Yola çıkmak için, adrese baktım şehrin dışında bir yerlerde olduğunu anladım. Pembeye son bir kez daha yardım dolu gözlerle bakarken ..." Dedenin şu arabası nerede? "
Masumca bir bakış atıp yanına giderek ;
" O arabaya ihtiyacımız var, onu almalıyız beş kuruş paramız yok, ve oldukça uzun bir yol "Maxı" ancak o arabayla oraya taşıyabiliriz, zaten çok eski bir araba değil mi? "
Uzunca düşündü ve konuşmak için hiç tereddüt etmezdi, herşeye hemen atlardı neden konuşamadığını biliyordum. Dedesiyle arası iyi değildi, ve hep azarlar ve kötü davranırdı. Sadece kendini koruyamaz hep beni korurdu, bende bir şey demezdim yüzüme acı acı bakarak ;
" Her şey olur ama o araba olmaz! o arabaya gözü gibi bakıyor eğer yerinde olmadığını görürse bir daha beni eve almaz !"
" Korktun yani? "
Pembeyi gaza getirmeliydim, normalde gaz veren taraf hep olurdu ama dedesinden çok korkardı , çok mu kötü fikirdi düşünemiyordum ama oraya başka türlü gidemezdik, kaybolma ihtimalimiz olsa bile gidecek o işte çalışacaktım, her şeyi göze almıştım ve kaybedecek bir şeyim kalmamıştı. Karanlık beni kendine çekmeden aydınlıktan bir ele tutunmalıydım...
Pembenin kararlı sesiyle;
" Arabayı alıp burdan kaçıcaz! "
Ben üzüleyim mi, sevineyim mi bilemezken bir plan yapmalı ve arabayı ordan almalıydık, o arabayla yola çıkmalıydık...
"Anahtarlar nerede?"
"Odasında, dolabında kutuda saklar."
İçime korku dolmuştu, o odaya girmek çok zordu. Evden sadece haftada iki gün çıkar gözü gibi evi kollardı, o odayı kitler sadece geceleri açardı.
" Eve gizlice giricez o uyurken anahtarları dolaptan alıp burdan kaçıcaz bu iş bu gece bitecek."
Karanlık çökmeye başlamıştı, normalde erken yatar sabah erken kalkardı. Ben eşyalarımı toplamış Maxı da yanıma almış pembeyle dedesinin evine doğru gidiyorduk, pembenin ilk kez yüzünde korku endişe ve donukluk vardı. Onun için üzüldüm ama başka çare yoktu, ne onun parası ne de benim param vardı.
Evin önüne gelmiştik, ev ahşap bir evdi ve bahçesi çok genişti, çevresinde hiç ev yoktu uzaktan bakınca insan bu evden ürperebilirdi, Maxa işaret ederek kenarda beklemesini söyledim ve yavaşca kapıya doğru yöneldik, bu sokak gerçekten çok sessizdi. İçimde anlamsız korku ve heyecan yerleşti ve pembeyle göz göze geldik ...
Aynı anda sessizce ;
" Giriyoruz..."
İçeri girdiğimizde karanlıktı, uyuduğundan emindik ve yavaşca etrafa bakıyorduk. Heycandan mı bilmiyordum soğuk, soğuk terlemeye başlamıştım, ilk defa böyle bişey yapıyordum hiç kolay değildi. Pembeye kaş göz yaparak etrafı kolaçan ediyorduk, yavaşça odaya ilerlerken ayağıma birşeye takıldı ve o hızla yere kapaklandım , kafamı korumak için ellerimi yere vurdum ses biraz fazla çıkmış olcakki birisi bize doğru ayaklanmıştı...
"Kim var orada hemen çık ortaya! "
Pembenin beni duvara çekmesiyle nefesim kısılmıştı, ben yaklaşan sesin daha çok yankı etmesiyle bayılacak gibi olurken pembe hafif bir tokat patlattı.