[Not 1:Gizem/Gerilim seviyorsanız "A Ve B Deney Laboratuvarları" kitabıma beklerim!]
[Not 2:Omegaverse seviyorsanız "That Night|KilluGon" kitabıma beklerim!]
[Not 3:Lalinisana'nın oklara,kuzgunlara,dolunaya ve lotus çiçeklerine takıntısı var.]
[Not 4:Bu bölüm Lalinisana'ya çok sövmeyin olur mu?]🍀|Gon
Bu bir kapı değildi.
Düz,kapıya benzeyen bir taştı. Üstünde lotus çiçeği,çiçeğin üstünde üç pençe izi vardı.
Keitha-nee bize döndü. Boynundaki zinciri yüzeye çıkardı. Zincirin ucunda kapıdaki armanın aynısı vardı.
"Bu Hasunohana klanının mührü. Sadece benim tarafımdan pençelenmiş armaya sahip olanlar bu kapıdan içeri girer. Üstelik bu armayı yalnızca benim kurtlarım kullanabilir."
Ardından armayı duvarın üstündeki çizime yapıştırdı. Duvar bir anda ortadan ikiye bölündü. Hepimiz bir adım geri çekilirken Keitha-nee ellerini duvardaki armanın iki yanına koydu ve duvarı itti.
Duvar iki yana açılırken içeriden gelen sesler kulağımı doldurdu.
Keitha-nee ilerlemeye başladığı zaman biz de peşinden gittik.
Etraf ciddi anlamda kurt kaynıyordu.
Yuvarlak bir alandı burası. Etrafı düzgün kesilmiş odunlar ile çevriliydi. Ağaçlar odunların hemen önünde boy verdiği için,odunlar neredeyse fark edilmiyordu. Çimenler bütün alanı kaplamıştı. Çimenlik olmayan tek yer girişten başlayıp yollara ayrılan taşlı yollardı.
O kadar geniş alandı ki,tam merkezi olarak düşündüğüm yerde büyük bir göl vardı. Gölün üstünde bir sürü lotus çiçeği vardı.
Etraf tahta kulübeler ile doluydu. Bazı evlerin etrafı surlar ile çevrelenmişti.
Etrafımda hayran hayran dönerken aniden omuzlarımdan tutulup geri çekilmem ile önüme odaklandım. Önümden bir ok rüzgarı yararak geçti.
"Yajirushi sürüsünün alanına girerken dikkatli olmalısın Gon." Keitha-nee'ye döndüm. "Yajirushi?" İşaret parmağı ile bir alanı gösterdi.
"Hasunohana klanı kendi içinde sürülere ayrılır. Yajirushi ok anlamına geliyor. Okçularımızın bölgesi. Yayları,okları yapıp kontrol ederler."
Anladığımı gösteren bir baş işareti yaptım. Keitha-nee yürümeye devam ederken ben,bu sefer dikkatli bir şekilde,etrafıma bakıyordum.
Keitha-nee'yi gören herkes ona selam veriyordu,Keitha-nee de usanmadan bu selamları alıyordu. Surlarla çevrili evler nedense dikkatimi çekmişti. "Keitha?" Kurapika'nın sorusu ile Keitha-nee ona döndü. "Efendim?" Kurapika etrafı incelemeyi bırakıp Keitha-nee'ye döndü.
"Neden bazı evler surlarla çevrili?" Keitha-nee gülümseyip önüne döndü ve anlatmaya başladı. "Surlarla çevrili evler alfaların evi. Sürülerin alfaları evlerinin kapısına kendi pençeleri ile simgesini kazar. Mesela Yajirushi sürüsünün simgesi lotus çiçeğinin üstünde çapraz şekilde durmuş bir oktur. Lotus çiçeği Hasunohana klanını temsil ettiği için her simgede görebilirsiniz."
Gözlerim parlayarak Keitha-nee'ye baktım. "Bu çok havalı!" Keitha-nee bana dönüp gülümsedi.
Bir evin önünde durduk. Ev diğer evlere kıyasla büyüktü. Kapısının üstünde Hasunohana klanının simgesi vardı. Lotus çiçeğinin üstündeki üç pençe.
Aniden surlardan Illumi-san ve Killua çıktı. Leorio tek kaşını kaldırarak konuştu. "Senin evin,değil mi?" Keitha-nee göz kırparak onu onayladı. "Aynen öyle. Hem kendi sürümün,hemde klanın alfası olduğum için–" Keitha-nee aniden durdu. Etrafına baktı.
Ardından Hisoka'ya döndü. Hisoka ona ne oldu? dercesine bakarken Keitha-nee bir anda ona doğru koşmaya başladı. Saniyelik bir hızda yanında bitip sol elini Hisoka'nın omzuna koyup havaya zıpladı. Sağ elini boşluğa uzattığı zaman elinde koyu mor bir ok oluştu.
Keitha-nee yere indiği zaman oldukça öfkeliydi. Bunu değişen gözlerinden anlamıştım. Gözleri kırmızı olmuştu. Elindeki oku sıktığı zaman oktan çıtırdı sesleri geldi.
Oku tam ayaklarımın dibine fırlatıp bir yere gitmeye başladı. Okun ucunu alıp baktığım zaman gümüş yerde kapkara bir kuzgun olduğunu gördüm. Kuzgunun üstünde de alt çenenin köpek dişlerine benzeyen uzun bir şekil vardı.
Aniden gelen kükreme sesi ile yerimden sıçrayıp çimenlere oturdum. Kurapika ve Leorio geri çekildiği zaman Keitha-nee'nin gökyüzüne doğru baktığını gördüm. "KALKANLARI DEVREYE SOKUN!"
Boş olan çatıda bir parıltı oluştu. Ardından kara bir ok yağmuru başladı. Oklar parıltının üstüne yapışıp kalıyordu. Keitha-nee dönüşüp havaya doğru kükrediği zaman tüm kurtların gözlerinin renginin değiştiğini gördüm. Kiminin gözü mavi olurken,kiminin gözü sarı oluyordu.
"Neler oluyor?" Sorumu Illumi-san cevapladı. "Hasunohana'nın kanlı bıçaklı olduğu klan,yani Burakkureivun,açık savaş ilan etti. Keitha da bunu onayladı." Killua gözlerini kara oklara dikerken konuştu. "Raven asla pes etmeyecek."
Gözlerimi Keitha-nee'ye diktim. Sabırlı bir şekilde ok yağmurunu izliyordu. Ok yağmuru bittiği zaman arkasına döndü. "Yajirushi! Hemen yerlerinize geçin!" Ardından çaprazına döndü. "Shirudo! Kalkanı temizleyip değiştirin! Her hasar bitimi aynısını yapın! İçeride siviller var!" Ardından bizim yanımızdaki eve döndü. "Purotekuta! Sivilleri ve çocukları koruyun!" Ardından yukarı bakarak konuştu. "Kalanlar benimle geliyor! Yakın dövüş yapacağız!" Herkes uluyarak onu onayladı.
Keitha-nee'nin yanına erkekli kızlı bir grup gelip onunla birlikte yürümeye başladılar. Belli ki sürülerin alfaları onlardı. Onlar duvardan dışarı çıktığı zaman birbirine karışan uluma ve kükremeleri buradan bile duyuyordum.
⚡|Killua
Yine bir Hasunohana vs Burakkureivun vakası.
Keitha-nee ve Raven. İki klanın lider alfaları. İkisi de yıllardır savaşıyorlar ve bu savaşlar asla sonuç almıyor. İki klan da boşuna kayıp veriyor ama bunu anlamayacak kadar birbirlerinden nefret ediyorlar.
Aaaah! Herkes aptal!
Gözlerimi yeniden başlayan ok yağmuruna diktim. Burakkureivun klanının renkleri koyu mor ve siyah iken,Hasunohana klanının renkleri koyu pembe ve siyahtı. İki klan da kendi renklerine göre ok yapıyorlardı.
Aniden bir okun kalkanı delip son hız buraya geldiğini gördüm. Hedefinin olduğu yere baktığım zaman Kronos zamanı dondurmuş gibi kalakaldım.
Okun hedefi Gon du.
O sırada hiç düşünmüyordum. Kendimi reflekslerime bırakmıştım.
Bir deniz erkeği olduğumu unutup kendimi Gon'un üstünde attım ve onu düşürmeyi başardım. O sırada kuyruğuma derin ve acı verici bir sızı saplandı.
Ok kuyruğuma gelmişti.
Elbette sudan çıktığım için de boğulmaya başlamıştım. Karanlık sinsi bir şekilde bana yaklaşıp beni kendi tarafına çekmeye çalışıyordu. Kulaklarım çınlamaya başladığı zaman gözlerim yukarı kaldı ve karanlığın kötü kahkahasını dinleyerek kendimi ona bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peri güzeli ⌘ killugon ✓
FanfictionOrman perisi gibi değilsin. Daha güzelsin, bana özelsin.