing hakkında konuşmuşlardı ancak ben hâlâ tek bir şey bile bilmiyordum onun hakkında. Bilmeyi elbette isterdim ama haddime olmayan şeylere burnumu sokup onları anlatmaya zorlayamazdım. Özellikle Chanyeol birkaç kelime sıralamaya çalışırken bile bu kadar kötü oluyorsa olayın tamamını anlatmak isteseydi neler yaşanırdı tahmin bile edemiyordum.

Bana dolu dolu gözlerle bakan Chanyeol'a doğru yaklaştım ve parmaklarımı usulca yüzüne yerleştirip göz yaşlarını sildim, elimden gelen tek şey buydu ve bu beni üzüyordu.

Chanyeol en başta bu temastan dolayı anlık da olsa irkilmiş ardından kendini bana teslim etmişti.

Yavaş hareketlerle gözlerini silmeyi bitirdiğimde gülümseyerek baktım Chanyeol'a. Gülümsüyordum çünkü onun da gülümsemesini istiyordum, gülümsemek ona çok yakışıyordu.

"Hadi Chanyeol gel gidelim, bizi bekliyorlardır." Chanyeol bu sözlerin üstüne başını salladı ve duruşunu dikleştirdi. Artık kendini daha iyi hissediyor gibi duruyordu ya da hiç de sandığım gibi değildi ve ben bunları görmek istediğim şekilde görüyordum.

"Gel sana içeriyi göstereyim." Chanyeol tuttuğu elimi bırakmadan tam yanı başımda benimle birlikte içeri yürüdü. Ben ise her bir adımımda etrafı merakla incelemeye devam ediyordum ve her seferinde hayatımda ilk kez gördüğü şeylere bakıp heyecanlanıyordum. Heyecanlanmamak mümkün müydü ki zaten? Bütün hayatım boyunca kendi gezegenim dışındaki hayatlardan tamamen habersiz yaşamıştım ve bunu büyük bir kayıp olarak görüyordum.

Ben etrafıma ilgiyle bakınırken burada öğreneceğim çok şey olduğunu da fark etmiştim. Dünyada daha yapılması imkânsız gibi görünen çoğu şeye burada sahiptiler, tanrım onların görünmez olabilen mekikleri vardı.. Benim buraya gelirken bindiğim mekik kendi gezegenimdeki en iyi mekikti ama buna rağmen yine de buradaki teknolojinin yakınından bile geçemiyordu.

Bakışlarım etrafta gezinirken Chanyeol ile göz göze gelmiştik ve bana gülümsemişti, bunu etrafı çocuk heyecanlıyla incelememe bağlamıştım. Çünkü az önce sığınağın içine girmiştik ve normal bir ev havası hâkimdi içeriye, sanki annem birazdan elinde kurabiyelerle bir yerden çıkacak gibiydi ve onu şimdiden özlemiştim. Anneme olan özlemim bir yana sığınağın dışına oldukça tezat düşen sığınağın içini gördüğümde kaşlarım havalanmıştı ve yüzüme şu aralar çok sevdiğim 'inanamıyorum şoklardayım' maskemi takmıştım.

"İçerisi tamamen farklı." sesimden şaşkınlık akarken Chanyeol'un bu hâlimi komik bulmamasını umuyordum.

"Jongdae ve Minseok içerisinin böyle olmasını istedi, eh bize pek fark etmiyordu biz de kabul ettik. Ama şöyle bir bakınca fena iş çıkartmamışlar." Chanyeol eliyle ensesini kaşırken yüzüne de gururlu bir lider ifadesini takınmıştı.

"Baekhyun!!" ikimiz birden aniden beliren sesin geldiği yöne döndüğümüzde Luhan'ın neşeyle bize doğru geldiğini görmüştüm. Luhan seke seke yanımıza ulaşmış tam karşımızda adımlarını durdurmuştu.

"Bir dakika ben neler görüyorum!" Luhan aniden çıkışmış ve eliyle bir yeri işaret etmişti. Bakışlarımla gösterdiği yeri anlamak için elinin hizasını takip ettiğimde karışlaştığım şey yüzümün kıpkırmızı olmasına sebep olmuştı. Çünkü Luhan tam olarak hâlâ farkında olmadan el ele tutuşan bizim ellerimizi işaret ediyordu. "Bu da ne? Biz de sizi meşgul sanıyoruz! Meğer aşk yaşıyormuşsunuz." Luhan istemeden gülmeye başladığında durumu ciddi bir şekilde daha yeni idrak edebilmiş ve hızla ellerimizi ayırmıştık.. Üstelik şimdi Luhan sayesinde birbirimize de bakamıyorduk, güzel ben bir daha nasıl Chanyeol ile konuşacaktım? Ve evet tam olarak yanaklarım da kıpkırmızı olmuştu utancımdan.

Exo Planet | ChanBaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin