iki : Uyanış.

313 43 29
                                    

-Park Jimin

Bakışlarımı tavana sabitlediğim de hissettiğim tek şey, acıydı. Öyle bir acı değil, kalbimin acısıydı. Ellerim, kollarım, göğsüm başta olmak üzere tüm vücudum uyuşmuş ve titriyordu. Ağrı çok büyüktü ama daha zorlarını yaşamıştım.

"Gözlerini açtı! Siktir gerçekten açtı." Tanımadığım sesler beynim de yankılanırken bakışlarımı onlara çevirmek istedim fakat yapamadım. Hiçbir şey hissetmemekle beraber duygularım, yaşama hevesim ve enerjim sanki canice sökülüp alınmıştı elimden.

Şu noktada, cani bendim. Değil mi?

Hatırladıklarım dehşetle beynimi sarsmaya başladığında yattığım yerden aniden kalktım. Oturur pozisyona aniden geçiçimle dudaklarımdan acı bir çığlık koptu. Birilerinin beni geriye doğru yatırmaya çalıştığını anlıyordum fakat vücudum direncini koruyor, denileni yapmıyordu.

Gözlerim dolmuş elim aniden kalbimin altına, yaraya gitmişti. Yumuşak büyük bir şey vardı göğsümde. Yara sarılmıştı. Yaralar her zaman sarılırdı ve eninde sonunda geçerdi. Kalp yarası nasıl geçerdi kimse bunu bilmiyordu. Kimse, bu olanlardan nasıl kurtulacağımı bilmiyordu ve bu aslında, acıdan çok dehşet verici bir ölümdü. Benim ölümüm. Herkesi mutlu edecek ve rahatlatacak ölüm, benim ölümümdü. O zaman şimdi neden gözlerimi açmıştım?

Bunu hak etmiyordum.

Yaşamaya belki de herkesten çok açken, elimden alınan bir hayat kalmıştı şimdi sadece geriye. Ölü gibi yaşamak yaşamak mıdır? Emin değildim.

"Sanırım ağrı kesicinin etkisi geçiyor. Yarası acıyor olmalı." Ses biraz çekingen biraz da endişeliydi.

Elimi yaramdan çektim ve sonunda beynim açılmaya, hissetmeye başladı. Bakışlarımı onlardan tarafa çevirdiğim de üç kişi dehşetle bana bakıyordu. Başta bakışlarının beni korkutuşuyla afallasam da, haklılardı. Belki de birazdan beni öldüreceklerdi.

Ya da çoktan ölmüştüm ve bunlar gerçek değildi.

"Jimin..." Ses çok yakınımdan omzumun arkasından geldiğinde başımı hafifçe çevirdim. Omzumun üstünden baktığım adam bana rahatlıcı ve güvende hissettirir gibi bakıyordu. Ama bu imkansızdı. Ben yine her zaman ki gibi tutunacak bir dal arıyordum.

Ve benim tutunduğum dallar sonunda her zaman kopardı.

"Sakin ol burada güvendesin tamam mı? Olanları düşünmemeye çalış ve uzan lütfen yaran daha iyileşmedi."

Mavi saçları ve tatlı bir yüzü vardı. Bana yatıştırıcı bir sakinlikle bakıyordu diğerlerinin aksine. Odaya kaydı gözlerim. Küçücük bir odaya dört kişi sığmıştık. Küçük tek kişilik bir yatak, odanın en köşesinde küçük de bir krem renginde masa ve üzerinde kanlı bezler ve tıbbi malzemeler vardı. Onların bana ait oluşu tuhaf hissettirmişti.

Bana ne olmuştu? Sanki çok fazla şey yaşamışım ve kalbim onları taşıyamamıştı. En önemlisi taşıyamadığı şeyleri hatırlayamıyordum. Çok silikti her şey.

"Neredeyim... ben?" Sesimi kendim bile duyamamışken onlara baktım. Pürüzlü titrek ve bir o kadar da korkak cılız çıkmıştı sesim. Acı hâlâ kalbimin altındaydı.

Bir süre kimse konuşmadı. Korkak bakışları şimdi üzüntüyle dolmuş gibiydi.

"Jimin." Sonunda biri konuşmaya karar verdiğinde önce derin ve sıkıntılı bir nefes verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Life Kiss | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin