[Konuk karakterler: daellin slmcaniimm ]
🍀|Gon
Portaldan çıkar çıkmaz vücudumun su ile buluşması beklediğim bir durum değildi. Aniden ayağımın altındaki sert zeminin sıvıya dönüşmesi, beni içine çekip nefessiz bırakması şoka girmeme neden oldu. Tuzlu su ciğerlerime nüfus ederken kollarımı amansızca çırpmaya başladım. Elimden tutulup yukarı çekilmeseydim orada boğularak ölecektim.
Öksürerek ciğerlerime dolan tuzlu suyu dışarı attım. Bir beden beni kavramış, suyun üstünde rahatça durmamı ve nefes almamı bekliyordu. Kendime geldiğimde titremeye başladım. Su aşırı soğuktu ve bir anda girmek bedenim tarafından pek beğenilmemişti.
"İyi misin?" Gelen sesle kafamı kaldırıp deniz mavisi gözler ile buluşturdum gözlerimi. Killua endişeyle önümde diz çöktü. Başımı olumlu anlamda salladım. "İyiyim. Aniden suya girmenin şoku işte." "Hoşuna gitmeyecek ama daha çok suya gireceksin." Ayağa kalkarken kaşlarımı çattım. "Ne demek daha çok suya gireceksin-" aniden kafama dank etti.
Killua lanetli deniz erkeği olduğu için suya giremiyordu ve son tılsım suyun altındaydı. "Ama...o zaman nasıl tılsımı yapacaksın?" Killua saçlarını karıştırdı. "Tılsım taşları tamamlandığında tılsımlar bana yol gösterecek. Lanetlenip suya geri dönen deniz kızları veya erkekleri başardıysa bende başarırım." Gülümsedim. "Elbette başarırsın. Şimdi, ne yapıyoruz?" Killua çantasını omzundan indirip tek eli ile çantasını karıştırmaya başladı. Ardından içinden bir şişe çıkardı. "Abim bazı adımları benden önce düşünmüş." Şişeyi bana uzattı.
Illumi-san gitmeden önce bize suyun altında nefes almamızı sağlayacak iksirler vermişti. Ben bunların varlığını unutmuştum ama belli ki Killua unutmamış. Şişeyi elime aldım. Killua çantasını kapatıp sırtına taktı ve şişenin tıpasını açtı. "Şu an en eski Atlantis krallığının üstünde duruyoruz. Atlantis krallığı bölündü ve deniz kenarında gelişen bütün ülkelere yerleşti. Burası ise Atlantis okyanusunun merkezi. Tam aşağıda, en aşağıda, yıkılmış bir saray göreceksin. Orası ilk Atlantis krallığı. Kraliçesi hâlâ orada yaşıyor. Yanında sadece koruması var ve ikisi birlikte atlantisin kalbini canlı tutuyorlar. Tılsımı istediğini güzelce belirtmezsen koruması seni dakikasında öldürecektir." Yutkundum. Killua gülümsedi.
"Dert etme. Bende onları öldürürüm." Bu beni daha da korkutunca Killua kahkaha attı. Durunca çenesi ile elimdeki şişeyi gösterdi. "İç. Sonra elini bırakacağım." Onu başımla onaylayıp gözlerimi deniz mavisi iksire diktim. Sonunu düşünen kahraman olamaz. İksiri kafama diktim. Tadı buz gibi tuzlu suydu. Az önce aniden gelen tuzlu su yüzünden tahriş olan boğazım bunu hoş karşılamamıştı. Yinede şişenin tamamını bitirmeyi başardım. Boş şişeyi Killua'ya verdim. Şişeyi aldı ve gözlerini bana dikti. "Hazır mısın?" Onu başımla onayladım. Bana baktı. Elimi bırakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peri güzeli ⌘ killugon ✓
FanfictionOrman perisi gibi değilsin. Daha güzelsin, bana özelsin.