~3~

86 13 7
                                    

"Var mı aklında bir plan?"

"Var hem de o Minho'yu delirtecek bir şey. Madem beni ciddiye alıp durumu düzeltmedi, o zaman bunu kendisi istedi. O daha beni tanımamış."

"Anlatmayacak mısın?"

"Hayır, sürpriz. Siz bile çok şaşıracaksınız. Zaten yarın kıyamet kopar."

"İyi, sen öyle diyorsan."

"Ben gidiyorum, gece yapsam daha iyi olur."

Jisung çocuklara veda edip planını devreye sokmak için harekete geçti. Üzerine siyah bir sweatshirt geçirdi ve maskesini taktı. Sprey boyalarını sırt çantasına doldurup karşı tarafın duvarının önüne gitti. Bunu yapması çok tehlikeli bir şeydi ama Minho bunu çoktan haketmişti. Çizeceği şekile karar verince hızlı olmak adına boyaları çıkartıp sembolün üstüne kapatacak şekilde duvarı boyamaya başladı.

Yarım saatlik çizimden sonra geriye doğru gidip eserine baktı. Tam istediği gibi olunca yüzüne zafer gülümsemesi yayıldı. Jisung boyaları çantasına doldurduktan hemen sonra Minho'nun sesini duymasıyla o an sıçtığını anlamıştı.

"Kimsin sen?!"

Jisung hiçbir şey demeden koşmaya başladığında Minho da peşinden koşmaya başladı. Küfürler savurarak kaçan çocukla arasındaki mesafeyi kapatmayı çalıştı. Jisung ara sokaktan çıkıp kalabalığa karışmak için köşeyi dönerken Minho onu yakasından tutmaya çalıştı ama kıl payı kaçırmıştı. Onun yerine elinde kalan tek şey ucunda yüzük olan zincir bir kolyeydi.

Tekrar peşinden gitmek istese de çoktan gözden kaybolmuştu. Zaten gidecek hali kalmamıştı. Nefesinin düzene girmesini beklerken, bacakları da vücudunu taşıyamadı ve kaldırıma oturdu. Elindeki kolyeye bakarak küfür etti. Bunu yapan kimdi? Amacı neydi?

"Bulacağım seni ne olursa olsun kaçamayacaksın benden. O duvarın hesabını çok fena vereceksin."

Söylene söylene ayağa kalktı. İşte şimdi Minho'dan korkmalıydılar. Bu sefer çok fena sinirlenmişti. Çünkü onun sembolünün olduğu duvar kırmızı çizgisiydi.

~~~

" Hangi cehennemde bu? "

Jisung okula geldiğinden beri kolyesini arıyordu. Ona annesinden kalan tek hatıraydı ve bir an önce bulmayı umuyordu. Sınıfta aranmadık yer bırakmayınca koridora yöneldi. Kaloriferlerin arasına, duvarların köşelerine kadar baktı ama yoktu. Ellerini birbirine vurarak herkesin ilgisini kendisine vermesini istedi.

"Herkes iki dakikalığına bana baksın. Ucunda yüzük olan bir zincir kolye bulursanız bana getirin. Benim için çok değerli, aklınızda bulunsun."

Herkes anladığını belirten sesler çıkartıp önlerine döndüler.

O sırada Jisung'un sesini duyan Minho sınıfın kapısına yaslandı ve dikkatle onu izledi. Jisung'un tarif ettiği kolyeyle sırıtarak avucundaki kolyeye baktı. Az çok tahmin etmişti zaten böyle bir şeye ondan başkası cesaret edemezdi. Jisung deliydi ama Minho ondan daha deliydi.

"Ne zırvalıyor bu yine?"

Minho kafasında Jisung için çok güzel planlar kurarken yanına gelen dörtlüyü farketmemişti. Jungwon Minho'nun koluna yumruk atarak kendisine gelmesine sağladı.

"Oğlum kime diyoruz?!"

"Ha! Ne? Noldu?"

"Diyoruz ki ne zırvalıyor bu, nereye daldın böyle?"

"Yok bir şey ya. Birileri kolyesini kaybetmiş de ona yakınıyor?"

"Bunun için mi sesi bu kadar çıkıyor?"

"Kaçık herif"

"Niye öyle diyorsunuz? Hem bakın burda ne var."

Minho elindeki kolyeyi sallayarak gösterdiğinde ilk başta kimse anlamadı ama sonradan hepsine aynı anda jeton düştü.

"Yoksa o?"

"Aynen kardeşim tam da o aklından geçirdiğin kişinin"

"İyi de sende ne işi var?"

"Dün gec-" Minho olayı anlatmaya yeltendi ama Seungmin oflayarak lafını böldü.

"Ya abi onu bunu bırakın da bizim şu duvar ne olucak? Bunu yapan orospu çocuğunu bulmamız lazım. Sembol komple kapanmış. Duvarı yeniden halletmek lazım."

"Bir bölmeseniz anlatıcam oğlum ya."

"Tamam anlat dinliyoruz."

"İşte dün kafamı dağıtayım diye yürüyüşe çıktım. Baktım birisi bizim duvara bir şeyler çiziyor. Engellemek için fazla geç kaldım çoktan yapacağını yaptı. Toparlanıp gidecekken seslendim, kaçmaya başladı. Şerefsiz sokak sokak peşinden koşturdu. Tam yakasından yakalayacakken sıyrılmayı başardı, o sırada kolyesi elime takıldı. Ve bilin bakalım kimin çıktı? Zaten dün giydiği sweatin aynısı giymiş salak, deseninden tanıdım."

"Jisung'un canına susadığını biliyordum ama bu kadar ileriye gitmesi büyük cesaret."

"Ee Minho sen niye bu kadar sakin duruyorsun?"

"Evet ya senin ateşin falan mı var? Şu an Jisung'u öldürmen gerekirdi."

"Bu sefer şiddet yok beyler, başka yollardan yaptığının hesabını ödeyecek."

Minho sırıtarak Jisung'u keserken arkadaşları ne yapacağını anlamaya çalışıyordu.

"Bırak da şu gizemi anlat hadi."

"Diyorum ki aramızdaki düşmanlığa son mu versek ha?"

"Yok bu kesin havale geçiriyor, Minho olamaz bu."

"Off ben iyiyim iki dakika ciddiye alın hem bir planım var herhalde."

"Yine aynı şeytani gülüş var yüzünde kesin kötü bir plan var aklında."

"Tabii ki."

"Bize ihtiyacın yok gibi duruyor."

"Evet beyler bu sefer özel bir plan."

"Ne yaparsan yap ama o duvarın bedelini ödet."

"Tamam neyse kantine inelim acıktım."

"Öğle arasına az kaldı dayan."

"Of hadi ya bari atıştırmalık bir şeyler alalım."

"Tamam yeter ki sus. Hadi inelim."

~~~

~~~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-momo-luna

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-momo
-luna

Love To Hate Me - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin