İnsanların yaşadıkları her şey bir tecrübeydi.Bunu bu evde daha iyi görmüştüm. Hayatta en güzel duygular ailede yaşanıyorken, düşününce Oktayı daha iyi anlamıştım. Sevdiği herkes onu kandırmıştı ,ona üzülüyordum. Bir zamanlar sevdiği kız , sevdiği dostu , sevdiği ailesi onu birer birer sırtından vurmuştu. Benim ailem tam tersi çok sıcak güven kokan bir yuva vermişti, ben kimseye art niyetli olamıyordum. Belkide hemen bu yüzden güveniyordum.
Bu şoku üstümde kalmıştı, kendime gelemiyordum, herkesten beklerdim ama Cristian bunu nasıl yapardı, dostu birlikte büyüdüğü onun kötü gününde yanında olan, ailesi bile onu istemezken...onu bir kaşık su da boğmak istiyordum. Bana yakın davranışları benden hoşlandığını söylemesi ve Defne ile ilişkisi kafam çok karışmıştı. Benim kalbim hiç bir zaman ona ait değildi. Oktayı şimdi nasıl bırakıp gidebilirim ki...
Pembe gitmeyi kafasına koymuştu, çok iyi tanıdığım arkadaşımı ikna edemezdim biliyordum. İkisinden birini seçmek zorunda kalmıştım Oktaya kendimi çok bağlanmış hissediyordum bunun sonunda en çok acıyı ben değilde onun üzülmesinden korkuyordum. Aşk böyle bir şey mi kendimden çok onu düşünmekmiydi...
Günler sonra düğün için bütün işlemler bitmişti,onun planları yürürken bizim kaçış planları yapılmıştı, dört dörtlük olacak bir planı haftalardır yapıyorduk ve aileleri ile iç içeydik herkes davetin güzelliğini lüks ve zenginliği farketmeden kendini alamıyordu. Akrabaları çok olan bir aile değildi iki tarafında böyleydi asil ailelerin özelliği olsa gerek. Neyse ki benim bu düğündeki rolüm beni ilk başta üzsede simdi o kızla evlenmediği için çok seviniyordum, bir yandan da onu bırakmak beni çok üzüyordu. Oktaya damatlık o kadar çok yakışmıştı ki her şeyi resmiyete dökecektik onun karısı olacaktım o da benim kocam.
Düğün günü
Bugün çok güzel bir hava vardı, heryerde mis gibi çiçekler kokuyordu özel diktirmiştiler, kır düğünüydü. En özel sanatçılar gelmişti, özel bir günün düşünülemeyecek bütün ayrıntıları vardı dansözler bile vardı eğlence için her şey düşünülmüştü. Asıl olan bu güzellikler içinde iki gelinin olmasıydı.
Zaman yavasça akıyordu saatler, dakikalar, saniyeler, kalbim yavasça hızlanıyordu nefesim gittikçe kesiliyordu bu heycan olacak gerilim midemi bulandırıyordu. Asıl gelinin odası benim odanın yanındaydı ilk onlar çıkacaktı dans edeceklerdi , ve nikah memurunun yanına gidip orda duruna kadar benim bir rolüm yoktu.
Gelin ve damat dans müziği çalıyordu...
Yavasça dışarı bakıyordum müzikle birlikte yürüdüklerini görüyordum yanımda Pembe vardı bana göz kulak oluyordu dışarısı ailelerin olduğunu görüyorduk o da bende bu işe girerken bu kadar gerilim dolu olacağını bilemezdik herkes alkışlıyordu, gelen davetliler baloya gelmiş gibiydi çok şık ve göz kamaştırıcıydılar tabiki Asıl gelin de öyleydi çok güzeldi prenses tip gelinlik ile balo havası resmen yaşatıyordu uzun duvak ve kuyruğu baya metrelerce yerlerdeydi.
Dans müziği bitmişti. Sırada dansçılar vardı kısa bir gösteri sonrası nikahtan sonra devam edilecek planlar...
Oktay ve Defne masadaydı Sırada memur oradaydı.
Oktay memurdan mikrofonu aldı konuşmaya başlamıştı;
"Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Öncelikle sizi ve biricik aile mi düşündüğüm için size küçük bir süprizim var bir dakika müsaadenizle sizden izin istiyorum."
Oktay mikrofonu bırakıp kırmızı halı da tek yürüyordu, bana doğru misafirlerin önünde gelirken herkes süprizi merak etmişti. Benim kalbimin sesi artık kulaklarımın içindeydi ben ayakta zor dururken Pembe beni ayakta tutuyordu. Oktay odaya gelmişti, onu görünce tekrar aşık olmuştum.
" Hazır mısın"
"Sanırım evet"
Elini uzatmıştı eline ve ona bakarak elini tutmuştum benim elim stresten terlemisti onun sıcacık elini tutunca kendime olan güvenim yerine gelmişti.
Tekrar bir müzik çalmaya başlamıştı
Bu sefer ikimiz için bir müzik çalıyordu. İkimizin ilk dans müziği...
Yavasça kırmızı halı da yürüyorduk adım adım etraftaki herkes şaşkınlık içinde bizi izliyordu.
Elini belimde hissediyordum, gözleri gözlerimde dans etmeye başlamıştık. Resmen rüyada gibiydim... başım dönüyordu ama düşmüyordum kollarında kelebek gibiydim uçuyordum ama düşmüyordum.
Dans bittiğinde memurun yanına gelmiştik. Oktay tekrar mikrofonu eline alarak konuşmaya başlamıştı;
" Evet yanlış görmediniz bu gelin benim gelinim evleneceğim kadın!"
Defne çığlık çığlığa bağırıyordu.
" Ne demek oluyor bu! Şaka mı yapıyorsun.!"
Oktay tekrar konuşmaya devam ediyordu;
"İzin verirsen Memur Beyi bekletmeyelim bizi bekleyen insanlar var."
Defne çılgına dönmüştü etrafta ne varsa aşağı alıyordu, kendini yerden yere vuruyordu .Oktayda onu keyifle izliyordu. Resmen izlemekten keyif alırcasına bakıyordu ve ben şaşkın bir şekilde kıza bakıyordum.
İçimden bu Kızın yerinde olmak istemezdim diyordum, ne yaparsa yapsın üzülmüştüm. Ailesi Oktaya kızıyordu ve düğünde davetli adına kimse kalmamıştı. Bizim nikahımızı kıyacak memur gelmişti, bize sorulan sorular neticesinde ikimizde "EVET" diyebilmiştik nikah şahidimiz Pembe ve Hacer Teyze olmuştu.Günün sonunda herkes odasına çekilmişti. Oktay ve ben yalnız kalmıştık. Odada sessiz bir şekilde ikimizde oturuyorduk. O da bende sessizlik içinde gömülü bir gecede sessizliği bozmak istedim.
"Gerçekten istediğin bumuydu."
Oktay sakin bir şekilde bana bakmadan;
"Evet"
Bende üstümdeki kifayeti çıkarmaya çalışıyordum.
Yardım istermişcesine yanına gelmiştim. Bana bakıp gülümsüyordu. Yavaşça sırtımdaki fermuarı çekip küçük, küçük buseler konduruyordu. Bende ona laf atmıştım;"BENİ KUCAĞINA BİLE ALMADIN."
Oktay bir hışımla beni kaldırdı neye uğradığımı şaşıran ben kapıdan beni geçirmisti ve yatağa düşmüştük. Bana bakarak gülümsedi.;
"Bu gece gerdek gecemiz."