Jisung gözlerini araladığında bir duvarı boydan boya camla kaplı olan odada kocaman şehir manzarasıyla kendine gelmeye çalıştı. Belinde hissettiği kollarla hafifçe kafasını arkaya çevirdi ve boyun girintisinde uyuyan bedeni görmesiyle nefesini tuttu. Neler olduğunu hatırladığında yüzünü elleri arasına alıp sinirli bir nefes aldı. Tüm siniri kendineydi, yine tutamamıştı çenesini, eskileri hatırlamak neye faydaydı?
Önündeki şehir manzarasına bakmaya devam ederken her şeyi bir kenara bırakıp anın tadını çıkarmaya karar verdi. Arkasındaki beden hafifçe kıpırdandığında ellerini beline daha sıkı sarıp kendine çekti. Saçlarına gömdüğü yüzüyle Jisung gıdıklanıp dudaklarını birbirine bastırdı. Onu uyandırmamak için dikkkatli davransa da telefonu ona inat çalmaya başlamıştı. Hızlıca uzanıp aramaya cevapladı.
"Noldu Lix?"
"Mesajlarıma cevap vermeyince bir şey oldu sandım."
"Uyuyordum, görmemişim bebeğim."
"Sorun yok sadece merak etmiştim. Kiminlesin?"
"Minho'nun yanındayım geleceğim birazdan."
"Ne işin var onun yanında?!"
"Jeongin'in olayını konuşmaya gelmiştim sonra yorgun düşmüşüm, uyuyakalmışım."
"Dikkatli ol, gelmeni gerektirecek bir şey olmadı. Eve geçebilirsin istersen."
"Tamam bebeğim görüşürüz."
Jisung telefonu kapatıp yerine koyduğunda Minho'nun uyanmamış olduğunu kontrol etmek amacıyla arkasını döndüğünde açık gözlerle ona bakan genci gördü. Beklemediği bu hareketle yerinden sıçradı.
"Kime bebeğim dedin?"
"Korkuttun aptal!"
"Kime bebeğim dedin?"
"Bir daha yapma cidden çok korktum!"
"Kime bebeğim dedin?!"
"Anana Minho!"
"Jisung!!"
"Napacaksın ya kime dediğimi?! Ya sevgilimse?"
"Merak ettim."
"Fazla merak göte y-"
Minho Jisung'un ağzını kapattığında Jisung elini çekmeye çalışıyordu.
"Devamını getireyim deme, semeyim ben!"
"Ha? Sen mi semesin? Tam bir kediciksin, gel pisicik."
Jisung sonunda ağzını kapatan eli çekmeyi başarıp konuştuğunda Minho sırıttı.
"Duygu değişimine hayranım."
Jisung'un yüzü düşünce sakince ona arkasını dönmüştü tekrardan. Minho ne yaptığını fark edince beline kollarını sardı. Yaklaşıp ensesine öpücükler bıraktı.
"Minho..."
"Hm?"
"Senin ben amına koyayım."
"Semeyim."
"Değilsin, ukesin."
"Deneyelim?"
"Siktir git."
"Sik de gideyim."
"Kabulleniyorsun yani altta olduğunu?"
"Sevişeceksek neden olmasın?"
"Çok azgınsın."
Minho elinin altındaki teni okşadığında Jisung mayıştığını belli eden mırıltılar çıkardı.
"Bir de bana kedi diyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love To Hate Me - Minsung
FanficBirbirlerine düşman olan iki çete koskoca bir şehri paylaşamayıp ikiye bölmeye karar verirler. Her çetenin kendine özel sembolü vardır. Bölgeler ve semboller çete üyeleri için önemlidir. Bir gün yanlış anlaşılmanın kurbanı olan Jisung intikam için ü...