"Ne?"
"Duydun ne söylediğimi." dedi Angel ukala bir şekilde gülümseyerek.
"Bu imkansız. Bunca yıl nasıl?" şok olmuştum, kendi sesimi ben bile zor duymuştum.
"Çok güçlü bir büyünün etkisinde. Olması gereken asıl yer mezarlık ama onun lahitinin boşluğunu her an doldurabilirim."
Bir anda onun üzerine doğru yürüdüm büyük bir hınç ile. "SAKIN!"
"Şimdi beni iyi dinle. Bu hayatta veya bir başkasında sen ve ben ayrılamayız. Benim istediğim o ritüel yapılacak ve bu uğurda kimleri feda ettiğim UMURUMDA BİLE DEĞİL!"
"Senin gözünü hırs bürümüş. Senin gibi biri ile geçirdiğim her dakika için lanet olsun. Senden iğreniyorum." Bütün sözlerimi yüzüne tükürür gibi söylemiştim.
"Ritüel sonunda senin öleceğine dair bir kehanet var ama bu olmayacak. Onunda çözümü belli SENİN SEVDİĞİN BİRİNİN KANI AKITILACAK."
"Bu yüzden Arthur'u öldürmedin! SENİ ADİ!" Bağırmam bütün ormanda kükremişti. İçimdeki kurt artık dışarı çıkmak üzereydi. Gözlerimin değişimini görmüş olacaktı ki kısa bir an duraksadı ve beni inceledi.
"Ben güçlerime ve sana kavuşacağım. Bu hikaye artık burada son bulacak." dedi ve çekip gitti.
Arthur'u bulmam gerekiyordu ama nasıl? Bu nasıl bir girdap böyle. Her seferinde daha nasıl beteri gelebilir dedikçe beteri geliyor.
*********************************************************************************************
Master Zelena'ya her şeyi anlattım. Bana Arthur'un yaşadığından şüpheleri olduğunu söyledi.
"Bu şüpheleri benimlede paylaşsaydınız keşke. Ağzını daha önceden arayabilirdim. Şimdi her hareketimi sorgulayacak. Ritüelden önce nasıl Arthur'u bulacağım?"
"Bir yolunu bulacağız. Artık her şeyi hatırladığına göre cadı tarafını çıkartmamız lazım. Kurt ve cadı tarafın içinde bir şekilde bir arada kontrol altında tutman gerekecek. Bunu yapabilirsin. Bu senin KANINDA var." dedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı, tatlı bir gülümsemesi ile bana güven vermişti.
"Arthur'a dair bir eşyamız olması lazım yer bulma büyüsü için." dedim.
"Bende var. Sen vermiştin geçmiş zamanda."
"Tamam.Hadi başlayalım..."
Master Zelena ile çeşitli denemeler sonunda cadı tarafıma ulaştık ama artık eskisinde de zordu içimdeki kurtu tutmak. Biri dingin bir toprak, biri hırçın bir rüzgardı. Yinede zor olanı başardık. Cadı güçlerimin geri gelişi ile eksik yapboz parçam tamamlanmış gibiydi. Tabi Cadılar Konseyi bu durumdan pek hoşnut değillerdi. Melez bir cadı/kurtkadının olması kabul edilebilir değildi. Ama ortak düşmanımız sebebi ile şu anda buna pekte odaklanmadılar.
***********************************************************************************************
Topraktaki solmuş bir ağacın kökten uca yeşermesini ellerimin uçlarında hissettim ve cadı olmanın yeniden hayat yeşertmenin ne kadar muhteşem bir şey olduğunu hissettim.
Arthur ile olan gizli buluşmalarımızdaki o meşhur ağacı hatırladım. Ailelerimize evlenmek istediğimizi söylemiştik ve o zamanlar bilmesem de sonradan öğrenmiştim ki; Arthur'un babasının izin vermeme nedeni Angel'ın vampir etkisi altında olması iken, Büyükanneannemin ise beni koruduğunu düşünerek Angel ile iş birliği yapmasıydı.
Ne kadar saf ve temizdik. Etrafımızda dönen oyunlardan bir haber. Bir şekilde onları ikna edeceğimize inanıyorduk.
"İnan bana babamı ikna edeceğim. Bu anlamsız çıkışmasının sebebi şu sıra doğru bir zaman değil ondan kaynaklı." dedi ve beni sıcacık kollarının arasında aldı. Sımsıkı sarıldık.
"Biliyorum Arthur ve sana inanıyorum. Büyükanneannemin derdi ise bambaşka Angel ile olan yakınlığımı başka anladı. Kalbimin gerçek sahibi sensin. Oda bunu görecek..."
Sonra yavaşça çenemde parmaklarını gezdirdi ve gözlerimin içine izin istercesine baktı. Hafifçe gülümseyip bende ona yaklaştım. Sonra sıcak ve nemli dudaklarını dudaklarıma değdirdi. O anda kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu. Narin ve sakin o öpüşmemizde bir yandan eli ile çenemi tutuyor diğer eli ile de belimden beni kendine yaklaştırıyordu. Ben ise onun kolları arasında eriyordum.
Birden bir ses ile korkuyla irkildik. Angel sinirli bir şekilde giriş yaptı. O zamanlar beni korumak için bütün bunları yaptığını düşünürken ne kadarda aptalmışım. O ana geri dönebilmek çok isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUCİZENİN REENKARNASYONU
FantasyKüçüklüğünden beri ona normal gelen değişimler aslında normal değil başka bir şeyin habercisiydi. Andrea Lawrence küçüklüğünden bu yana her zaman kendisinde ki değişikliklere bir anlam verememiş bunun üzerinde de fazla durmamıştı. Taa ki o güne kad...