☘️|Gon
HD'den bilmediğim babamın arkadaşı sayesinde kurtulmuştum. Bu vesile ile babamın kim olduğunun birazını öğrenmiştim. Babam Zodiac Koruyucuları'ndan biriydi. Domuzu temsil ediyordu. Şeytan tarafım ondan geliyordu ve doğduğum ağacı lanetleyen oydu.
Babamı merak ediyordum. Beni doğmadan önce lanetleyip ortadan kaybolmuş, beni iğrenç bir hayatın ortasında bırakmıştı. Sormak istiyordum. Neden beni lanetledin ve gittin? Gidecektin beni neden şeytana çevirdin? Bugüne kadar neden hiç karşıma çıkmadın?
Sormak istiyordum. Bu yüzden onu aramak istiyordum. Artık iyileşmiştim. Onu arayacak, bulacak ve sorularımı yüzüne söyleyecektim. Aniden kapı tıklanınca yerimden sıçradım. Düşüncelere gereğinden fazla dalmıştım. Yatağımdan kalkıp tahta kapıyı açtım. Gelen Killua'ydı.
Beni ölürken görmüştü. Kanlı çiçeklerin mavi lotus çiçekleri olduğunu büyük ihtimal anlamıştı. Ona âşık olduğumu anlamıştı. Killua aptal değildi. Her şeyin farkındaydı. Yinede bana hiçbir şeyi çaktırmıyordu. Sanki ben hiç ölüp dirilmemiş, birine âşık olduğum için bunlar olmamış gibi davranıyordu. Aslında bu oldukça iyiydi. Bunları düşündükçe utanıyor, utandıkça Killua ile arama mesafe koymaya çalışıyordum. Ama o buna izin vermiyordu. Her zaman yanımda oluyordu.
"Naber?" diyerek girdi içeri. Elleri cebindeydi. Her zamanki gibi. "İyidir," diyerek kapıyı kapattım. "Senden?" Omuz silkti. "Aynı. Kraliyet işleri ile ilgilen. Abinin dövüş dersleri ile ilgilen. Alluka ile oynayıp Milluki ile uğraş." Kıkırdadım. Sualtında fazlasıyla hareketli bir hayatı vardı. Killua yatağıma oturup sırtını duvara yasladı. Tahta sandalyemi çekip önüne oturdum. "Baban konusunda ne yapacaksın?" diyerek direkt konuya girdi.
Sol elimle sağ kolumu sıvazladım. Bakışlarım yerdeydi. "Onu bulmak, bazı sorularımın yanıtlarını almak istiyorum. Ama daha güçlerimi kontrol edemezken onu nasıl bulacağımı bilmiyorum. Dünya üzerinde kimsenin ulaşamayacağı bir konumda-" "Orada dur bakalım," diyerek sözümü kesti. "Zodiac Koruyucuları'nın hepsi insan. Oraya ulaşmak imkânsız değil. Hatta oraya en rahat kraliçeler aracılığıyla ulaşılırsın." Göz kırptı. "Bizde hepsini yakından tanıyoruz." Kıkırdadım. Tılsım yolculuğumuz bize bütün kraliçelere ulaşım imkânı tanımıştı. Hepsiyle bizzat tanışmıştık çünkü.
"Güçlerinin kontrolüne gelince," doğruldu. "O konuda sana yardım edemem. Çünkü bende zor bir durumda olmadığımız sürece elektrik gücümü kontrol etmekte zorlanıyorum. Bana abim yardım ediyor. Ondan isteyemeyiz. Kesinlikle reddeder. Bize daha...şeytana yakın biri lazım." Kaşlarımı çattım. Düşündüm. Kim olabilirdi? "Hisoka?" diye bir fikir attım ortaya. Typhon olduğu için şeytana en yakın olan kişi oydu. Gözlerini devirdi Killua. "Hisoka'da çok güzel güç kontrolü dersi verirdi ya." Başımla onu onayladım. Bu detay bir an aklımdan çıkmıştı. Killua parmaklarını şıklatarak beni düşüncelerimden uyandırdı. "Buldum! Şeytan krallığından biri ile iletişime geçeceğiz." Bu sefer gözlerimi deviren bendim. "Yapma Killua. Şeytan krallığından kimse bize yardım etmez." Killua sırıttı. "Şeytanlar çıkarlarına bakar. Eğer onlara iyi bir çıkar verirsek bize seve-seve yardımcı olurlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peri güzeli ⌘ killugon ✓
FanficOrman perisi gibi değilsin. Daha güzelsin, bana özelsin.