peri güzeli ⌘ killugon ✓

Sekiz Krallık,Sekiz Tılsım²

[Konuk karakter: Ecetukenmez]

[Yorum sınırı 200. Yorum sınırını doldurmak için yapılan saçma salak yorumlar kabul edilmeyecektir. Yok "A, E, O" falan atmakla olmuyor.]

⚡|Killua

Beklediğimiz gün gelmişti. Kendi krallığımızdan gidiyorduk. Element krallığına gidecektik. Orayı kraliçe Yurimi yönetiyordu.

Element krallığının bir özelliği de onu bulması zordu. Dört ana elementten biri nerede yoğunsa krallık orada olurdu. İşin kötü yanı,hangi elementin nerede yoğun olduğunu sadece kraliçe biliyordu.

İşimiz cidden zordu.

Gon ile bir harita alıp banka çöktük. Elbette haritaya bakmadan önce yemek yemeyi unutmadık. Her insan acıkır. Ya da her canlı...evet evet bu daha doğru bir tabir.

"Deniz seni kabul etseydi belki bulması daha kolay olurdu" diye mırıldandı Gon. Başım ile ona hak verdim. Su denizlerde ve okyanuslarda yoğundur. Belki suyun içine girebilseydim hangi krallıkları barındırdığını bulabilirdim.

"Ne yani? Ateş yoğunsa bir volkanın içine mi gireceğiz?" Gon'un bu sorusuna ilk başta güldüm. Ciddi olduğunu fark ettiğim zaman yalandan öksürerek gülüşümü durdurdum. "Mantıken evet. Ateş en yoğun lavlar da bulunur. Çekirdeğe isteseler de inemezler zaten. Toprak en yoğun..." bir süre düşündüm.

Sahi,toprak en yoğun nerede bulunurdu?

"Toprak konusunda bir fikrim yok ama hava en yoğun bulutlarda bulunur." Gon meyve suyunu içerken mırıldandı. "Toprak en yoğun nerede bulunur? Belki de bu sorunun cevabı bize krallığı gösterir?" Elimi saçlarıma geçirip geriye doğru taradım.

Haklı olabilirdi. Toprağın en yoğun olduğu yer belirsizdi çünkü attığın her adımın altında toprak vardı. Hava da her yerde bulunur ama bulutlarda yoğunluğu daha fazladır. Toprak ise farklı dallara ayrılır ve en çok yoğunluğa sahip olduğu yer her zaman belirsizdir.

Ardından aklıma bir şey geldi.

Gon ile ortamızda ki haritayı hızla kucağıma alıp açtım. Krallığın kuruluşundan bu yana gezdikleri her yer bu haritada işaretlenmişti. "Kraliçe Yurimi dedikodulara göre düzen takıntısı. Her şeyin düzenli olmasını ve belirli bir düzende ilerlemesini ister. Belki Krallığı'nı da belirli bir düzende hareket ettiriyordur?" Gon'un kulaklarından dumanlar çıkmaya başladığı zaman kafasına vurdum.

"Aptal. Yine mi motoru yaktın?" Gon bir şeyi anlamadığı zaman beyni kısa devre yapıyordu.

Gon gülerek kafasını ovdu. Ben ise gözlerimi devirip elime bir kalem aldım ve yazmaya başladım.