Mekik yavaş yavaş inişe geçmeye başladığı sırada Luhan mekiğin ayarlarını son kez gözden geçirmekle meşguldü.
Ben ise olduğum yerden Luhan'ı izliyordum, eğlenmesem bile sarıyordu. Nereye geldiğimizi ve ne yapacağımızı bilmiyordum bu yüzden de oldukça heyecanlıydım.
Chanyeol'un benimle yaptığı ve bana aşırı tatlı gelen konuşmadan sonra modum oldukça yükselmişti ve bir nebze de olsa aralarına uyum sağlayabileceğimi düşünmüştüm.
Sonuçta bu ekiple birlikte kalmama laf edebilecek ve sesini çıkartabilecek kişi değil miydi Chanyeol?
Ama bunu yapmamıştı, bu yüzden kendimi rahat hissediyordum. Luhan'ın da dediği gibi sorun çıkmadığı için mutluydum.
"Veee geldik!" Luhan sevinçle ekip üyelerine döndüğünde herkes Luhan'a çok değişik bir bakış atıyordu. Ben ise hiçbir şey anlamamıştım ve mal mal bir onlara bir de Luhan'a bakıyordum.
"Sanki buraya yıllardır gelmiyormuşuz gibi." Sehun kucağındaki yastığı kenara koyarken söylenmişti.
Luhan Sehun'un cümlesini bitirip ayaklanışını gözleriyle takip ettikten sonra başını iki yana sallayıp göz devirdi. "Baekhyun ilk kez geliyor aptal."
Ben ise Luhan ve Sehun'u izlerken gülmemek için dudağımı dişliyordum. Bu ikisi gerçekten çok şirin atışıyordu ve acaba bunun farkındalar mıydı? Çünkü onları izlerken yüzümün küçük çocuk seven yaşlı ninelerin yüzüyle aynı olduğuna emindim.
"Başladılar bir kere, artık susmazlar." duyduğum ses ile başımı sol tarafıma çevirmiş ve Chanyeol'u görmemle birden irkilmiştim. Ne zaman oraya geçmişti ki?
"O yüzden iş bize kaldı Baekhyun." Ne işinden bahsettiğini hiç anlamamıştım. Chanyeol ise gülümseyip mekiğin kontrol alanına doğru ilerledi, gözleriyle aradığı tuşu buldu ve tuşa bastı.
Chanyeol'un tuşa basmasıyla tam arka tarafımdan bir gürültü geldiğini duydum. Bakışlarımı oraya çevirdiğimde mekiğin kapısının ağır bir şekilde açıldığını gördüm.
Mekiğin kapısı açılırken oluşan toz bulutu yüzünden gözlerimi kısmak zorunda kalmıştım, bu tozlar dışarıyı görmemi zorlaştırıyordu.
Toz bulutu yavaş yavaş azalmaya başladığında görüşüm de netleşmişti. Netleşmişti ve gördüklerime inanamayacak derecede şaşırmama sebep olmuştu. Evet öküzün trene baktığı gibi tam olarak dışarıya bakıyordum, resmen bambaşka bir gezegendeydim ve buranın atmosferi çok güzel gözüküyordu. Toprak kiremit ile bordo arası bir renkti ve beni oldukça şaşırtmıştı.
"Hadi gidelim!" Luhan hemen arkamdan koluna taktığı Sehun ile neşeyle yanımdan geçmişti. Ben ise hâlâ şaşkınlığımı üstümden atamıyordum.
Diğerleri de yavaş yavaş yanımdan geçip giderken geriye kalan tek kişi hemen solumdaki Chanyeol olmuştu.
"Oldukça şaşırmış görünüyorsun." Chanyeol o yumuşak ses tonuyla konuştuğunda biraz olsun aşabilmiştim üstümdeki şaşkınlığı.
"Evet.. şaşırdım gerçekten." şaşkınlığımı ses tonuma bile yansıtmayı başarınca Chanyeol istemeden güldü. Ben ise bütün dikkatini onun gülüşüne vermiştim çoktan, o neden böyle güzel gülüyordu? Kafamı duvarlara vurmak istiyordum bundan bananeydi ki? Tanrı aşkına ben iyi değildim, Chanyeol'un sadece sesi değil varlığı da mala bağlamama yetiyordu.
"O zaman.." Chanyeol gülüşünü kesmeyi başardığında açılan mekiğin kapısına doğru, benim hemen önüme, bir adım attı ve elini usulca bana uzattı. "Sana Exor'dium'u gezdirmeme izin ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Exo Planet | ChanBaek
Cerita PendekTabii Baekhyun bilmiyordu ki son uzay mekiği uçuşu sırasında yeni bir gezegen bulacağını.. Düzyazı ⋆ 050323